Kanal-24 Televizyonu ve Star Gazetesi yazarlarından
Sayın Elif Çakır, şok edici bir habere imza atmıştı.
Neydi o haber?
Hani AK Parti’li İstanbul ilçe belediye başkanının
gelini ve 6 aylık yavrusuyla Adalar’dan Kabataş iskelesine geliyor, Eşini
beklemek üzere iskelenin karşısına geçiyor, tam o anda ne olduysa oluyor.. İşte
50-50 kişilik kalabalık grup kadını darp ediyor, taciz ediyor, bebek yerlerde
sürünüyor, velhasıl her türlü iğrençlik ve insanlık dışı muameleye maruz
kalıyor..
Tarih ne zaman?
1 Haziran 2013,
Kime beyan ediyor bu bilgiyi?
Sayın Elif Çakır Hanıma,
Kimler bu tarifsiz olayı gerçekleştiriyor?
Gezi Parkı eylemcileri..
Bu haberi Elif Çakır, önce sosyal medya üzerinden sonra
televizyon ve gazete aracılığıyla yayıyor..
Hatta ben ilk TV-8’de yayınlanan, Gökmen Karadağ’ın
sunduğu, Elif Çakır’ın da katıldığı ‘8.GÜN’
programında duydum ve elbette şok oldum..
Star
Gazetesi’nde, 12 Haziran 2013 Perşembe günü, yayınlanan tacize uğrayan kadınla röportaj
ve yazının linki aşağıdadır..
O
haberde geçen bazı ayrıntılar gözümden kaçmadı.
Neydi
o ifadeler?
Olay yargıya intikal etti. Valiliğin,
emniyetin elinde mobese kayıtları mevcut..
Derken İstanbul Valisi yaptığı açıklamada ‘böyle bir görüntü
olmadığını’ söyledi.
En son okuduğum haber ise şöyledir:
CHP İstanbul Milletvekili Umut
Oran, 17 Haziran 2013 tarihinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği’ne
yaptığı Bilgi Edinme başvurusuna şu yanıtın verildiğini bildirdi:
“Sn. Umut ORAN bilgi edinme
başvurunuz ile ilgili olarak yapılan çalışmada; Konu hakkında Karaköy Polis
Merkezi Amirliğimiz kayıtlarında yapılan araştırmada; bahse konuyla alakalı
tarafımıza herhangi bir müracaatın bulunmadığı, konunun doğrudan İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettiği, soruşturma numarasının 2013/81797
olduğu, tarafımızca herhangi bir tahkikatın yürütülmediğinin bilinmesi hususunu
bilgilerinize sunarız.”
Umut Oran’ın yanıtsız
bırakılan soruları ise şöyle:
- 1 Haziran 2013
tarihinde İstanbul Kabataş İskelesi’nde bulunan MOBESE Kameraları gün boyunca
kayıt almış mıdır?
- Bu kamera kayıtlarında 25
yaşındaki başörtülü bir vatandaşımıza, çocuğu yanındayken saldırıldığını
gösteren herhangi bir görüntü bulunmakta mıdır?
- Bu görüntüler ilgili adli ve
idari mercilere iletilmiş midir?
- Saldırı kayıtlara göre ne
kadar sürmüştür? Bahsi geçen saldırının yapıldığını gösteren herhangi bir
emniyet gücü kaydı bulunmakta mıdır? Saldırı esnasında o bölgede kaç polis
memuru bulunmaktadır, bu memurlar hangi sebeple saldırıya müdahale etmemiştir?
- Bu saldırı ile ilgili olarak
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ilgili birimlere herhangi bir başvuruda
bulunulmuş mudur, bu başvurunun sonucu ne olmuştur?
-Saldırı esnasında orada
bulunan görgü tanıklarının ifadesi alınmış mıdır? Alınmışsa hangi tarihte
alınmıştır?
-Saldırının failleri tespit
edilmiş midir, haklarında gereken adli süreç başlatılmış mıdır?
Bundan
sonra yazacaklarım tamamen komplo teorisidir.. İster inanın, ister inanmayın..
Komplo teorim 2 ayaklıdır.
İlk
ya da 1.ayağında bu olay tamamen kurgudur, ‘Gezi Parkı’ eylemini toplum nezdinde
itibarsızlaştırma operasyonudur. Sayın Başbakan Erdoğan, bu olayı hem
mitinglerinde hem TBMM grup toplantısında gündeme taşımış ve toplumun anti-gezi parkı saflarını
sıklaştırmıştır. Olay siyaseten verimli ve doyurucu şekilde kullanılmıştır. Ve
konu kapanmıştır.
Gelelim komplo
teorimin 2.ayağına.. Bu çok daha tehlikelidir.. Olay emniyetin elinden
alınıp direk savcılık kanalıyla soruşturulması bana hiç de iç açıcı gelişme
olarak durmuyor.. Mobese görüntüleri vardır ve savcılık deşifre etmeye
uğraşmaktadır.
Sıkı durun şimdi, ne olacağını söylüyorum:
Yerel seçimlere 1 ay ya da 2 ay kala olaya katıldığı iddia
edilen 50-60 kişi tutuklanma kararı çıkartılacak, şok operasyonla gözaltına
alınacaklar ve gündem bir anda tersyüz olacaktır. Kimse İstanbul Belediye
Başkan adaylarının projesini, siyasetini konuşmayacak, sadece bu olay
tartışılacak ve seçimin gidişatına direk etki edecektir.