Bugün gazetenin bir köşesine sıkışmış haber dikkatimi çekti.
Bir o kadar şaşkınlığa uğradım.
Dünyaca ünlü hatta efsane futbolcusu Diego Armando Maradona
kızları ve torunuyla ABD’nin Florida şehrinde bulunan Disneyland'ı ziyaret
etmek ister.. Kısaca ABD’ye seyahat edecek yahuJ
ABD Konsolosluğu vize talebini reddediyor.
‘Gerekçe nedir?’ derseniz; bana göre çok komiktir..
Sayın Maradona, iyisiniz, hoşsunuz ama dostluk kurduğunuz
insanlar yüzünden size maalesef vize veremiyoruz.
Kimmiş o dostlar?
Fidel Castro ve Hugo Chavez
Lan bu nasıl kafadır, Hugo öleli ne zaman oldu bir, Fidel
Castro ise ha öldü ha ölecek, adam sekerattadır..
Yahu 2013 yılındayız, milenyum çağındayız, hem de özgürlüğün
anıtı dikili ülkeden bahsediyoruz.. Seyahat vizesi vermeyen; bu kafalar soğuk savaş
döneminden kaldılar herhalde..
Hayır, adam terörist olur anlarım, kaldı ki teröristler elini
kolunu sallayarak giriyor ya, hani illegal suçlara bulaşmıştır anlarım,
Maradona ise dünyaca ünlü eski bir futbolcudur, sonra gideceğe yer belli,
kalacağı süre belli ama olmaz, sana vize yok..
Esas vurgulamak istediğim düşünce şudur: 20 yıl öncesinden
duyardım, ‘ABD’nin düşman listesine giren yanmıştır, ölünceye kadar silinmezmiş,
hesabını eninde sonunda sorarmış’ efsane lafları aklımın bir köşesindeydi..
Bu haberi okuyunca pat diye beynimin işlem merkezine düştü..
ABD listeye kayıt ettiği düşmanlarını ve onlarla bağı olan, dostluk kuran her
kim olursa olsun; mutlaka cezalandırılır mantığı hala işliyor olması beni çok
şaşırttı..
Demek ki dünyanın efendisi olmak, dünyayı yönetmek için böyle
kesin, kati prensipler vardır ve her daim uygulanmaktadır.
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder