En
sevdiğim ve iddialı tezlerimin olduğu alan ekonomidir..
Halen
yaşanan ‘’ekonomik kriz mi, siyasi kriz mi?’’ zor sorunun cevabı bu makalenin
ana gündem maddesi olacaktır..
Aslında
soru şu benzetmeyi anımsatıyor: ‘’Yumurta mı tavuktur, tavuk mu yumurtadır?’’
Kısaca
geçişgenliği ve geçirgenliği çok fazla olan siyaset ve ekonomi
konularıdır..
Bazen
ekonomi siyasete dayatır, bazen de siyaset ekonomiye dayatır..
Neyi?
Ekonomiyse
silahları bellidir, hele bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz ilk
mermidir.. Sonra kur masaya gelir, sonra döviz borçlularının batması..
Siyaset
ise bu gelişmeleri ya yönetir ve kontrol altına alır ya da yönetemez noktalara
sürüklenir..
İç
siyasette zayıf olmakla beraber özellikle dış siyasette, ekonomi üzerinden
dayatma yapılıyor..
Bence
2017 yılı biterken dış siyaset dayatmaları karşısında Türkiye ekonomisini en az
zararla atlatmak için yönetilebilir noktadan hızla uzaklaşılıyor..
ABD,
AB ve bunların askeri şemsiyesi NATO, 'öyle de, böylede' Türkiye siyasetine dayatma
içindeler..
Diplomatik
tabirle ‘ya gidere gider yaparsın ya da yönetebilir noktada tutarsın..'
Neredeyse
50 yıldır ittifakın içinde olduğumuz ve kendi rızamızla girdiğimiz NATO’dan
bugünden yarına çıkmamız söz konusu mu?
Mümkündür
ancak çok ağır ekonomik bedeli olur..
Ha
keza AB ile müzakereleri kesip atıp ilişkimizi dondurma yapılabilir mi?
Mümkündür
ancak çok ağır müeyyidesi vardır..
ABD’ye
‘’gölge etme başka ihsan eylemem’’ tarzında çıkış yapıp stratejik ortaklık
sonlandırabilir mi?
Mümkündür
ancak bunun ekonomik karşılığı vardır..
Devleti
yönetme sanatı burada devreye giriyor..
Haklıysan,
buna inanıyorsan hem dikleneceksin hem de ikna edip ilişkileri ileriye
taşıyacaksın..
Yoksa
diplomatik literatürde haklılığını ‘kestirip atma’ yöntemiyle açıklama yoktur..
Ha
siyaset diplomasiyi bir kenara atıp her şeyin gereğini yapabilir mi?
Yapar,
tabii halkını ikna ederse..
Neye?
Öncelik
haklılığına, daha da önemlisi yaşanabilecek ekonomik sarsıntıya..
2018
yılında galiba bunun izdüşümünü yaşayarak göreceğiz..
NATO
skandalı, Zarrab davası, ABD ve Almanya’nın FETÖ tutumu karşısında siyaset ya
dolar kurunu 5 TL ve üzerine attıracak ya da diplomasi ehliyetini kullanacak..
Tercih
tamamen siyasi iktidara aittir..
Dolar
kuru 5 TL ve üzerine atarsa reel sektörün en az ¼’ü resmen batar.. İşsizlik
rakamı biraz daha yukarı çıkar, nihayetinde ekonomik kriz baş gösterir..
NATO
skandalında bence NATO Genel Sekreteri’nin istifa etmeliydi.. Bu tür
skandallarda, batı siyasi kültüründe istifa mekanizması çalışır.. Bu noktada istifa etmiyorsa bence kasıt vardır..
Zarrab
davası başımızı çok ağrıtacak cinstendir..
Basitçe
izah edersem: Örneğin mahkemeden şöyle uçuk bir karar çıkarsa ne yapacağız?
‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti İran ambargosunu
hileyle delmiştir, bu yüzden 200 milyar dolarla cezalandırılması..’
Rakamlar
hayalidir, hani kafada canlanması için yazdım..
Ayıkla
bakalım, pirincin taşını.. Diyelim mahkeme kararını Türkiye olarak kabul
etmedin; o zaman ambargo uygulanırsa ve dünyadan tecrit olursan, ne yapacağız?
Hem
ABD’nin hem de AB’nin FETÖ tutumu zaten dillere destan rezilliktir..
ABD
ve AB anlaşıldı ki FETÖ aparatıyla siyasi savaş mesajı veriyor.. Ha bunu akıllı
devletler karşı bir aparatla cevap verir.. Türkiye’nin halihazır siyasi mekanizması
topyekun saldırıya hazırlama gibi izah ediliyor..
Bence
hem Türkiye ekonomisini hem de Türkiye devletini riske atmaktır.. Bundan dolayı
doğru ve yerinde bir karşı hamle değildir..
FETÖ
nasıl ülkemiz için on yıllarca sürecek bir terör örgütü olayı ise ABD ve batıyı
ikna etmek, izah etmek uzun yıllar sürecektir..
Diplomatik
inceliğe bir örnek verirsem:
Hani
ABD Konsolosluğu’ndan FETÖ bağlantısı nedeniyle bir görevli tutuklandı ya,
sonra vize krizi yaşandı falan filan..
Ben
devleti yöneten etkili kişi olsaydım açıklamamı şöyle yaparım:
‘’ABD
halkıyla Türk halkı arasında yıllara dayanan ilişkiyi zehirleyen bu kişi
etkisiz hale getirilmiştir. ABD halkıyla ile ilişkilerimiz her zamankinden daha
yüksek devam edecektir.’’
Umarım
meramımı anlatabildim..
Son
söz 2018 yılı için temel ekonomik veriler (bütçe açığı, borçlanma limiti gibi) çok
kötü olmamasına rağmen siyasi yanlışlar bedeli dolar kuruna ve faize
yansıyacaktır..
Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR
Facebook : https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
İnstagram : https://instagram.com/omerozdamar/Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
İşte
kitaplarımın satıldığı internet alış-veriş adresi:
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder