Cumhurbaşkanı
adayının Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yapılması..
Eski
Saadet Partili, kapatılan HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı, Prof.Dr Mehmet
Bekaroğlu’nun, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve MYK üyesi olarak alınması..
CHP
Genel Merkezi’ne mescit açılması..
CHP İstanbul
Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi, Eski Müftü İhsan Özkes başkanlığında 8 CHP
milletvekilinin toplu umreye gitmeye hazırlanıyor olması..
Sizce
yeterli veri değil midir?
Neye?
CHP-Din
ilişkisini olumsuz bölgeden alıp olumlu bölgeye aktarma amacını taşımıyor mu?
Bence
taşıyor..
Peki,
neredeyse bir asra dayanan bu algı öyle kolayca kırılabilir mi?
Daha
bu algı değişiminin ayak sesleri duyulmadan, CHP Genel Başkanı bazı
gazetecilere ne diyor?
"Derin AK
Parti ve MİT harekete geçti. CHP, Kürtlerin ve Alevilerin partisi olarak
gösterilmeye çalışılacak. Amaç bu algıyı yerleştirmektir ve CHP'liler bu tuzağa düşmemelidir’’ uyarısında bulundu.
Peki,
bu algı operasyonu ‘Yeni CHP’ iktidar seçeneği olması için mi, yoksa CHP’nin
yeniden dizaynı mı?
Valla
her 2 şıkta uyuyor ama benim kişisel tahminim, öngörüm şudur ki, ‘’İktidar
seçeneği haline gelmektir.’’
Kolay
mı?
Çok
zor, yıllara dayanan ve nesilden nesile geçen algıyı değiştirmek, öyle aylara
sığmaz, ancak yıllar, yıllara sığar..
Hep
bahsediyorum ama yazılı belge olduğu için inkar, yok sayma söz konusu olamaz.. Evet,
‘’DÜŞ’e Yazdım’’ isimli
Deneme kitabında çok açık, seçik anlatılmıştır.
2014
yılı itibarıyla CHP ve Türkiye siyaseti üzerine ne diyor bu kitapta?
İşte alıntılar:
2014
yılında siyaset hangi eksen üzerinden yürütülmektedir?
Maalesef tüm İslam ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de
de siyasette dominant olan mezhepçiliktir. Kısaca Sünni mezhebi üzerinden
siyaset yapılmaktadır.
CHP
iktidara namzet olması için ilk olarak ne yapmalıdır?
İşte direk yanıt şudur: Genel Başkanı hem Türk hem de
Sünni olmalıdır.
İslam
ülkelerinde halkın oyuyla sol iktidar geldi mi hiç?
Benim bildiğim yoktur. Ancak silahlı güçleri arkasına
alan sol akımlar iktidara gelebilmişlerdir. İşte Saddam, işte Kaddafi, işte
Esad..
Ama hepsi devrildi. Çünkü halk yoktur..
Peki,
bu batı ülkelerinde din ve siyaset ilişkisi nasıl çözülmüş?
Ohhh çok kan dökülmüştür. Yüzyıl süren mezhep savaşları
yapılmıştır. Hıristiyanlıkta Protestan, Katolik ve Ortadoks olarak 3 ana
mezhebe ayrılmıştır. 2014 itibarıyla kilise artık devlet işleyişinde, siyasette
tamamen devre dışı kalmıştır. Eskiden iktidar kilise onayından geçerken artık
bugün sadece sembolik tören yapılır. Sandığa giden halk, oyuyla bir siyasi
partiyi iktidara taşır.
Türkiye’ye
dönersek siyaset-din ilişkisi ne zaman biter?
Asla bitmez. İslam dininin yapısında devleti yönetme
iddiası vardır. Kutsal kitabın birçok yerinde suç ve cezaları sıralanmıştır.
Ehee
Mustafa Kemal’in ısrarla istediği ve cumhuriyetin temel taşı olarak gördüğü
‘Laiklik’ bu durumu önlemeye yetmiyor mu?
Yok.. Aksine 2014 itibarıyla ‘laiklik’ tamamen
itibarsız ve etkisiz hale gelmiştir. İnancı gereği, inanç özgürlüğü bağlamında
her türlü şov serbesttir..
Sence
laiklik tam olarak nedir?
Siyasetin doğal işleyişinde dinin araç olmasını
önlemektir.
Oldu
mu?
Hiç tam olamadı ama olmaya çalıştı..
Çok
partili hayata geçişten sonra laikliğe aykırı gösterilerde nasıl bir aşama
izledi?
Valla Menderes dönemini görmedim. Ama Demirel döneminde
elinde kutsal kitabımız Kur’an Kerim meydan, meydan dolaşıldığını biliyorum..
Sonra ibadet yerleri işte mescit, işte camiler siyasetin etkin kullanım alanı
haline geldi.. En son aşamada ise Cami önünde yüzlerce kamera karşısında siyasi
demeçler ve mitingler… Daha ne diyeyim..
Diğer
ayrıntılar kitabın içinde ama bu konuda söylenecek ne kaldı?...
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder