Tabii
ki, bazı siyasi hesaplar yok değil ama ilk kez bu kadar derin ve bariz bir
bölünme vardır..
Bölünmenin
kaynağı ise Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in
sarf ettiği şu cümleciktir:
"Ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz"
Hükümet
sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, bu cümleyi nasıl yorumladı?
‘’Konuşmanın içeriğine baktığımız zaman, bunu takdirle
karşılıyorum.’’
Sayın
Başbakan Erdoğan, ne dedi?
”Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadele esnasında ölen
terörist için ağlamadık, ağlamayız. Bunu da çok açık net söylüyoruz. Bu bizim
hem insani hem vicdani görevimizdir. Bunu böyle bilmeye mecburuz”
TV8’e
telefonla bağlanan Adıyaman Milletvekili Metin Metiner ise özetle şunu ifade etti:
‘’Sayın Emniyet
Müdürümüze aynen katılıyorum.’’
Ne
olacak şimdi?
Hükümet
partisi olan AK Parti’de Genel Başkan ve Başbakan Hanya diyor, Başbakan Yardımcısı ve bazı milletvekilleri Konya diyor..
Devleti
yöneten ve izleyeceği politikaları belirleyen iktidarın bile bölünüşü; PKK
meselesinin hangi vahim noktaya taşındığının en bariz işaretidir..
Sanki
siyasi bir oyun vardır. 2013-Ekim ayı yerel seçimleri ve 2014 Cumhurbaşkanlığı
seçimi hesapları da yapılmaktadır.. Türküm ve Müslümanım diyen seçmen kitlesine
göz kırpılmaktadır..
Bülent
Arınç zaten beyan etmişti ve aynen şöyle dedi:
‘’2015 yılında
tekrar aday olamıyorum ve siyasete ara veriyorum.’’
Bu
son askıda kalma sonrası Arınç-AK Parti defteri sanki kapanmış gibi gözüküyor..
Çok daha ilginç bir
noktaya işaret etmek isterim:
MİT
krizinden beri Erdoğan-Cemaat arasında gerginlik ve içten içe siyasi mücadele
sanki devam ediyor.. ‘’Ne yardan ne de
serden vazgeçerim’’ özdeyişine uygun her iki taraf birbirinin açığını
arıyor ama birbirinden de vazgeçemiyor.. Çünkü iktidara ortak olmanın cazibesi
kenara itilebilecek kadar hafif değildir.. İktidarı hep bu mevcut güçte
sürdürmenin gerekliliğini de öbür taraf çok iyi analiz ediyor..
AK
Parti içinde benim tahminime göre en az 100 milletvekili Erdoğan ile Kürt
meselesinde ayrışıyor, farklı düşünüyor ama zoraki birliktelik devam ediyor..
Hep
iddia edilen emniyet ve yargı üst kademesinde cemaat etkinliği sanki bu olayla
bir kez daha su yüzüne çıkıyor..
Nasıl?
Demokratik
bir ülkenin başbakanı, kendi atadığı bürokratına koskaca AK Parti meclis
grubundan cevap vermez; talimatını içişleri bakanına iletir ve görevden alır..
Öyle bir denge var ki, bu anında görevden alma gücünü; en güçlü denilen Sayın
Başbakan Erdoğan bile bulamıyor.. İlişkilerin ne kadar grift olduğunu anlatabildim
mi acaba?
Siyasi
analizim bu kadardır, anlayan, anlamayanlara anlatsın arkadaş:J)
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder