Bugün (05 Haziran 2010) CHP’nin halkla kucaklaşmasının uygulaması gerçekleşti.
CHP Burdur Milletvekili Sayın Ramazan Kerim Özkan, CHP Bucak İlçe Yönetim Kurulu Başkanı Recep Mutlucan başta olmak üzere Burdur ilinden ve Bucak ilçesinden partililerden oluşan 12 kişilik grup halka indi ve nabız tuttu.
Sırasıyla Burdur İli Bucak İlçesi ana cadde üzerinde bulunan bir kısım esnaf, serbest meslek erbabı ziyaret edildi, dertleri dinlenildi, karşılıklı diyaloglar gerçekleştirildi.
Davet üzerine MHP’li bir önceki Belediye Başkan Yardımcısının düğününe icabet edildi. Sayın Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan nikah şahitliğini yaptı ve çifte ömür boyu mutluluklar diledi.
Daha sonra Bucak İlçesi Kızılkaya Beldesine gidildi. Hemen meydanda bulunan kahvehanede vatandaşlarla tokalaşma ve sohbet kıvamında konuşma yapıldı. Burada CHP’li bir partilinin düğüne iştirak edildi. Sohbetler edildi, yemekler yenildi.
Parti minibüsüne binildi ve yol üzerinde bulunan Yuva Köyünün Muhtarına uğranıldı ve hem sorunları dinlenildi hem de geçmiş olsun denildi. Çünkü ineklerine kuduz bulaşmış, inekler karantinaya alınmış ve tedaviye başlanılmış. Maalesef her gün 200 litre süt boşa dökülmektedir. Tedavi sona erinceye kadar bu durum devam edecektir. İşin kötüsü ineklerin sigortası kuduz hastalığını kapsamamaktadır. Kuduz hastalığının muhtemelen tilkinin tavuğu ısırması ve o tavuğu da köpeğin yemesi sonucunda ineklere bulaştığı düşünülmektedir.
Müteakiben Bucak İlçesi Ürkütlü Beldesine geçildi. Bucak İlçesinin tek CHP’li Belediye Başkanımız ve partililer ziyaret edildi. Beldenin 2 kahvehanesinde mola verildi ve çay içildi. CHP Burdur Milletvekili Sayın Ramazan Kerim Özkan ülkenin ve toplumun hem makro hem de mikro temel sorunlarına tek tek değindi.
Takiben Bucak İlçesi Kestel Köyüne varıldı. Kahvehane ziyareti ve çay içilmesi sonrası köylülerle tek tek görüşüldü.
En son Bucak İlçesinde amansız bir hastalığa yakalanan bir partilinin evine kısa süreli geçmiş olsun ziyaret gerçekleşti.
Yaklaşık 6-7 saat süren CHP’nin halkla buluşması güle-oynaya tamamlandı.
Buraya kadar sadece haber niteliğindedir.
Şimdi gelelim benim izlenimlerime…
2009 yılı yerel seçimlerinde de halkla temasım olduğu için bugün yaşananları mukayese etmem hem çok daha kolay, hem de çok daha gerçekçi olur kanaatindeyim.
Özellikle Bucak İlçesi merkezinde AKP’ye kızanların toplanma yeri olarak Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP olduğu açık ve net gözlenmektedir.
Kimler bunlar derseniz?
Eski DP’lilerin, eski MHP’lilerin, hatta bir kısım AKP’lilerin bile Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’ye teveccüh göstermektedir. Bu duruma ilk kez tanık oluyorum.
Esnafın, serbest meslek erbabının, partili partisiz herkesin CHP heyetini daha sıcak, daha samimi, daha içten karşılaması ve misafir-perverliği izlediğim en önemli gelişmedir. Bundan 1,5 yıl önce yapılan yerel seçim kampanyasında maalesef bunları görememiştim.
İşin özü şudur: AKP’ye dolayısıyla Erdoğan’a kızanlar seçenek olarak artık Kılıçdaroğlu’nu dolayısıyla CHP’yi görmektedir.
Hem muhafazakar, hem de bir o kadar AKP yığılması görülen Burdur İli Bucak İlçesinde bile Ankara’dan esen Kılıçdaroğlu rüzgarı hissedilmektedir.
Kim ne derse desin; Türkiye’de Kılıçdaroğlu’nun önlenemez bir yükselişi vardır.
Bu siyasi teori benim şahsi düşüncemdir.
Partili olmayan ve seçmenlerin neredeyse yüzde 50-60’na tekamül eden kitle seçimlerde oy verirken cebine bakar…
Cebinde parası kalmayan seçmen babası bile olsa asla oy vermez.
Esnaflar, serbest meslek erbabı vatandaşlar, küçük ve orta ölçekli kobiler, özellikle Bağ-Kur emeklileri 2010 yılında artık ceplerindeki para ya azaldı ya da tükendi…
AKP için tehlikenin en önemli işaret fişeği budur. İnsanlar şimdiye kadar düşük faizli kredilere sanki geri ödemeyecek gibi, deliler gibi saldırdı. Bu yıllarda artık geri ödeme başlamıştır, elbette tarlasını, kamyonunu, evini, traktörünü, otomobilini kaybetmiştir. Haliyle yandım anam diyor ve Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP’ye koşuyor…
Yoksulluk ve yolsuzluk yok edilmesi ve mücadele verilmesi gereken en önemli 2 cephe olduğu aşikardır. Kılıçdaroğlu’nun verdiği tüm mesajlarda bunları vurgulaması boşuna değildir. Bir çok seçmenin sempatisi kazanılmaktadır.
Uzun lafın kısası önümüzdeki 1 yıl siyaseten çok sıcak ve çok hararetli geçeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
2011 seçimleri, AKP için olmak ya da olmak (to be or not to be) temelinde geçeceği kesindir.
Benden bu kadar siyasi analiz yeter… Bu arada ben de çok yorulacağım galiba…
Saygı ve sevgilerimle…
Ömer Özdamar/06 Haziran 2010/Bucak-Burdur
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder