Bugün Burdur’a gittim..
Öykü Sahaf Kitapevine satılması için bir
miktar kitap bıraktım..
Sonra tanıdığım, eşe-dosta uğradım ve
kitaplarımı imzaladım..
Aklıma geldi, ‘’hazır gelmişken en büyük
mülki idare amirimiz olan Burdur Valimiz Sayın Şerif Yılmaz’a da imzalı
kitaplarımı takdim edeyim’’ dedim içimden..
Neyse valilik binasına girdim, valilik özel
kalemine uğradım ve randevu talep ettim..
‘’Bucaklı yazar olduğumu, sadece 2
dakikasını alacağımı, imzalı kitaplarımı takdim edip ayrılacağımı’’ ifade
ettim..
Özel kalemde randevuya bakan Hanımefendi,
kimlik bilgilerimi, kitap isimlerini ve telefon numaramı yazdı..
Sayın valimizin, saat 14.00 civarında
çalışma odasına geçtiği için müsait olunca telefon edileceğini söylendi bana..
Ayrıldım, yine başka mekanlara, arkadaşlara
uğradım ve saat 16.00 civarına geldi..
Yine içimden ‘’Allah, Allah, herhalde
unuttular, bir gidip sorayım’’ dedim..
İçeri girdim ve özel kalemden bana söylenen
şu oldu:
Telefon edilmedi çünkü Sayın valimize arz
edilmiş ama randevu yok.. İlaveten ‘’isterse kitabını bıraksın’’ demiş..
‘’Yok, kitap bırakmıyorum’’ dedim ve
çıktım..
Çıktım ama çok üzüldüm..
Bucak’tan kalkmış gelmiş bir yerel yazara;
2 dakikalık randevu talebi kabul edilmemesi ‘’Bir vatandaş olarak beni çok üzdü.’’
Yine de sayın valimizin ‘’canı sağolsun!’
Başka da lafım kalmadı..,
Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR
Facebook : https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder