Valla ne diyeceğimi de tam bilemiyorum.. Kısaca karışık
duygular içindeyim..
Geçmiş zaman dilimi film şeridi gibi gözümün önünden aktı,
gitti..
1 Ekim 1981 günü (Perşembe) resmi nikahımız kıyıldı, 2-3 ve 4
Ekim 1981 günleri düğünümüz yapıldı..
Ve böylece 2017 yılı, 1 Ekim’inde sevgili eşimle tam 36 yılı
devirdik ve 37’ye ‘Merhaba!’ dedik..
Günün manasına uygun hediyeler seçtim elbette..
Evlilik yıldönümüne atfen eşime verdiğim hediyenin ilki
bisiklet olup 36 yıllık yaşam yolculuğumuzu sembolize ediyordu.. İkinci hediyem
beyaz güller ise 36 yılın masumiyetini anlatıyordu..
36 yıl evlilik üzerine söyleyeceğim birkaç laf olacaktır
haliyle..
Tabii ki evlilik uzmanı değilim ama 36 yılın yaşanmışlığı ve
deneyimi yabana atılır bir birikim değildir..
Klasik soru şudur: ‘’Nasıl başardın 36 yıl evliliği?’’
Evlilik müessesi mi desem, evlilik yaşam ortaklığı mı desem,
bilemedim ama kısaca herkesin düşüncesi doğrultusunda dağarcığına bir evlilik
tarifi çıkar..
Evliliği sürdürmek ya da bir yastıkta kocamak lafının altında
yatan 3 önemli ve belirleyici faktör vardır:
Tolerans, hoşgörü, güvenme..
Aslında evlilik bir idare sanatıdır..
Kadın erkeği, erkek de kadını idare edecek ki evlilik kurumu
ayakta kalsın..
Hem erkek, hem de kadın yeri ve zamanı gelince
kör-sağır-dilsiz rolünü oynayacak ki evlilik birlikteliği devam etsin..
Öbür türlü ‘’kaşının üstünde gözün var’’ misali sürekli
hata-kusur ararsan; of ki, ne of, neler bulursun neler..
Bu vurguyu da geçersek; o zaman evliliğin sonlandırılmasına
gelelim..
Arkadaş ‘’iyi zamanda, kötü zamanda hep beraber ve dayanışma
içinde olacağız’’ diye imza atıyorsun bir kere..
O halde imzana sadık kalacaksın en önce..
Evlilik başladı ve 2-3 yıl sonra çocuk sahibi olundu
diyelim..
Çocuk varken şahsi düşüncem şudur: ‘’Artık evliliğin sona
ermesi yani boşanma namümkündür.’’ Hatta yasaklanmalıdır..
Arkadaş çocuk oyuncağa değil ki bu evlilik.. Bir ömür boyu
beraberiz diye imza atmışsın, bunu da çocukla taçlandırmışsın, daha ötesi
yoktur..
‘’Ya arkadaş, evlendik ve çocuk sahibi olduk ama
anlaşamıyoruz’’ karşılığını duyar gibi oluyorum..
Yanıtım çok nettir: ‘’Kabul edilemez ve geçersizdir’’
Ha legal olarak yani medeni kanunumuza göre mümkündür ama
benim fikrime göre mümkün değildir..
Ya hiç evlenme, hadi evlendin o zaman çocuk sahibi olma ki ayrılma
kararı veresin..
Yok hem evlendin, hem de bir zaman sonra çocuk sahibi oldun, artık
boşanma kapısı tamamen kapalıdır bence..
Peki, hem evlendim, hem de çocuk sahibi oldum, evliliğimde
kriz var, ne yapmak lazım?
Yukarıda bahsettim, kör-sağır-dilsiz moduna gireceksin ve
idare edeceksin,, Bu kural hem kadın için hem de erkek için geçerlidir..
Benden bu kadar düşünce paylaşımı yeter..
Tüm evlilere, evlenmeyi düşünenlere mutluluklar dilerim, her
şey gönüllerince olsun..
Son sözüm: Yaşam sürecini yüzde 50 kaderin, yüzde 50 iraden
belirler..
Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR
Facebook : https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder