15 Temmuz 2010 Perşembe

Gazeteci Mustafa Balbay’ın hukuki durumu benim vicdanımı kanatıyor…


İsterseniz şöyle bir hafızamızı yoklayalım sonra görüşümü ve düşüncemi açıklayayım…

Ergenekon soruşturması kapsamında ilk olarak 1 Temmuz 2008`de gözaltına alınmıştı. Mahkeme tarafından 5 Temmuz`da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Aradan 9 ay geçiyor ve 06 Mart 2009 günü 2 nci kez gözaltına alınıyor. Ogün bugündür yani yaklaşık 16 aydır tutukluluk hali devam ediyor.

Silivri Ergenekon davasının birçok duruşmasında Mustafa Balbay’ın tahliyesi için dilekçe veriliyor ve hep nedense 2’ye 1 oyla ret ediliyor. Mahkeme Başkanı hakim ‘’evet’’ diyor, üye 2 hakim ‘’hayır’’ diyor…

Tahliye denince yanlış anlaşılmasın ha… Ergenekon Davası Balbay dışarıdayken devam edecek, mahkeme sonuçlanacak, suçu sabit görülürse cezası verilecek. Müteakiben Yargıtay, mahkeme kararını onaylayacak ve kesinleşecek. Varsayalım ki hapis cezası aldı. O zaman tutukluluk halinde geçen süre toplam cezasından düşülecek, kalan hapis cezasını teslim olup bir hapishanede çekecektir. Hani kafalar karıştırılıyor ya… Ondan dolayı bu açıklamayı yaptım…

15 Temmuz 2010 günü yani bugün bir haber okudum. Bakın ne diyor o haberde?...

Silivri Cezaevi’nde Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan gazeteci-yazar Mustafa Balbay, gazeteci-yazar Tuncay Özkan ile emekli Albay Atilla Uğur, TBMM İnsan Hakları Başkanlığı’na ortak başvuruda bulundu. Üçlü, “sistematik zulüm altında” bulunduklarını bildirdi. Balbay, Özkan ve Uğur, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’le acil görüşme talebinde bulundu.

Zaten bu yazıyı yazmamın ana nedeni de bu haberdir.

Arkadaş sevelim ya da sevmeyelim ama Gazeteci Mustafa Balbay’ın isyanı haklıdır.

Neden mi?

Yahu adam yazı adamıdır. Deliller toplanmış, iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuş. Mahkeme çok sanıklı olduğu için uzun süreceği kesindir. Ehee o halde, Gazeteci Mustafa Balbay neden tutukluluk hali devam ediyor?

Diğer bir husus ise şudur. Hep duyuyorum ve okuyorum ki yok Mustafa Balbay darbeciymiş, yok darbe heveslisiymiş, yok darbecilerle dirsek temasındaymış falan filan…

Arkadaşlar! Hükümeti devirmek için bu adam eline silah almış mı? Hayır… Bu adam bir yere bomba atmış mı? Hayır…

Eheee ne yapmış?

Düşünmüş, yazmış, çizmiş…

Neyi?

Darbeyi düşünmüş… (Hani iddiadır.)

Sana ne! Hani düşünce suç değildi ve evrensel ilkeydi…

Adamın keyfinin kahyası mısınız?… Ne düşüneceğini birilerinden icazet mi alacak?

Bugün bir düşünün bakalım… Düşünce özgürlüğü temelinde neler söyleniyor neler… Adam Kürtlerle Türkler artık ayrılığı konuşmaya başlamalı diyor… Kim? Türkiye’nin en ünlü köşe yazarı…

Adamın biri artık Kürdistan kurulması için müzakereler başlamalı diyor ya da diyebiliyor…

Kızdığım için söylemiyorum ha… Çünkü adam düşünce temelinde her şeyi söyleyebilir…

Düşünce bazında faşizmi, komünizmi, teokrasiyi savunabilir… Ya doğru dersin ya da yanlış dersin geçersin…

Eline silah almayan yani düşüncesini tehditle, korkuyla, zorla kabul ettirmeye çalışmayan her türlü düşünce serbesttir bana göre…

Zaten aksi halde, PKK’nin siyasi kolu bir partiye oy veren 6 milyon seçmenin hemen tutuklanması gerekir…

Neyse işin özü Gazeteci Mustafa Balbay’ın düşüncesinden ve yazılarından dolayı bu kadar süredir tutukluluk halinin devam etmesi en azından benim vicdanımı kanatmaktadır…

Umarım ve dilerim yargımız en kısa zamanda bu konuda hakkaniyetli bir karar verecektir diye düşünüyorum…

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/15 Temmuz 2010
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: