28 Şubat 2018 Çarşamba

Çocuklara İstismar..



Gündemimize çığ gibi düşen hepimizin altında kaldığı ve utancımızdan soluksuz izlediğimiz, okuduğumuz, konuştuğumuz çocuk istismar vakaları, olayları..

Yazılı ve görsel medyaya yansıyan toplam vakanın neredeyse yüzde 10’nu bile değildir..

Adliye koridorlarına taşınan çocuk istismarı davaları buzdağının görünen küçük kısmıdır..

Tablo vahim, çaresizce oturup beklemek mi yoksa bir şeyler yapmak mı lazım?

Siyasi iktidar dahil toplumun tüm kesimleri anladılar ki ‘mızrak çuvala sığmıyor artık’..

Herkesin ağzında işte hadım cezası, işte ağırlaştırılmış hapis cezası, işte idam gibi pansuman niyetine çözümler söyleniyor..

Bence esası gözden kaçırılıyor ve yok sayılıyor..

Bir kere çocuk istismarı yapılan mekanlara göz atalım mı?

Evler,
Okullar,
Kreşler-yuvalar
Pansiyonlar,
Tarikat-cemaat evleri..

Farkındaysanız hepsi de güvenli alanlardır..

Demek ki çocuklara istismar büyük oranda güvenli mekanlarda gerçekleşiyor..

Çocuk istismarını genelde kimler yapıyor?

Evdekiler, (baba, dede, kardeş)
Akrabalar,
Komşular,
Öğreticiler-hocalar..

Yine en güvenilen kişiler karşımıza çıkıyor..

Kafamızda iyi-kötü şablon oluştu..

Mide bulandırıcı daha fazla detaya gerek olmadığı kanısındayım..

Çare nedir?

Bugünden başlayarak 10-15 yılda bu tür vakaları nasıl en aza indirgeyebiliriz?

Maalesef bizdeki eksik olan bilgiden geçiyor..

Anne-baba (ebeveyn) bilgili-eğitimli olacak ki çocuğunu cinsel istismar tehlikesini öğretsin ve maruz bırakmadan yetiştirebilsin..

Yani önce anne-baba öğrenecek sonra çocuğuna öğretecek..

Peki, anne-baba neyi öğrenecek ve anlatacak?

Bir kere doğumundan-18 yaşına kadar çocuğu gözlemleyecek, takip edecek..

‘Saldım çayıra Mevla’m kayıra’ demeyecek..

Çocuğa her yaşında ‘vücudu ve gelişimi’ anlatılacak, ayıp-günah gibi kolaycılığa kaçmadan sabırla sorulara mantıklı ve akılcı yanıtlar verilecek..

Çocukla sağlam ve güvenli iletişim kanalı oluşturulacak ki ev dışında yolda, sokakta, okulda, serviste olup-biteni rahatlıkla anlatabilecek..

Özellikle anneler bu işin komutanı olmalıdır..

Neden?

Çünkü çocuğun sağlıklı gelişimi ve herhangi bir istismara maruz kalmadan büyümesi yolunda annelere çok iş düşmektedir..

Anneler eğitimliyse, zihni açıksa, iletişim konusunda sorun yaşamaz ve çocuk başına gelebilecek tatsız olayları rahatlıkla ifade edebilirse; mesele yüzde 99 çözülmüştür..

Öbür türlü derdini anlatamayan çocuk başına gelenler karşısında çaresiz kalır ve travmalar ömrünün sonuna kadar sürer..

Bucaklı yerel bir yazar olarak karşımızda duran toplumsal bir soruna, ‘çocuk istismarına’ bakışım ve çözüm önerim bu minvaldedir..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR





27 Şubat 2018 Salı

Burdur Şeker Fabrikası Özelleştirilmesi..



Siyaset Pürtelaş..
Sivil toplum kuruluşları (ticaret odaları, borsalar, sendikalar..) koşuşturmaca da..
Pancar ekicisi köylüler merakla beklemede..
Şeker fabrikası daimi işçileri, taşeron işçileri, memurları yeni görev yerlerini seçme uğraşısında..
Naneci Medya başta olmak üzere yerel medya konuyu gündemin en üst sırasına çıkarmakta..
AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, basın açıklamasıyla çözüm yolu olarak ‘’Burdur sermaye sahiplerinin şeker fabrikasını satın almasını’’ göstermekte..
Burdur AK Parti İl Başkanı Volkan Mengü, satın alma prosedürü için Başbakan Binali Yıldırım ile görüşme yapmakta..

Bu özelleştirme işinin oyuncuları ise:
Hükümet,
ÖİB (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı),
Yerli sermaye,
Yabancı sermaye (CARGİLL başta olmak üzere) olup ‘sürecin nasıl sonuçlanacağını? bu aktörler karar verecektir..

Sıra geldi bana: ‘’Ne düşünüyorum, ne öneriyorum?’’

Kim ne derse desin Burdur Şeker Fabrikası ÖZELLEŞECEK..

Yani bu girilen yoldan geri dönüş söz konusu edilemeyecektir..

Burdur merkez sermayedarların girişimciliği maalesef zayıftır..

Hazır olanak ayaklarına kadar gelmişken; krizi fırsata çevirip, Burdur Şeker Fabrikası’nı satın almaları gerekir..

Burdur yerel sermayesi, satın almayı yaparlar mı, yapmazlar mı bilemem ama en makul çözüm şu an itibarıyla bu noktada yoğunlaşmaktadır..

İflah olmaz Liberal düşünce savunucusu olarak ÖZELLEŞTİRME taraftarıyım..

100 yıl önceki dünya ekonomik konjonktürüne uygun kurulan bu fabrikaların 2018 yılının ekonomik gerçekleriyle devam etmesi artık mümkün değildir..

Yani ülke ekonomisine katkısı ve işlevi sona ermiştir..

Neden?

Dünyadaki maliyet ve fiyat rekabeti..

Diğer yandan pancar şekeri, nişasta bazlı şeker tartışması asitmetriktir..

Şeker zaten insan vücudu için zararlıdır..

Pancar şekeri daha az zararlı argümanı rekabet içinde kullanılan bilgi savaşıdır..

Dünyada 1 kilo şekerin üretimi ve tüketiciye sunumu 2 TL olup bizde ise 3 TL ve yukarısına çıkıyorsa kapatın gitsin..

Çünkü maliyet-fiyat denklemi dünya ekonomisiyle uyumlu değildir..

Nasıl?

Dünyada üretilen beyaz şekerin yüzde 72’si şeker kamışından, yüzde 18’i ise şeker pancarından üretilmektedir. Şeker kamışından üretіlen şekerіn maliyeti, şeker pаncаrındаn üretilen şekere göre oldukça düşük bulunmaktadır. Dünya beyaz şeker borsalarına şeker kamışından üretilen beyaz kristal şeker hakimdir. Dünya şeker fiyatı denildiği zaman kamış şekerinden söz edilmektedir.
Dünya’da şeker kamışından üretilen şekerin ton fiyatı 300 dolar civarındadır. Pancardan üretilen şekerde isе fiyat 750-850 dolar аrаsındа değişmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye pancardan üretilen şеkеri kullanmaktadır. Ama dünyаdа şeker pancarından şeker üretiр de 300 dolara mal eden hiçbir ülke yoktur. Hеrkеs 500-700 dolаrа mal etmektedir.

Özellikle aracılar, simsarlar tonu 300 dolara mal olan şeker kamışından üretilen şekeri ithal edip bize 700 dolara şeker pancarı şekeri gibi satmaktadır..

Aradaki 300-400 doları ceplerine indirmektedir..

Uzun lafın kısası dünya ölçeğinde şeker pancarından beyaz şeker üretimi rantabl yani verimli değildir..

O zaman 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi, olmazsa kapatılması kaçınılmazdır..

Çiftçilerimiz ise pancar üretmek yerine dünyanın ihtiyacı olan başka ürünlere yönelmesi mecburidir..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



22 Şubat 2018 Perşembe

Deniz Yücel Olayı Fiyasko..


Tarih: 15 Şubat 2018
Ülke: Almanya
Yer: Berlin

Ne oldu?
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile Almanya Başbakanı Merkel arasında resmi buluşma..

Başbakan Binali Yıldırım Deniz Yücel’in tutukluğu ile ilgili ne dedi?
''Ümit ederim kısa sürede duruşması yapılır ve bir sonuç elde edilir. Her duruşma bir umuttur'' ..

Tarih: 16 Şubat 2018
Ülke: Türkiye
Yer: İstanbul

Ne oldu?
Tutuklu Alman Vatandaşı Gazeteci Deniz Yücel tahliye edildi..

Sonrası:
Havaalanında bekleyen özel uçağa atladı ve Almanya’ya gitti..

Olasılık-1:
Varsayalım ki her şey tesadüftür.. Mahkeme iddianame hazırlamış, tutuklu kalmasına gerek görmemiş ve tahliye etmiş..

Çok güzel, bence de ideal olan bu..

Peki, sorun ne?

Deniz Yücel’e ne adli kontrol var, ne de yurtdışı çıkış yasağı var..

Bir vakit sonra iddianame mahkemece kabul edildi ve duruşma günü belirlendi..

Terör suçlusu olarak kimi yargılayacağız?

Deniz Yücel’i

Nerede şimdi?

Almanya’da..

Almanya’dan SEÇİS üzerinden görüntülü yargılama mı yapılacak acaba?

Olmaz..

Olmazsa mahkeme kimi yargılayacak?

Hiç kimseyi..

Yargılayacak olsa en azından yurtdışı çıkış yasağı koyardı..

Olasılık-2:
Varsayalım ki milli menfaat var, hani ülkemiz savaşta ya, Leopar tankları için acil yedek parça tedariki lazım..

Böyle bile olsa halk tabiriyle ‘kitabına uydurulur’, yani usulen iddianame gönderilir, ilk duruşma yapılır ve tahliye edilir..

Acaba kadın (Merkel) zorladı mı?

Nasıl?

‘’Ya hemen yarın tahliye edilecek, başka türlü sizin tank parçası talebinizi kabul etmiyorum mu?’’ dedi..

Valla bilemiyorum, fakat öyle de olsa, böyle de olsa fiyaskodur..

Neresinden tutarsanız tutun; modern, çağdaş, gelişmiş devlet hukukuna oturmuyor..

Tarih bu olayı ileride yazar mutlaka..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR




20 Şubat 2018 Salı

AK Parti-MHP İttifak Analizi..


Yaşım gereği, Türkiye siyasi yaşam akışının son 30-40 yılını anımsarım ve  iyi bilirim..

1970-80 yılları arasında AP, MSP ve MHP arasında MC (Milliyetçi Cephe) koalisyonu vardı..

1991 yılında, yüzde 10 barajını aşmak ve siyaseten ayakta kalmak için Alparslan Türkeş liderliğindeki MÇP (Sonra MHP olacak), Aykut Edibali’nin lideri olduğu Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) ile birlikte, Necmettin Erbakan liderliğindeki RP listelerinden seçimlere katılma kararı aldı ve kutsal ittifak olarak adlandırıldı.. Yüzde 16.8 oranında oy aldı.. ANAP’ın çöküşünü hızlandırdı..

Yine aynı yıl, Leyla Zana, Ahmet Türk gibi Kürt milletvekilleri SHP-HEP ittifakı içinde seçime katıldı.. 1989 Yerel Seçimleri’nde 3 büyükşehri alan SHP, 1991 seçimlerinde DYP-ANAP arkasından yüzde 20 oy oranıyla 3.parti olmuştur..  DYP-SHP koalisyon hükümeti kurulmuş ancak uzun ömürlü olmamıştır.. Siyasi sürecin sonunda Deniz Baykal tarafından SHP kapatılmış, yerine CHP açılmıştır..

Bu tarihi tur sonrası 2018 yılına gelirsek; ‘’AK Parti-MHP ittifakı kime karşı ve neden oluşturuldu?’’ sorusuna yanıt bulmaya çalışalım..

AK Parti’nin son 15 yılda ortalama yüzde 40 oy oranı civarını yakalamıştır. Demek ki yüzde 10 baraj sorunu AK Parti için söz konusu değildir..

‘’MHP’nin artı-eksi 3 ortalama yüzde 10 oy oranıyla baraj etrafında dolaştığı’’ yargısına herkesin mutabık kaldığı kanaatindeyim..

O zaman ‘’AK Parti-MHP ittifakı neden ve kime karşı oluşturuldu?’’ sorusunun yanıtı; ‘yüzde 51’ için dememiz uçuk bir teori olmaz herhalde..

‘Yüzde 51’ ne demektir?

Yeni sistem cumhurbaşkanı ya da başkan seçilmek için şart olan bir orandır..

AK Parti, şimdiye kadar katıldığı tüm seçimlerde asla yüzde 51 oranına ulaşamamıştır..

MHP içinden kopan İYİ Parti oluşumu; MHP’yi yüzde 10 barajının altına ittiği neredeyse siyaseti bilen herkesin ortak kanısıdır..

O vakit çıkarlar aynı noktada olmasa bile ortaktır.. Bir taraf yüzde 51 derdinde, diğer taraf yüzde 10 baraj derdinde..

En karlı kimdir?

Valla bana göre Sayın Bahçeli’dir.. Çünkü garanti altına aldığı, peşinen cebine koyduğu MHP’nin yüzde 10 seçim barajı vardır..

AK Parti’nin karı ya da avantajı nedir?

‘Yüzde 51’ oranına katkı sağlayacak MHP oylarıdır..

Ne kadardır?

Kimse şu diyemez ama tahmin serbesttir.. En az yüzde 4-5 katkı verecektir diyorum..

Yeter mi?

Bilemiyorum.. Eğer SP (Saadet Partisi) bu ittifaka katılsaydı yüzde 99 oranından tahminim ittifak toplam oyu yüzde 51’i geçer yönünde olurdu..

Bence ittifak oy oranı hala kritik eşikte dolaşıyor ve ‘Mart-2019 Yerel Seçimleri’ çok önemli gösterge olacaktır..

Umarım zihin açıcı bir düşünce analizi olmuştur tüm okuyuculara..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR

İnstagram : https://instagram.com/omerozdamar/

19 Şubat 2018 Pazartesi

Man Adası ne olacak şimdi?


Hani Sayın Kılıçdaroğlu bir grup toplantısında elinde dekontları salladı ya,

Hani dekontlarda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu, eniştesi gibi yakınlarının ismi vardı ya,

Hani o dekontların her birinde 1 milyon 250 bin dolar havale olmuş yazıyor ya,

Hani o dekontların hepsi sahte ve yalandı ya,

Hani o dekontların savcılığa verilmesi lazımdı ya,

Hani savcılığa teslim edilen dekontların çıktığı Halk Bankası ve MASAK’a sorulmuş ya,

Hani verilen resmi yanıtta dekontların gerçek olduğu söylenmiş ya,

Hani zaman aşımından yapılacak bir şey yok ve savcılıkça görevsizlik kararı verilmiş ya,

Hani toplamda 15 milyon dolar para MAN Adası’ndan gelmiş ya,

Hani bu paranın kaynağını geçen hafta Sayın Kılıçdaroğlu grup toplantısında sormuş ya,

Hani herkes suspus olmuş ya,

Hani kimsecikler yanıt vermemiş ya,

İyi o zaman gülelim, neşelenelim..

Millet meclisinde bir politikacı diğerini küçümsemek için

“Siz seçilmeden önce baytardınız değil mi?” diye sordu.

“Evet, dedi öbürü.

Niye sordunuz, yoksa hasta mısınız?”

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



15 Şubat 2018 Perşembe

Soyağacım ve analizi


(Babamın annesi) Havva ninemin babası Mustafa Kurt olup 1871-1938 yılları arasında Bucak Cami Mahallesinde yaşamış.. 67 yaşında vefat

(Babamın annesi) Havva ninemin annesi Şerife Baluk olup 1869-? (ölüm tarihi belirsiz) yılları arasında Bucak Cami Mahallesinde yaşamış..

(Babamın babası) Ömer dedemin babası İsmail Özdamar olup 1869-1929 yılları arasında Bucak Cami Mahallesinde yaşamış.. 60 yaşında vefat

(Babamın babası) Ömer dedemin annesi Zeynep Özdamar olup 1873-1959 yılları arasında Bucak Cami mahallesinde yaşamış.. Kadın 30 yıl dul olarak bütün çocuklarını büyütmüş.. En küçük çocuk 1920 doğumlu Ömer dedem olup 9 yaşında babasız kalmış.. 86 yaşında vefat

(Annemin annesi) Şefika ninemin babası Murat Varkal olup 1898-1942 yılları arasında Bucak Elsazı köyünde yaşamıştır.. 44 yaşında vefat

(Annemin annesi) Şefika ninemin annesi Gülizar ? (soyadı belirsiz) olup Bucak Kavacık köyü kayıtlı 1892-1926 yılları arasında yaşamıştır.. 34 yaşında vefat  

(Annemin babası) Murat dedemin babası Osman Varkal olup 1859-1940 yılları arasında Bucak Elsazı köyünde yaşamıştır.. 79 yaşında vefat

(Annemin babası) Murat dedemin annesi Ayşe ? (soyadı belirsiz) olup Bucak Elsazı Köyüne kayıtlı 1874-1934 yılları arasında yaşamıştır. 60 yaşında vefat

Soyağacımın analizi:
Valla soyağacım Bucak sınırları dışına çıkmamıştır.. Yani hem anne tarafı hem de baba tarafı son 150 yıl Bucak ilçesinde yaşamışlar..

Genel ya da ortalama olarak 60 yaş civarında ömürleri olup çok iyi bir ortalama yakalamışlar.. Dolayısıyla genetik mirasım sağlam gözüküyor..


Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR


14 Şubat 2018 Çarşamba

ABD Başkanı Trump yandı..


Trump lehine 2016 seçimlerine Rusların müdahale ettiği suçlamasını kabul etmeyen ve bu yüzden FBI Başkanı’nı istifa ettiren ve halen bu soruşturma devam ederken bu kez pornocu skandalıyla yandı..

ABD halkı, başkanın porno yıldızıyla yatmasına kızmaz ama yalan söylemesine asla tahammül etmez..

Malumunuz 2016-Kasım ayı başkanlık seçimleri öncesi ‘’Trump’ın porno yıldızı ile ilişkisi gündeme gelmiş ancak hem porno yıldızı hem de Trump iddiaları yalanlamıştı.

İddia artık yeni bir boyut kazandı.

Nasıl?

Trump’ın avukatı Michael Cohen, porno sektöründe Stormy Daniels olarak bilinen Stephanie Clifford’a seçim öncesi konuşmaması için ‘sus payı’ olarak 130 bin dolar ödendiğini itiraf etti..

Peki, ne olacak bundan sonra?

Başkan Trump artık görevde ama görevde yokmuş gibi muamele görecektir. Her an görevden azledilmesi mümkün olacaktır. 2018-Kasım ayı ara seçimlerine kadar görevden azledilmesi büyük olasılıktır..

Peki, ABD’yi kim yönetiyor bugünlerde?

Bulunduğu zor pozisyon nedeniyle Trump’ın ABD iç ve dış işlerine müdahil olması namümkündür..

Pentagon-CIA ikilisi ABD’nin askeri ve siyasi dış politikasını sürdürmektedir..

Başkan Trump’ın yürütülen dış politikada hiç ama hiç dahli yoktur..

Dış politikada varlığını duyurmak için KUDÜS kartını oynadı, o da tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.. Çünkü PENTAGON-CIA ikilisi zamanın uygun olmadığını söyledi..

Özellikle Pentagon, Başkan Trump’ın dış siyasetle ilgili sözlerini askıda bırakan o kadar çok hamlesi var ki saymakla bitmez..

Obama’dan kalan dış siyaseti değiştiriyorum ve bu çerçevede:

-Orta Doğu’dan çıkacağız diyen Trump’a verilen yanıt HAYIR..

-YPG’ye silah yardımını durduracağız diyen Trump’a verilen yanıt HAYIR..

-Hedefe İRAN’ı koyalım diyen Trump’a verilen yanıt HAYIR..

Ondan diyorum Trump var ama yoktur..

Trump’ın gideceği kesindir, sadece zamanlama önemlidir..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



13 Şubat 2018 Salı

ABD için ‘B’ planı Var mı?


Aklıma her şey geliyor..

ABD ile savaşalım diyenlere çok basit bir soru sorayım:

Neye karşılık?

Sıcak çatışmaya girdik, 10 ABD askerini öldürdük, bu andan itibaren ne olacağa dair ‘’Bizim ‘B’ planımız var mı?’’

Akdeniz’de ya da Hint Okyanusunda bulunan uçak gemisinden Ankara’ya CRUİSE füzesi fırlatırsa; biz ne yapacağız?

Kuzey Kore Liderinin bile bu konuda karşılık verebileceği bir düğmesi var, uzun menzilli füzesiyle ABD kentlerini tehdit edebilir..

Bize atılan füzeye karşı bir ne atacağız?

Tamam, Osmanlı tokadı atarız ama adamları bulursak..

Adamlar bize 10 bin km. uzaklıkta duruyor..

ABD ile savaşa tutuşmak akla ve mantığa uygun olduğunu biri bana anlatsın, hemen ikna olayım..

Ankara’ya atılacak füzeye biz nasıl karşılık vereceğiz?

Birisi bana izah etsin, o vakit hemen ABD’ye savaş açalım..

Çare nedir?

ABD ile direk savaşa girmeden her türlü ilişkiyi kesebilirsin..

ABD üslerini hemen kapatabilirsin..

ABD ile ticarete ambargo koyabilirsin..

Her şeyi yapalım ama asla mermi sıkmayalım derim..

Çünkü ABD’ye mermi sıkmak demek; ANKARA’nın, İSTANBUL’un güvenliğini tehdit altına sokmak olur..

O zaman AFRİN harekatında TSK’nın başarısını alkışlayalım fakat ABD ile savaşmayalım..

Sıradan bir sokak gazetecisi refleksiyle bu yazıyı kaleme almak zorundayım.. Elbette bizi yönetenler en doğru kararı alacaktır..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR





8 Şubat 2018 Perşembe

Suriye 3’e Bölünür..


Türkiye’nin 20 gün önce başlattığı AFRİN harekatından sonra ABD, Rusya artık karar verdiler ve Suriye 3’e bölünür..

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geliyorlar,

Putin-Erdoğan-Ruhani temas halindeler..

Ben bu filmi izledim..

Ne zaman?

20 yıl önce..

Irak savaşında..

Ne oldu?

Kuzey Irak Kürt Özerk Bölgesi dayatıldı..

Şu oldu, bu oldu ve herkes tarafından kabul gördü..

Peki, Suriye’de ne olacak?

-1 hafta ya da 10 gün içinde diplomatik müzakereler sonuç verecek,
30 KM.’lik güvenli alan oluşturulacak,

-AFRİN merkezdeki 8-10 bin civarında YPG’liler ise oluşturulacak güvenli koridordan şehir merkezini terk edecekler ve Fırat’ın batısına geçecekler..

-Münbiç’i boşaltılacaktır..

Bu şartlarda Türkiye harekatı sonlandıracaktır..

Önümüzdeki 6 ay-1 yıl içinde AFRİN-İDLİB-Fırat’ın doğusundaki üçgen alanına Türkiye destekli ÖSO yerleşecek, en az 1 milyon mülteci bu topraklara dönecektir..

Fırat’ın batısından Irak sınırına kadar bölgede ABD destekli YPG-PYD-SDG her ne isim olursa olsun Kuzey Suriye Özerk Kürt Yönetimi kurulacaktır..

Halep ve aşağısı Rusya desteğindeki Esad Rejimi’ne bırakılacaktır…

Bu benim yaşananları ve gelişmeleri okuduğum zaman çıkardığım senaryodur..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



2 Şubat 2018 Cuma

Bucak’ta Meral Abla büyüyor..


2 ay önce 51 üyeyle ilan edilen Bucak İYİ Parti’nin daha ilk kuruluşunda fark ettim ki sessizce büyüyorlar..

Henüz doğum halinde olan, ülke çapında adı-sanı duyulmayan bir partiye 51 kişi kurucu bularak zaten geleceğe ne kadar büyük ışık yaktığı bellidir..

Ve dün akşam (1 Şubat 2018) belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi ve diğer partililerin rozet takma töreninden yansıyan fotoğraf ne diyor?

Nam-ı diğer ‘Meral Abla’ siyasi hareketi halk tabiriyle kartopu gibi tabandan başlayarak her geçen gün büyüyor..

Kimler bu harekete katılıyor?

MHP’den kopanlar,
DYP’den kopanlar,
CHP’den kopanlar,
BBP'den kopanlar,
Ve AK Parti küskünleri..



Göreceksiniz daha esas AK Parti küskünleri sahneye çıkmadı..

Onların da yoğun katılımıyla artık iktidara namzet olduğunu herkese kanıtlayacaktır..

Bu siyasi hareket o kadar önemli ki çünkü OHAL gibi zor şartlarda bile yer almaktan çekinmeyen bir halk kitlesi var, büyümesi önünde artık kimse duramaz..

Bucak siyasi panoraması bambaşka bir şekle bürünüyor..

2019 seçimlerine doğru Bucak ilçemizde; İYİ Parti, AK Parti kapışması izlenmeye ve takip edilmeye değer bir siyasi mücadele olacaktır..

Hadi siz değerli okuyucular bir siyasi hikayeyle gülelim ve biraz düşünelim..

DUYULUYOR MU?
Politikacı kürsüye çıkmış, seçmenlere nutuk atıyordu. Vatandaşın biri:
“Bırak bu lafları beyim. Millet açlıktan kırılıyor. Bu konuda neler yapmayı düşünüyorsunuz, ondan söz edin bize” dedi ama politikacı duymazlıktan geldi.
Vatandaş bir daha:
“Millet feryat ediyor, duymuyor musunuz?” dedi ama gene bir yanıt gelmedi.
Politikacı kürsüden inince vatandaş yanına yaklaştı:
“Demin o kadar bağırdım. Hiç oralı olmadınız” diye serzenişte bulundu.
Politikacı duymadığını söyledi. “Oradan burası duyulmuyor” dedi.
Vatandaş “İyi ama nasıl olur?”diye sordu.
Politikacı:
“İstersen sen oraya çık, ben buradan bağırayım” diye konuştu.
Vatandaş kürsüye çıktı. Politikacı aşağıdan:
“Bu seçimde bize oy verecek misiniz?” diye sordu.
Vatandaş hiç sesini çıkarmadı. Politikacı ne kadar bağırırsa bağırsın duymazlıktan geldi. Bir süre sonra politikacının yanına gelen vatandaş, “Haklıymışsın, dedi. Oradan burası duyulmuyormuş. Ne kadar bağırsak, feryat etsek boş; Bu kadar kısa mesafeden duyulmayan ses ta Ankara’dan nasıl duyulsun?”


Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR