8 Mart 2016 Salı

Türkiye’nin şark kurnazlığı, AB’nin aymazlığı..


Türkiye ile AB arasındaki "göçmen zirvesi"nin ardından:
‘’kimisi Haziran’da vize kalktı’’ diyor,
‘’kimisi 3 milyar Euro daha geldi’’ diyor..

Gerçekler ise şunlar:

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ‘’Türk vatandaşlarının Schengen Bölgesi'ne vizesiz girebilmesi için 72 kriterin yerine getirilmesi gerektiğini’’ söylüyor.

Macaristan Başbakanı Orban, "Türkiye'den yüz binlerce mülteciyi alıp AB ülkelerine dağıtma planı, hayalden ibaret. Eğer ben bu plana onay verirsem, beni cadde aydınlatma direğine assınlar" diyor.

İtalya Başbakanı Matteo Renzi, ‘Türkiye'de basın özgürlüğünde iyileşme olmazsa, bu iş olmaz’’ diyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “3 milyar Euro destek vereceğiz dediler, 4 ay geçti, hala verecekler.. Başbakan şu an Brüksel’de. Temenni ederim ki bu parayı alarak döner.” diyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘’3 milyar Euro’luk bir yardım vardı, Türkiye’ye değil, bunun altını çiziyorum, Suriyeli mültecilere, bu 3 milyar avro Suriyeli mültecilere gidiyor, tek bir Euro’su bile Türkiye’deki Türk vatandaşları için harcanmayacak. Çünkü belli çevreler, özellikle de Avrupa’da kamuoyu içerisinde Türkiye’nin sanki para dileniyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Türkiye kendisi için bir para istemiyor, Türkiye zaten 10 milyar doların tamamını kendi bütçesinden harcadı kamplarda yaşayan insanlar için ve diğer şehirlerdekileri de toplarsanız 20 milyara gidiyor bu. Ama her bir kuruş Suriyeli mülteciler için harcanacak.’’ diyor..

Gelinen kesin nokta:
‘’18 Mart’a kadar düşünelim ve tekrar görüşelim.’’

Yorum ve düşüncem:
1. Suriyeli mülteci insanlar üzerinden yürütülen AB-Türkiye Brüksel zirvesini ‘’utanç müzakereleri’’ olarak adlandırıyorum.

2. ‘’Al birini, ver birini’’ takasıyla insan tacirliğinin Avrupa’da legalize edilmesine Türkiye’nin aracılık etmesini kınıyorum.

3. Türkiye’nin mülteci toplanma merkezi olarak kullanılmasını asla kabul etmiyorum.

4. Hele mülteciler üzerinden AB’den tavizler koparmaya çalışma ‘’işte vize serbestliği, işte mali yardım’’ gibi konuların masaya konulmasının ne kadar küçültücüdür ki bunun diplomatik lisanda tarifi yoktur..

5. AB’nin evrensel değerlerden ve ilkelerden ne kadar uzaklaştığının mülteci kriziyle ayan beyan ortaya çıktı.

6. Suriyeli mülteciler kamyonlara ve gemilere doldurulup geri Türkiye’ye yollanması Avrupalıların zihninde neyi çağrıştırıyor? Nazi dönemini yaşamış bir Avrupa’nın tekrar aynı filmi oynatması akıl ve mantıktan ne kadar uzaklaştığını gösterir. Aymaz Avrupalılar yazıklar olsun!

Ömer ÖZDAMAR (Yeni Sol Muhalif)
Bucak-BURDUR



Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: