12 Ekim 2011 Çarşamba

Deniz Feneri ve köstebek


Valla daha önce bu konuda düşüncemi paylaşmıştım. Ancak CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaoğlu’nun açıklamasıyla Sayın Bakan Atalay’ı ‘KÖSTEBEK’ ilan etmesi, karşılığında Sayın Bakan’ın yazılı ve sözlü TV beyanatları bize geldiğimiz yeni bir aşamayı çok net gösteriyor…

Nedir o?

Kesin olan köstebek vardır. Ama o, ama bu, ne fark eder ki… Soruşturması ve gizliliği süren Deniz Feneri davasıyla ilgili birisi, Kırıkkale Belediye Başkanını, o da Kanal-7 yöneticisini aramış…

Ne demiş?

Yarın Kanal-7’ye baskın yapılacak, tedbirinizi alın…

CNN Türk kanalına açıklama yapan Sayın Bakan, şu noktayı kabul ediyor: Makamımdaki telefondan Kırıkkale Belediye Başkanı aranmış…

Bu aşamada Sayın Bakan mı aradı, yoksa bir emniyet görevlisi mi aradı bence çok önemi yoktur. Çünkü gizliği olan bir soruşturmaya birileri müdahil olmuştur ve adaletin tecellisini engellemiştir.

Ne yapılması gerekiyor?

Bence Sayın Bakan’ın ‘bana iftira atıldı, telefon eden ben değilim’ gibi karşılık verme yerine savcıya suç duyurusunda bulunarak; ‘İçişleri Makamı’nın telefonunu kullanan her kimse derhal bulunmasını ve cezalandırılmasını istemesi gerekir…

İddia odur ki, tam çıkmaz yol burada başlıyor. Çünkü makamından telefon ettiği ithamına maruz kalan emniyet görevlisinin şu an Sayın Bakan’ın korumasıymış…

Çare nedir?

Sayın Başbakan’ın sessizliği gösteriyor ki, bu konuyu araştırıyor. Muhtemelen Sayın Bakan’ın istifasını isteyecektir. Bu şartlarda ve durumda  başka da çıkış seçeneği yoktur bence…

Umarım, polemiğe girmeden sarih, anlaşılır ifade etmişimdir…

Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: