20 Kasım 2017 Pazartesi

Ekonomik kriz mi, siyasi kriz mi?


En sevdiğim ve iddialı tezlerimin olduğu alan ekonomidir..

Halen yaşanan ‘’ekonomik kriz mi, siyasi kriz mi?’’ zor sorunun cevabı bu makalenin ana gündem maddesi olacaktır..

Aslında soru şu benzetmeyi anımsatıyor: ‘’Yumurta mı tavuktur, tavuk mu yumurtadır?’’

Kısaca geçişgenliği ve geçirgenliği çok fazla olan siyaset ve ekonomi konularıdır.. 

Bazen ekonomi siyasete dayatır, bazen de siyaset ekonomiye dayatır..

Neyi?

Ekonomiyse silahları bellidir, hele bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz ilk mermidir.. Sonra kur masaya gelir, sonra döviz borçlularının batması..

Siyaset ise bu gelişmeleri ya yönetir ve kontrol altına alır ya da yönetemez noktalara sürüklenir..

İç siyasette zayıf olmakla beraber özellikle dış siyasette, ekonomi üzerinden dayatma yapılıyor..

Bence 2017 yılı biterken dış siyaset dayatmaları karşısında Türkiye ekonomisini en az zararla atlatmak için yönetilebilir noktadan hızla uzaklaşılıyor..

ABD, AB ve bunların askeri şemsiyesi NATO, 'öyle de, böylede' Türkiye siyasetine dayatma içindeler..

Diplomatik tabirle ‘ya gidere gider yaparsın ya da yönetebilir noktada tutarsın..'

Neredeyse 50 yıldır ittifakın içinde olduğumuz ve kendi rızamızla girdiğimiz NATO’dan bugünden yarına çıkmamız söz konusu mu?

Mümkündür ancak çok ağır ekonomik bedeli olur..

Ha keza AB ile müzakereleri kesip atıp ilişkimizi dondurma yapılabilir mi?

Mümkündür ancak çok ağır müeyyidesi vardır..

ABD’ye ‘’gölge etme başka ihsan eylemem’’ tarzında çıkış yapıp stratejik ortaklık sonlandırabilir mi?

Mümkündür ancak bunun ekonomik karşılığı vardır..

Devleti yönetme sanatı burada devreye giriyor..

Haklıysan, buna inanıyorsan hem dikleneceksin hem de ikna edip ilişkileri ileriye taşıyacaksın..

Yoksa diplomatik literatürde haklılığını ‘kestirip atma’ yöntemiyle açıklama yoktur..

Ha siyaset diplomasiyi bir kenara atıp her şeyin gereğini yapabilir mi?

Yapar, tabii halkını ikna ederse..

Neye?

Öncelik haklılığına, daha da önemlisi yaşanabilecek ekonomik sarsıntıya..

2018 yılında galiba bunun izdüşümünü yaşayarak göreceğiz..

NATO skandalı, Zarrab davası, ABD ve Almanya’nın FETÖ tutumu karşısında siyaset ya dolar kurunu 5 TL ve üzerine attıracak ya da diplomasi ehliyetini kullanacak..

Tercih tamamen siyasi iktidara aittir..

Dolar kuru 5 TL ve üzerine atarsa reel sektörün en az ¼’ü resmen batar.. İşsizlik rakamı biraz daha yukarı çıkar, nihayetinde ekonomik kriz baş gösterir..

NATO skandalında bence NATO Genel Sekreteri’nin istifa etmeliydi.. Bu tür skandallarda, batı siyasi kültüründe istifa mekanizması çalışır.. Bu noktada istifa etmiyorsa bence kasıt vardır..

Zarrab davası başımızı çok ağrıtacak cinstendir..

Basitçe izah edersem: Örneğin mahkemeden şöyle uçuk bir karar çıkarsa ne yapacağız?

 ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti İran ambargosunu hileyle delmiştir, bu yüzden 200 milyar dolarla cezalandırılması..’

Rakamlar hayalidir, hani kafada canlanması için yazdım..

Ayıkla bakalım, pirincin taşını.. Diyelim mahkeme kararını Türkiye olarak kabul etmedin; o zaman ambargo uygulanırsa ve dünyadan tecrit olursan, ne yapacağız?

Hem ABD’nin hem de AB’nin FETÖ tutumu zaten dillere destan rezilliktir..

ABD ve AB anlaşıldı ki FETÖ aparatıyla siyasi savaş mesajı veriyor.. Ha bunu akıllı devletler karşı bir aparatla cevap verir.. Türkiye’nin halihazır siyasi mekanizması topyekun saldırıya hazırlama gibi izah ediliyor..
Bence hem Türkiye ekonomisini hem de Türkiye devletini riske atmaktır.. Bundan dolayı doğru ve yerinde bir karşı hamle değildir..

FETÖ nasıl ülkemiz için on yıllarca sürecek bir terör örgütü olayı ise ABD ve batıyı ikna etmek, izah etmek uzun yıllar sürecektir..

Diplomatik inceliğe bir örnek verirsem:
Hani ABD Konsolosluğu’ndan FETÖ bağlantısı nedeniyle bir görevli tutuklandı ya, sonra vize krizi yaşandı falan filan..

Ben devleti yöneten etkili kişi olsaydım açıklamamı şöyle yaparım:
‘’ABD halkıyla Türk halkı arasında yıllara dayanan ilişkiyi zehirleyen bu kişi etkisiz hale getirilmiştir. ABD halkıyla ile ilişkilerimiz her zamankinden daha yüksek devam edecektir.’’

Umarım meramımı anlatabildim..

Son söz 2018 yılı için temel ekonomik veriler (bütçe açığı, borçlanma limiti gibi) çok kötü olmamasına rağmen siyasi yanlışlar bedeli dolar kuruna ve faize yansıyacaktır..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR

İnstagram : https://instagram.com/omerozdamar/

İşte kitaplarımın satıldığı internet alış-veriş adresi:





Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: