7 Ocak 2013 Pazartesi

PKK ile barış mı? Hani nerede?


AK Parti hükümeti, yeni bir başlangıç daha yaptı.

 

İşte İmralı’da PKK’nun kurucusu ve başkanı Öcalan’la MİT Başkanı görüşüyor, bir yol haritası hazırlanıyor ve düğmeye basılıyor..

 

İşte önce BDP’den 2 milletvekili (Ahmet Türk ve Ayla Akat) için İstanbul/Ataköy Marina’dan hızlı tekne kalkıyor, İmralı’ya gidiyor, Öcalan’la görüşülüyor, notlar alınıyor ve dönülüyor..

 

Bu arada A’dan Z’ye tüm çevreler ılıman mesaj veriyor, MHP dahil çok sert tepki çıkmıyor..

 

Sonra ne oluyor?

 

BDP Milletvekilleri ya hiç konuşmuyor ya da suya sabuna dokunmayan laflar ediyor.. CHP kredi açıyor ama AKP krediyi kabul etmiyor, gel ortak olalım diyor..

 

Önümüzde 3 ay vardır, hadi bilemedin 4 ay.. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları içinde Türkiye içinde bulunan takriben 2 bin silahlı gücün Kuzey Irak’a geçerse; bilin ki barış için en önemli eşik aşılmış olacaktır.

 

Peki, bu olabilir mi?

 

Çok zor.

 

Neden mi?

 

Sırasıyla sayalım: Suriye ortada dururken PKK’nın köşesine çekilmesi mantıklı durmuyor. Tüm Kürtlerin hamisi olarak kendisini gören örgüt; Suriye kolu PYD’yi yalnız bırakmak istemez.

Diğer yandan 1999 yılında çekildi ve çok kayıp verdi, aynı hatayı tekrar etmesi zor görünüyor.

Nihai savım: Çok önemli kazanım olmadığı müddetçe Kuzey Irak’a kimse gitmez.

 

Kişişel prensibimdir, en kötü olasılıkları hesap ederim ki hayal kırıklığına uğramam asgari düzeyde kalır. Eğer bu barış girişimi başarıya ulaşırsa; Tayyip Erdoğan, tarihe geçer ve mutlaka Nobel Barış Ödülü alır.. Tersi olursa düşünmek bile istemem ama işte o zaman felaket olur. Çünkü Habur skandalından sonra toplumda oluşan duygusal kopuş, bu kez pik yapar ve geri dönülmez yola girilir.. Olası başarısızlıkta hem Türkler hem de Kürtler bu barışın gelmeyeceğine dair kesin kanaata varırlar ve madem bu iş olmayacak; başımızın çaresine bakalım derler.. İşte burası çok tehlikeli varıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca yönetilebilen bir sorun artık yönetilemez noktaya sürüklenir ve maalesef iç savaş yaşanır..

 

Bu sürecin kesintiye uğramadan ilerlemesi için AKP ne yapıp edip CHP’yi içine katmalıdır. Çünkü Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden kadroların yer aldığı CHP’siz bu sorun asla çözülemez. Hoş CHP içinde de tek ses yoktur, patırtı kütürdü şimdiden başlamıştır. Çünkü Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ‘kredi açtık’ demesi bile bazı milletvekillerinin itirazına neden oldu.. CHP bu yüzden bölünme bile yaşayabilir.

 

Hadi size bir fıkra anlatayım..

 

4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk başta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır:  "Hangi lastik patladı?"

Velhasıl pompalanan iyimser havayı bozmak istemem ama şu soruyu da sormadan edemem: PKK ile barış mı? Hani nerede?

 
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: