Anlatacaklarımı
anlayabilmeniz için bildiklerinizi en azından bu yazının sonuna kadar unutun..
‘Ne
oldu, ne olacak?’ soruları en sevdiğim giriştir..
Önce
ne oldu?
2014-Ağustos
ayında yüzde 52 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilen dönemin Başbakanı Erdoğan,
AKP’nin siyaseten yarasız-beresiz geçiş dönemi yaşamasını arzuladı..
Genel
geçer çoğunluğun ‘EVET’ diyeceği isimle yani Davutoğlu’yla AKP’nin konvoyu
harekete geçti..
AKP’lilerin
içinde dahil, özellikle sert-yumuşak tüm muhalif kesiminde ‘tamam, şimdi AKP yıkılır’
kanısı vardı.
‘7
Haziran’ seçimlerinde bu beklenti zayıfta olsa karşılandı.
Dağınık
ve ne yapacağını hesaplayamayan bir muhalif kesim karşısında Duayen ve Usta Lider
Erdoğan, AKP’yi bu kargaşadan çekip, düzlüğe çıkardı..
Bu
işlem esnasında belli başlı yardımcı araçlar ise MHP lideri Devlet Bahçeli, Deniz
Baykal, CHP ve PKK olarak sayabiliriz..
‘1
Kasım’ seçimlerinde yüzde 49 oy oranı ve 317 milletvekili çıkaran Davutoğlu’nun
AKP’si en önemli, en hayati virajı sağ salim döndü..
İlk
kez ‘1 Kasım’ öncesi liderlikten öte AKP seçim vaatleri ve AKP vizyonu ön plana
konuldu..
Kısaca
aileleriyle 3 milyona yaklaşan 700 bin taşeron işçisine kadro verilmesi, 5
yılını doldurup seçme ve seçilme hakkı da dahil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olan 2 milyon Suriyeli mülteciyi de eklersek; zaten yapılacak ilk seçimin uzak
ara galibi belli oluyor..
Gelelim,
esas oyuna..
Davutoğlu-Erdoğan
ikilimi, görüş ayrılığı gibi tutum ve davranışlar bilinçlidir, böyle yansıması taktiktir,
AKP’nin gelecek stratejisi yatmaktadır..
Artık
muhalefete ve AKP içinden belli kesime ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etme’
gelecek senaryosu kanaviçe gibi işlenmektedir..
Nedir
o?
‘işte
Erdoğan olmasın da Davutoğlu’na fit olalım’ düşüncesi; mevcut yüzde 50 muhalefet
kesiminden yeterince destek bulur ve kabul görür..
Tüm
yaşananları bu eksende hareket ettiğini görürsek ve anlarsak sonucun ne
olacağına dair tahminlerimiz daha isabetli olur..
Önümüzdeki
3 yıl boyunca bu siyasi strateji nasıl işleyecek?
Davutoğlu-Erdoğan
suni ve yapmacık görüş ayrılığı daha da zirveye çıkacak..
MHP,
ya lider değiştirecek ya da sandığa gömülecek..
CHP,
değişim ve dönüşüm sancısını yaşamaya devam edecek..
HDP,
PKK ile ya yollarını ayıracak ya da küçük, etkisiz etnik parti olarak sahnede kalacak..
AKP
karşıtı büyük çoğunluk, bu siyasi manzara karşısında ‘Erdoğan mı, Davutoğlu mu?’
tercihi yapmaya mecbur bırakılacaktır..
Yeni
anayasa yapılacak ve başkanlık hiç inmemek üzere rafa kalkacak olursa; neredeyse
yüzde 65-70 kesim ‘’iyi o zaman, Davutoğlu devam etsin’’ diyecektir..
AKP’de,
Erdoğan sonrası geçiş süreci böylece başarıyla sonuçlanmış olacaktır..
‘2019
Genel, Yerel Seçimleri’nde Davutoğlu liderliğindeki AKP yüzde 60 civarı oy
oranıyla 2023 hedefine koşacaktır..
Yapılacak
anayasa değişikliğiyle 2019 yılında cumhurbaşkanı halk oyuyla değil, TBMM’de
seçilecektir.
Mevcut
cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 sonrası 5 ya da 7 yıl daha sarayda kalmayı sürdürecektir.
İşte
bu yeni siyasi tabloya herkes razı olacaktır.
Yazı
bitti, artık ne düşünürseniz düşünün ama aklınızın bir kenarında bu analizi
tutun derim..
Ömer ÖZDAMAR (Yeni Sol Muhalif)
Bucak-BURDUR
Facebook : https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
E-mail : homeros80@hotmail.com
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
E-mail : homeros80@hotmail.com
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder