Sabahleyin
kahvaltıya müteakip yolculuk KOSOVA’ya başlar..
Sınır
geçişinin ardından başkent PRİŞTİNA panoramik turu yapılır ve meşhur KOSOVA
Meydan Savaşının yapıldığı yere ulaşıyoruz..
1.SULTAN
MURAT HÜDAVENDİGAR mezarı ve türbesi ziyaret edilir..
Malumunuz
1389 yılında yapılan bu savaşta ilk kez bir Osmanlı padişahı savaş alanında
ölmüştür.. Bir Sırp tarafında hançerle suikasta uğramıştır..
Tabii
ben de merak ettim:
Sultan
1.Murat Mezarı Bursa’da var, Kosova’da ne mezarı vardır?
Meğer
2 mezarı varmış. Çünkü geri Bursa’ya cenazeyi götürmek zorundalar ya, bu arada
iç organları cesedi bozar ya, bu yüzde iç organlarını almışlar ve oraya bir
mezarlığa gömmüşler. Cesedin diğer kalan bölümü ilaçlanıp yaklaşık 1.500 km.
mesafedeki Osmanlı başkenti Bursa’ya taşınır ve mezara konur..
Bu
ilginç bilgiye yerinde öğrendim..
Yarım
saatlik bir yolculuk sonrası Türklerin yoğun yaşadığı PRİZREN’e varıyoruz..
Hakikaten
hemen hemen herkes Türkçe biliyor, her yerde Osmanlıdan kalma cami, çeşme ve
hamam var..
Öğle
yemeği için bir küçük kafeterya gibi bir yere oturdum ve 1 porsiyon köfte ve
ayran söyledim..
Bilin
bakalım 1 porsiyonda kaç köfte var?
Hem
iri iri..
4
mü, 5 mi, 6 mı, 7 mi, 8 mi, 9 mu?
Hayır,
tam 10 tane ve bir tabak dolusu..
Valla
ekmeksiz falan bitirdim artık..
Özel
izlenimim şudur:
Almanlar
dehşetli inşaat faaliyeti içindeler..
Hem
başkentte hem de burada çok katlı büyük apartmanlar dikiyorlar..
AK
DRİN nehrinin bir kolu olan BİSTRİÇA,i şehrin tam ortasından geçiyor..
Yine
dikkatimi çeken NATO askerleri şehrin içinde askeri araçlarla hala devriye
geziyorlar..
Otobüse
binildi, Arnavutluk transit geçildi ve Yugoslavya’dan (Sırbistan bugünkü adı)
en son ayrılan KARADAĞ yolculuğuyla başkent POTGORİCA’ya geldik..
Bir
dahaki yazımda Karadağ’ın ünlü KOTOR şehri gezisiyle devam edelim..
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder