Yaşı benim gibi 50’ye gelenler iyi bilir.. 1975 yılında olacak, yanlış anımsamıyorsam.. Sayın Ecevit, doktorlar için tam gün yasası çıkartmaya çok uğraştı ama siyaseten başarılı olamadı. O kadar sert tepkiler geldi ki en sonunda pes etti…
AK Parti hükümeti son 3-4 yıldır bu konuyu çözmeye çalıştıkça; CHP tabiri caizse takoz oldu… Nasıl? İşte Danıştay, işte Anayasa Mahkemesi gibi…
Neyse en son bir kanun hükmünde kararname ile hekimlerin muayenehane açma olanağını sınırlandı. Aslında Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki hekimlerin bu yetkisi bir süredir zaten yoktu. Yalnızca tıp fakültesi hastanelerindeki öğretim üyeleri muayenehane açabiliyordu. Kanun hükmünde kararname bu noktada çok büyük bir sınırlama getirdi. Öğretim üyelerinin muayenehane açabileceklerini, ancak bu durumda fakültede hasta muayene ve tedavi edemeyeceklerini, dolayısıyla da herhangi bir ek ödeme alamayacaklarını hükme bağladı. Bu düzenleme, fiilen, öğretim üyelerinin muayenehane açma “hakları”nın ellerinden alınması anlamına geldi.
Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeye karşı kanun hükmünde kararname yoluyla “ya kamu ya da özel” sektör tercihinde ve uzman doktorların “senet imzalayıp” mecburi hizmete gitmelerinde ısrarlı.
Sayın Sağlık Bakanımız ne diyor?
“Kamuda çalışan bir doktorun, hastaneye gelen hastaya, çok hasta var, yatak da yok deyip, siz benim muayenehaneye bir uğrayın, deyip, orada para aldıktan sonra, ertesi gün hastaya hastanede bakması da aynı şey değil mi? Böyle şey olur mu? Kamuda çalışan doktorların sadece kamuda, özelde çalışan doktorların da sadece özelde çalışmaları düşüncesini öncelikle sosyal demokratların, solcuların desteklemesi gerektiğini eklemeyi de unutmadı.’’ “Hatta” dedi, “Ben, geçen gün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla aynı uçakla Ankara’ya geldim. Kendisine de söyledim. Sayın Genel Başkan dedim, bu yeni düzenlemelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyin.
Sosyal Demokrat bir parti olduğu iddiasında olan CHP, yol ayrımını gelmiştir. Ya doktorlar, ya da halk tercihini kullanacaktır…
Şimdiye kadar yaptığı irrasyonel bir tutumdur. Çünkü halkın lehine olduğu geçmişte Ecevit’in örnek girişimi göz önüne alınırsa; yok Anayasa Mahkemesi, yok Danıştay diye iptal başvuruları, elbette halkın gözünden kaçmamaktadır ve oya yansımaktadır. Daha açık söylüyorum kardeşim! 6 bin civarında doktorların çıkarını mı kollayacaksın, yoksa 60 milyon insanın çıkarını mı? Eğer iktidara gelmeyi düşünen bir siyasi partiysen, halkçı ve sosyal demokrat iddianda eminsen; şüphesiz ki 60 milyonun yanında duracaksın…
Kimse bana masal anlatmasın! Geçmişte muayenehaneye gitmeden ne ameliyat, ne hastaneye yatış, ne de ciddi bir tedavi mümkün değildi…
Kim ne derse desin AK Parti sağlıkta devrim yapmıştır. Çünkü neydi o eski sigortalı hastaların, eski Bağ-Kur’lu hastaların eziyetleri, ilaç çileleri…
Neymiş, mecburi hizmet olamayacakmış…
Kime?
Uzman doktorlara…
Yok ya, neden? Neye dayanarak böyle bir talepte bulunabiliyorsunuz… Kuzu kuzu gideceksiniz, yok başka yolu… Bu ülkenin her ilçesine uzman doktor gidecektir…
İyi de gitmek istemiyorum… Tamam, buyur git o zaman, hemen istifa et!
Muhafazakar bir bakanın, solcuların kendilerini bu konuda sorgulaması lazım demesi bile çok iç acıtıcıdır… Ben çok üzüldüm, hatta utandım…
Bakın, büyük vurgunların olduğu ilaç sektörünü dize getirdi. Kim? AK Parti iktidarı… Görüyorum bunları…
Şunu kabul ediyorum. Sağlık sektöründe özelleşme büyük oranda büyümüştür. Çoğu uzman doktor özel sektöre geçmiştir. Kamu aleyhine bir dönüşüm olmuştur. Buna neden olan ise para canlısı uzman doktorların olduğunu kanıtlamaz mı?
Yapma artık CHP! Lütfen bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götürme… Halkın yanında ol!
Not: Maksadımı aşarak üzdüysem ve kırdıysam doktorlardan özür dilerim.