Bayramlar geçti, yaz geçti, aşk geçti, sıcak geçti… Nedense öteden beri Eylül ayını sevmem, sevemem de…
Bir de Eylül ayı telaş ayıdır aslında… Okul telaşı, kayıt telaşı, ev bulma ve yerleşme telaşı, kışlıkları hazırlama telaşı, yaz aşklarını diğer mevsimlere taşıma telaşı::) mesela yani…
Velhasıl nevrotik hatta mavrotik aydır Eylül! Bakmayın siz Şarkıcı Alpay’ın ‘Eylül’de gel’ dediğine, aslında ne gelen vardır ne de giden… Tüm yaz gelmeyen, niye Eylül’de gelsin ki?...
Bir de Eylül ayı belirsizliklerin hakim olduğu dengesiz aydır…
Bazen serin olur, bazen pastırma sıcakları olur,
Bazen güven verir, bazen güvensizdir,
Bazen açılır, bazen kapanır,
Bazen güldürür, bazen ağlatır,
Bazen zevk verir, bazen hüzün,
Öte yandan Eylül ayı, yalnızlığın iğdiş edildiği, kalabalıkların istila ettiği bir aydır…
Tüm bunlara ilaveten yaz boyunca harcamaların fatura edildiği ay hangisidir? Elbette Eylül ayıdır… Çalış babam çalış! Hem de durmaksızın, neredeyse soluk almaksızın…
Ben niye seveyim Eylül ayını?
Tüm bu verilerin ışığında; farkında olan vardır ya da yoktur ama Eylül ayı sendromu vardır arkadaş vardır…
NOT: Beni daha fazla tanımayı arzu ederseniz video aşağıdadır...
http://www.youtube.com/watch?v=3qNIx5Z9NNI
NOT: Beni daha fazla tanımayı arzu ederseniz video aşağıdadır...
http://www.youtube.com/watch?v=3qNIx5Z9NNI
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder