25 Ocak 2018 Perşembe

ABD, Türkiye’ye mermi sıkar mı?


Başlık gayet yalın ve anlaşılır bir soru cümlesidir..

TSK tarafından 6 gündür harekat yapılan Afrin’de, zaman zaman çatışmaların olduğu Menbiç’te ABD mermi sıkar mı?

Kime?

Türk askerine!

Normal ve sağlıklı bir ABD yönetimi olsa kesin olarak sıkmaz diyebilirim ama şu an PENTAGON, TRUMP, CIA sanki 3 ayrı yönetim varmış gibi davranıyorlar..

Öte yandan TRUMP’ın geleceği belirsiz olunca sorunun yanıtı da belirsiz oluyor..

Diyelim ki en kötü olasılıkla karşılaştık:

‘’Ne yapacağız?’’ sorusuna mutlaka karşılık bulmamız lazım..

Yani senaryo ‘’B’’, senaryo ‘’C’’ olmalıdır..

Senaryo-B’yi ele alırsak neler olabilir?

Menbiç’te ABD askeri ölür, ABD uçakları Türk askerini bombalar, şehit verilir, ABD-Türkiye ilişkileri artık geri dönülemez noktaya sürüklenir, İncirlik üssü kapanır, Kürecik radarı kapanır ve Türkiye yeni bir saf-kamp belirler..

Senaryo-C’de ise iş tamamen kontrolden çıkar.. Akdeniz’deki ABD uçak gemilerinden Başkent Ankara’ya füze atılır..

Bu da 3.Dünya Savaşının fitiline, çakmak çakılmasıdır..

Senaryo-A, bugünkü gibi inişli-çıkışlı ilişkiler sürer, AFRİN’e harekat devam eder, PYD yenilir sonra ateşkes olur, herkes tekrar masa etrafında toplanır..

PYD sadece FIRAT’ın doğusunda kalır..

Tamamen hayali ‘A’, ‘B’ ve ‘C’ senaryolarını kabaca yazdım..

İstenirse bu senaryolar için sayfalarca olabileceklerle doldurulur..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR





20 Ocak 2018 Cumartesi

TSK, Dünyanın En Savaşçı Ordusudur..


Beni bilen bilir, asla hamaset yapmam, hep bilimsel ve akılcı  düşünür-yazarım..

Malumunuz TSK, dünyanın en büyük orduları arasında ilk 5 içinde yer alır..

Dünyanın diğer büyük ve küçük ordularından (ABD-Rusya dahil) ayıran en önemli özelliği ise son 40 yıldır düşük yoğunluklu bir savaşın bir fiil içindedir..

Bir ordu düşünün; kendi ülkesi sınırları içinde dağlarda, köylerde (bazen sınır dışında) ayak basmadık yer bırakmıyorsa; ‘dünyanın en eğitimli, en savaşçı ordusu’ denmezi kaçınılmazdır..

Bilinir ki her ordu kendi konsepti dahilinde eğitimlerini yapar, zaman-zaman sahada tatbikatla pekiştirir..

Oysa Türk ordusu sürekli, daima, bizzat sahada eğitimi ve tatbikatı icra ederken PKK hedeflerini imha etmek için savaşıyor..

Son 40 yıldır Türk ordusunun şehitleri ve gazileri binlercedir..

Ama işte bu acının bedeli olarak Türkiye, her an, her yere askeri harekat yapma şansını bulabiliyor..

Afrin’e yönelik harekat fiilen başladığı açıklandı ya..

Bu şartlarda, ABD ve Rusya provokasyona girişmezse, bence 1 ay içinde en az zayiatla biter..

Hava desteği (uçak ve helikopter) sağlandığı takdirde önden komandolar, arkadan tank unsurları, sahada YPG’lileri siler, süpürür..

Son olarak; inşallah en az şehitle ve yaralanmayla bu harekatın tamamlanması dileğiyle..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR





18 Ocak 2018 Perşembe

Canan Kaftancıoğlu CHP’de devrim mi yaptı?..


Kim ne derse desin CHP’de ilk kez ideolojik kulvar değişikliğinin ışıkları İl Başkanı Sayın Canan Hanım ile tescillendi..

Peki, daha önce ideolojisi neydi ki değişti?

En kötüsü de budur çünkü ideolojisi yoktu bence..

Canan Hanımla hangi ideolojiye evrildi CHP?

Sosyal demokrasi ve sol değerlerin öne çıktığı yeni değişim-dönüşüm..

Peki, tırnak içinde merkez medya, yandaş medya (öyle adlandırılıyor) niye şaşırdılar?

Milliyetçiler, muhafazakarlar, dindarlar, kısaca sağcılar ısrarla Canan Hanıma hücum ediyor, hatta taciz ediyorlar, neden?

Anlamadığım ve kavramadığım, CHP’de seçilen bir il başkanı diğer rakip siyasi kesimi neden bu kadar ilgilendiriyor?

Yok CHP oy kaybetmiş,
Yok CHP İstanbul belediye başkanlığı seçimini kaybedermiş,
Yok CHP böyle marjinal ideolojilerin ve şahısların esareti altına girmiş,
Yok, CHP Atatürk çizgisinden uzaklaşmış…

Daha gerisini yazmaya bile değmez ıvır zıvır..

Türkiye’de siyaset öyle bir kaotik ortamda ki kimin eli kimin cebinde belli değildir..

Bu tartışmayı aklım almıyor yahu..

Ne güzel işte beceriksiz, basiretsiz bir seçim yapan CHP İstanbul delegeleri Canan Hanımı il başkanı seçtiler..

O zaman rakiplerin elleri kızarıncaya kadar alkışlaması lazım çünkü 2019-Mart ayında İstanbul Belediye Başkanlığını rahatça kazanırlar..

Kaldı ki o bahsettikleri, niye değişti diye kızdıkları CHP, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini 1977 yılından beri hiç kazanamıyor..  Anımsatma yapmak isterim 1989 yerel seçiminde İstanbul Belediye Başkanlığını CHP değil, SHP kazandı..

Türkiye’de anketçilerin konsensüs halinde ölçerek mutabık oldukları tek konu vardır:
Türk halkının yüzde 45-50’si muhafazakar-dindar olarak kendisini tarif eder,
Geriye kalan yüzde 50 içinde ise;
Yüzde 15’i Atatürkçü-Kemalist-ulusalcı,
Yüzde 15’i Türk milliyetçisi,
Yüzde 10 Kürt Milliyetçisi,
Yüzde 10’u Sosyal demokrat ve sosyalist..

Akıl verenler diyor ki canım öyle olmaz bu iş..

Nasıl olur?

CHP hem muhafazakar olsun, hem dindar olsun, hem milliyetçi olsun, hem Kemalist olsun, hem de sol olsun..

Yok öyle bir dünya cancazcığım..

Aslı varken kimse kopyasına oy vermez..

Bir siyasi hareketin temeli ideolojidir..

‘’Biraz oradan, biraz buradan ekleme yapalım, ülkeyi yönetmeye talip olalım’’ hayali boş ve nafile çabadır..

Ehh canım merkez sağ partiler yapıyor ve kazanıyor..

İşte biraz muhafazakar-dindar, işte biraz milliyetçilik, hatta bulabilirsen sos olarak yumuşak sosyal demokrat, al sana yüzde 50 garanti..

Kardeş, anlamadın galiba halen ideolojik olarak toplumun yüzde 65 muhafazakar-dindar-milliyetçi olunca sen neyi iddia ediyorsun?

En can sıkıcı olanı da Ahmet Hakan gibi köşe yazarları Canan Hanım üstünden CHP tavanında tepişiyorlar ve gürültü yapıyorlar..

Bunda kim suçludur?

Kuşkusuz CHP Genel Merkezi..

Çünkü değişime-dönüşüme hazır olmayan CHP yönetimi şaşırmış vaziyette ve ne tavır takınacağını bilemiyorlar..

Sorulması gereken en kritik, en can alıcı soru şudur: Türk Halkının neden yüzde 100’ü Atatürkçü olmuyor?

Hadi düzeltiyorum; bu ülkenin kurucusu Atatürk’e asgari saygıyı neden göstermiyorlar?

Atatürk neden siyasi mülahazaların dışında tutulamıyor?


İşte bu sorularla hep savuna geldiğim tezim vardır: Atatürk ile ilgili siyasi parti ve oluşumlar hemen kapatılmalıdır.. Böylece Atatürk bir kesimin değil, herkesin asgari müştereklerde saygı duyduğu kurucumuz olur kanaatindeyim..

Öte yandan CHP, artık Canan Hanım üzerinden başlayan bu tepişmeyle oluşan ağır yükü taşıyamaz.. İdeolojik bunalımla dolan bu kamyon bu yükle devrilir..

‘’Atatürk CHP’sinin düştüğü durum’’ diye eleştirenlere; ‘siz niye Atatürkçü olmuyorsunuz kardeş?’ lafını bir türlü yetkililerden duyamıyorum..

Son söz: Siyaset su gibi akar ve mutlaka bir yolunu bulur..

Yazardan özel not: CHP ile ilgim ve bağım son 2 yılda kopmuştur..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



14 Ocak 2018 Pazar

ABD-Türkiye savaşı kapıda..


Artık anlaşıldı ki Türkiye, AFRİN’e operasyon yapacaktır..

2 şık vardır..

Ya AFRİN’i YPG/PYD boşaltacak ya da çatışma çıkacak..

Çatışma çıkarsa ne olacak?

Valla YPG’li ölürse mesele yoktur, çatışma esnasında 2-3 ABD’li asker ölürse kıyamet kopar ve resmen ABD ile kafa kafaya geliriz..

Peki, Barzani’den sonra Kuzey Suriye’de ittifak yaptığı Kürt güçleri sokak tabiriyle satar mı ABD?

Emperyal çıkarına göre davranan ABD’nin satacak ne hali ne de pozisyonu vardır..

Zaten AFRİN’de sembolik Rus güçleri vardır..

Harekat öncesi Rusya güçlerini çekerse sorun çıkmaz..

Ama illa da ABD’li irtibat askerleri vardır AFRİN’de..

Peki, Türkiye-ABD çatışma senaryosunda ne öngörürüm?

Dar kapsamlı olur kanaatindeyim..

Bir kere AFRİN hedefiyle Türk uçak kaldırtmaz, kalkarsa ABD uçakları mutlaka önleme yapar ve AFRİN üzerini uçuşa yasak bölge ilan eder..

FIRAT harekatında olduğu gibi karadan giren tank ve mekanize unsurlara hava desteği sağlanamaz..

Sağlanamazsa ne olur?

Çok zayiat olur..
Ben Genelkurmay Başkanı olsam hava desteğinden yoksun böyle bir sınır ötesi harekata girmem..

Ha emir verirlerse yapacak bir şey yoktur ama bu gerçeği ve durumu açıklarım kamuoyuna..

ABD ile çatışmaya göze alan bir devlet politikasının sonu nereye gider?

Valla böyle bir sıcak çatışmayı Allah göstermesin fakat daha büyük felaketimize yol açabilir..

Suriye’de köşeye sıkışmış ABD emperyalizmi bu dakikadan sonra yapmayacağı çılgın hamle yoktur..

Son söz: Devlet aklı ve diplomasi mutlaka çalıştırılmalıdır.. Benimkisi sadece öngörü ve senaryodur..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR

İnstagram : https://instagram.com/omerozdamar/

12 Ocak 2018 Cuma

BEKAP (Bucak Eğitimde Kaliteyi Artırma Projesi) Açılışı Yapıldı..


Sağ olsunlar, yerel yazar olarak davet ettiler, ben de davete icap ettim..

Bucak İlçe Müftülüğü Konferans salonunda yapılan açılışa elbette öğrenci yoğunluklu katılım vardı ve oldukça kalabalıktı..

Tabii, bunda Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un gelmesi etkili olmuştur..

Açılışla ilgili haberleri yerelden ve genelden okursunuz, ben size gözlemlerime dayanan biraz magazinsi bilgileri aktarayım..

Bucak İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sayın Yalçın Sezgin, şahane bir giriş konuşması yaptı ve finalinde BEKAP’ın faaliyetlerini anlatan video gösterisi oldu..

Baştan Sayın Bakan olmak üzere Burdur AK Parti Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek ile Burdur Valisi; proje sunumu ve projenin hayata geçirilmesinde baş mimar olan Yalçın Sezgin Beye teşekkür ettiler..

Sayın Bakan açılış öncesi son konuşmacıydı ve tam bir üniversite hocası edasıyla, öyle de olduğunu kanıtlayan bilgi ve birikimle, hem proje üzerine hem de BİLMEK-OKUMAK eylemlerini bilimsel dille açıkladı..

Acaba ‘DÜŞ’e Yazdım’ ve ‘PLÜTON BİZE NEDEN KÜSTÜ?’ İsimli deneme kitaplarımı Sayın Bakana imzalı verebilir miyim, hayaliyle gittim ama nerden, mümkün olamadı..

AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek bile yazdığı ‘’İHANET VE DİRENİŞ’’ isimli kitabını imzalı takdim etmekte zorlandı ki bana sıra hayatta gelmezdi..

Projenin sloganı ise ‘’BUCAK BU YIL ÇOK KİTAP OKUYACAK’’ şeklinde seçilmiştir..

Yerelden yazar olarak davetli Hasan Konu Hocam ve ben yan yana oturduk.

Bu arada Antalya’dan gelen bazı yazar arkadaşlara plaket verildi.

Hani ummadım değil, ‘acaba bizi de onura ederler mi?’ diye içimden geçmedi dersem yalan olur.. Ama olmadı, verilmedi..

Neyse artık, yaklaşık 6 aylık bir proje ya, herhalde bir ara düşünülür kanaatindeyim..

BEKAP içinde hangi etkinlikler var? diye sorarsanız:

Mayıs-2018 ayına kadar sinema, tiyatro, kitap fuarı, okuma yarışması gibi her türlü kültür ve sanat faaliyeti yürütülecektir..

Galiba Bucak İlçemizde eksik olan tarafımız böylece bir nebze de olsa kapanacaktır..

Düşünen ve emeği geçen herkese bir Bucaklı vatandaş olarak teşekkür ederim..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR




9 Ocak 2018 Salı

1 TL FETÖ parası..


Vallahi gerçektir..

Bugün bir arkadaşım, 1 TL gösterdi..

‘’Nerden buldun?’’ diye sordum:

Abi bankaya elektrik borcu yatırdım bankamatikten, üstünü verirken bu 1 TL’yi de verdi..

Ver bakayım dedim, ulan bu 2012 basımı FETÖ parası değil mi?

Evet abi..

Yahu FETÖ darbesi olmuş, halen FETÖ parası tedavülde mi?

Bir araştırma yaptım.

Meğer hala tedavüldeymiş, yani toplatılmamış..

CHP'li Mehmet Tüm geçen ay (Aralık-2017) soru önergesi veriyor:

Türkçe Olimpiyatları parası tedavülde olmasının gerekçesi nedir?

Bu paralar ‘muhtelif alanda ün yapmış’ hangi Türk büyüğünü anmak içindir?

Bu paraların geçerliliği neden iptal edilmemektedir?

İlgili devlet dairesi ne diyor bu soruya?

Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan cevap metninde, “2017 yılı Ekim ayı sonu itibariyle tedavülde toplam 1.468.707.512 adet 1 Türk Lirası bulunmaktadır. Bu miktara; 70.000.000 adet 15 Temmuz tedavül hatıra parası, 1.000.000 adet Sayıştay hatıra parası ve 1.000.000 adet Türkçe Olimpiyatları hatıra parası da dahildir.”

Kabaca 1 milyar 468 milyon adet 1 TL’lik demir para tedavüldeymiş. Bunların içinde 1 milyon adet Türkçe Olimpiyatları hatıra parası da varmış..

Darbenin üstünden neredeyse 18 ay geçmesine rağmen bu paralar iptal edilmemiş yani bir şey yapılmamış..

O zaman ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum:

Lütfen talimatınızı verin!

Bu paralar hemen iptal edilmeli ve tedavülden kalkmalıdır.. Çünkü bu paralarla hala FETÖ propagandası yapılır..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR





8 Ocak 2018 Pazartesi

Okul Servisçilerinin Feryadı..


Öncelikle sosyal medya Facebook üzerinden paylaşımda bulunan Okul servisi çalıştıran Sayın Arif Günay bakın ne diyor?

Yeni çıkan yönetmelik gereği Burdur Bucak ta şehir içi öğrenci taşıma ücretlerine 100%100 zam gelebilir bu demek oluyor ki 140 tl yerine 280 tl detaylı bilgi için bucak milli eğitim müdürlüğü ne başvurulabilir

Bucak Servisçiler Kooperatifi Başkanı Sayın Fatih Yıldız ne diyor, bir de onu okuyalım:

TC Fatih Yildiz
 Sen uyuyorsun herhalde Arif bununla İlgili biz servisciler kooperatif olarak şoförler odasına bilgi paylaşımı yaptık bunun üzerine şoförler odası başkanım sayın yusuf TOP hem Federasyon ve siyasi olarak vekillerimizle konuyu görüşüldü çözüm bakanlar tarafından çözülecek bilmeni isterim arif
😉 😉

Tabii ki ben de biraz araştırma yaptım.

Varan-1:
yeni Servis Araçları Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeler şunlar:
-Araç takip sistemi zorunlu hale getirildi,
-Şoföre hekimden her yıl rapor şartı getirildi.
-Denetim için komisyonlar kurulacak ve komisyonda öğretmen ve veliler olacak.
-Denetim görevi İçişleri Bakanlığı'nda olacak.
-Kovuşturma ve soruşturmalar şoförlüğe engel sayılacak.
-Araçlarda bulundurulacak personelin eğitimi, Milli Eğitim Bakanlığı'nca yerine getirilecek.
-Üç noktalı emniyet kemeri ve sensörlü koltuk zorunlu hale getirildi. 

Varan-2:
İçişleri Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan “Okul Servis Araçları Yönetmeliği”nin 9. maddesine göre, “okul servis şoförlerine ve okul servis rehber personellerine her yıl aile hekimliğinden rapor alma zorunluluğu” getirilmiştir.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Aile Hekimliği Kolu bu konuya ne diyor?

Aile hekimlerinden yılda bir kez alınacak “okul servis şoförü” veya “okul servis rehber personeli” olmaya uygundur raporuyla, “taşıma faaliyetlerinin düzenli ve güvenli hale getirilmesi” mümkün değildir. Okul servisleri ile ilgili sorunlar, niteliği belirlenmemiş raporlarla çözülemez.

Gelelim benim görüşüme:

Bir kere Okul servis şoförleri ve servis rehberleri MEB’na bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde 30 saat süreyle kurs görecekler ve sertifika alacaklar..

Özellikle 2018-2019 Öğretim Yılından itibaren tüm okul servislerinde sertifikalı rehber personel bulundurulması mecburidir.

Köylerden ilçelere taşıma yapan servislerde ise rehber personel zorunlu değildir..

Burada bir çelişki oluşmaktadır elbette.. Neden böyle düşünmüşler valla bilemedim, yönetmenliği yazanlara sormak lazım..

Diğer sorun hizmet-maliyet konusundadır:
Örneğin Bucak İlçe sınırları içinde 16 öğrenci taşıyan bir servis aracının ihale bedeli olarak öğrenci başına 140 TL almaktadır. Toplam 2.240 TL yapmaktadır. Aylık yakıt gideri takriben 700 TL dersek kalan 1.540 TL olup rehber personel için verilecek para ortada yoktur..

Önerim şudur: Ya öğrenci velilerine ilave maddi yük gelecek ya da devlet servis ücretlerinin bir kısmını sübvansiyon edecek yani karşılayacak..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR




7 Ocak 2018 Pazar

Nuh Tufanı..


TRT’de yayınlanan Pelin Çift’in sunduğu Öteki Gündem programında Nuh Tufanı işlenmiş ya,

Programa uzman olarak İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesinden Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek katılmış ya,

Son 3-4 gündür gündemi işgal etmiş ya,

Ünlü tarihçilerden İlber Ortaylı’dan tutun, uzman olan herkes görüş açıklamış ya,

‘’Uzman değilim ama benim neyim eksik’’ dedim içimden ve ben de işte görüşümü sunuyorum size…

Ne demiş değerli hocamız, ona anımsayalım mı?

Varan-1:
Nuh Tufanı esnasında Hz. Nuh’un kendisine inanmayarak gemiye binmeyen oğlunu ikna etmek için cep telefonu ile görüşmüş..

Varan-2:
10 bin yıl önce o dönemde Hz. Nuh’un 400 metrelik dalgalara dayanan çelik levhalardan yapılmış bir gemi inşa ettiğini ve bu geminin nükleer enerji kullandığını..

Varan-3:
Nuh’un oğlunun uçan bir cisim kullandığını..

Varan-4:
Gemiye canlı hayvan alınmadığı, Hz. Nuh’un döllenmiş bir dişi bir erkek yumurta sipariş ettiğini ve siparişlerin o dönemde Amerika’dan, Fransa’dan Hz. Nuh’a yollandığını..

En önemlisini sona saklayan Sayın Hocam diyor ki:  

İddialarının hep bilimsel kanıtlara dayanır...

Vay be!

Hemen bir fıkra patlatayım size önce..

Amerika’da düzenlenen bir arkeoloji konferansında önce ABD’li arkeolog çıkmış kürsüye ve ‘’Ülkemizde yapılan kazı çalışmalarında 25 metre derine indik, kablo bulduk, demek ki atalarımız telefon kullanmış..’’

Sıra Türkiye temsilcisi Arkeolog Laz İdris’e gelmiş, göğsüne ileri fırlatarak başlamış sunumunu yapamaya:  
‘’Kazdık, kazdık ve 50 metreye indik, bir halt bulamadık, demek ki bizim atalarımız telsiz kullanmış..’’

Gelelim Sayın Hocama..

Hayallerini anlatsa; ‘’Vallahi billahi kalkıp ayakta alkışlarım.’’ Her şey hayalle başladığına inanırım, çünkü insanlık hayallerle 2018 seviyesine geldi..

Ama hayal değil, söylediklerim gerçek ve bilimsel ispatı var deyince; ‘’düşünme devrelerim yandı sanki.’’

Hem de TRT gibi devlet televizyon kanalında bu ipe sapa gelmez lafların edilmesi çok canımı sıktı..

Hani çok şeye alıştık, kanıksadık ama bu tür deli zırvası söylemler karşısında gelecek umudumu da yitiriyorum maalesef..

Gelelim benim düşünceme:

"Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim'de Nuh'un tufanı hakkında çeşitli bilgiler ve detaylar vardır. Aynı şekilde antik çağlardan modern döneme kadar çeşitli kaynaklarda Nuh'un gemisinin hangi dağda karaya oturduğu ve içerisindekilere ne olduğu ile ilgili çeşitli bilgiler vardır.
Tufan konusunda yapılan jeolojik, arkeolojik ve tarihi araştırmalar devam etmektedir. Ağrı Dağı'n da olduğuna dair günümüze kadar henüz somut arkeolojik bir veri ortaya konulamamıştır."

Buraya kadar hepimizin kabaca bildiğimiz hususlardır..

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesinden Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek Hocam ise gemiyi bulmuş,
kullandığı yakıtı öğrenmiş,
içindeki canlıların fosillerini incelemiş,
bir de cep telefonu rast gelmiş,
bu yetmezmiş gibi uçan adam da varmış..

Popopopo, yahu Hocam, siz programa çıkmadan önce ne içtiniz acaba?

Hayır, teolog, din tarihi uzmanı falan olsa vallahi yine dikkate alırım..

Ama ben, size kızmıyorum, çünkü bu ülkemizde yıllardır hakim olan eğitim sisteminin yarattığı bilim adamısınız..

Başka ne beklenebilir ki?

Neyse ya, uzatılacak konu yoktur..

Modern eğitimde ve bilimde geldiğimiz noktaya isteyen üzülür, isteyen sevinir..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR




4 Ocak 2018 Perşembe

Bucak Sağlık Meslek Yüksek Okulu inşaatı ne olacak?


Malumunuz kamuoyu adına bir sorunu dile getiren sokak gazetecisi sonucunu mutlaka takip etmelidir..

Yazdım,  bitti diyemez..

Önce anımsatma yapayım..

Yazı adı: Bucak Sağlık Meslek Yüksek Okulu inşaatı neden durdu?
Yazı tarihi: 2 Ekim 2017 Pazartesi

İşte bu yazı üzerinden tam 3 ay geçti..

Ne oldu peki?

Bucak Belediyesi, Burdur MAKÜ ve Bucak Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi arasında okul inşaatı için 3’lü protokol yapılmış..

Benim yazı üzerine Bucak Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Sayın Ali Civan ‘’protokolün orijinalini kamuoyuyla paylaştı ve kendi kurumunun yükümlülüğünü ya da sorumluluğunu tamamladığını’’ söyledi ve sokak tabiriyle topu ayağından çıkardı..

MAKÜ Rektörü ise topu Bucaklı iş adamlarına attı..

Belediyeden ses çıkmadı..

Bugün tekrar inşaata gittim, tekrar fotoğrafladım ve şimdi tekrar soruyorum:




Bu inşaat ölü mü?

Hayır, ölüyse orta yerde kalmasın, bari cenazesi kaldırılsın..

Espri yaptık ama bu inşaatın sahibi yok mu?

Bu inşaatın sahibi devlettir kardeşim..

Şu olmuş, bu olmuş, meseleyi çözmez..

İşte önerim:

Protokol iptal edilir, devlet inşaata el koyar, yeni bir ihaleyle okul tamamlanır..

Böylece 2018 yılında inşaat biter ve 2019 yılına öğrenci alınır..

Bu inşaatın durumunu her 3 ayda bir gidip fotoğraflayacağım ve kamuoyuyla paylaşacağım..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



2 Ocak 2018 Salı

BAYRAMCILAR-REŞATCILAR siyasi savaşa devam edecekler..

Bana da yılın ilk yazısı böyle bir konuya nasip oldu..

Malumunuz geçen Pazar Günü, Burdur AK Parti 6.Olağan İl Kongresi gerçekleşti..

Sosyal medya platformu Facebook üzerinden yapılan paylaşımları derledim, topladım ve bir kanaate ulaştım:

2018 yılında da BAYRAMCILAR-REŞATCILAR siyasi savaşa devam edecekler..

İsterseniz sırayla bulgulara bir bakalım, daha sonra yorum-düşüncemi daha açık yazacağım..

Varan-1:
Eski Yönetici Ali Has, Facebook sayfasında bakın ne paylaşıyor:

Sayın Başbakanımız’a mozaik mermer’den yapmış olduğumuz dik duruşun simgesi, Arapça “Elif” harfimizi il başkanımız Volkan Mengi takdim etti..! Teşekkürler..

Altına bakın kim yorum yapıyor?

Bayram Özçelik: Güzel Bir Hediye. Teşekkürler

Eski AK Parti Bucak  İlçe Yöneticisi, Sayın Başbakana hediye hazırlıyor, AK Parti Burdur İl Başkanı takdim ediyor..

Şimdi ben soruyorum:

AK Parti Bucak İlçe başkanı dururken il başkanının vermesi ne anlama geliyor? Hem de içi mesaj dolu hediye..

Hani derseniz usul-yöntem, teamül gereği böylesi daha münasiptir, amenna..

Varan-2:
Eski AK Parti Yöneticisi yine başka bir paylaşımda bulunuyor:



Eski Belediye Başkanı, eski yöneticiler hepsi bir arada bulunuyor..

Bu grup için soruşturdum, araştırdım, parti önünden Burdur’a gidişte mevcut yönetimle beraber hareket etmemişler..

Bu mesaj nedir?

Hayır, ben mesajı okuyorum da, sizler anladınız mı?

Biz farklıyız, biz ayrıyız, biz özeliz anlamına gelmez mi?

Daha başka detaylar var ama gerek yoktur..

Gelelim şahsi yorum-düşünceme:

Valla Burdur ilinde Bayram Özçelik Bey, siyaseten çok güçlüdür bu bir..

Yeni Burdur İl Başkanı atamasında artık bu gösterge tescillenmiştir..

Burdur merkez ve ilçe teşkilatlarına tam hakimdir..

15 yıldır milletvekilliği yapmanın biriktirdiği bu siyasi gücü, 2019 yılına kadar sürdürür ama sonrası için Allah kelam belli değildir, bu da iki..

2019 yılında bir taraf kesin kaybedecek.. Yani Burdur siyasetinde hem REŞATCILAR, hem de BAYRAMCILAR olamaz..

En önemlisi Bucak İlçesindeki BAYRAMCI AK Partililer hiç umutlarını yitirmediler ve hep siyasetin ustalığını gösterdiler bu da üç..

Yaklaşık 6 aydır yeni yönetim var Bucak’ta ama BAYRAMCILAR gölge yönetim gibi her etkinlikte gövde gösterisi yapmaktan hiç geri durmadılar..

‘’Biz buradayız, bir yere gitmedik’’ mesajını her fırsatta, her platformda gösteriyorlar, tabii ki Bayram Özçelik Beyin direk-endirekt desteğiyle..

Benden bu kadar.. Gerisini siz değerli okuyucular düşünsün artık..

Bu arada 2018 yılının başta ülkemize, dünyamıza barış ve mutluluk getirmesini dilerim..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR