Bosna
Hersek sınırından Sırbistan topraklarına geçiş sonrası geniş bir ova başlıyor, dağlık
alanlar neredeyse hiç kalmıyor..
Belgrad
şehri 7 parçaya bölünen ve küçülen Yugoslavya sonrası Sırbistan devletinin de
başkentidir..
Eski
Belgrat Tuna nehrinin doğusu oluyor artık.. Tüm tarihi ve mimari doku
korunmuştur.. Yeni Belgrat ise Tuna nehrinin batısında kuruluyor, işte
bildiğimiz çok katlı binalar dikiliyor..
Belgrat
deyince Tuna nehri ile Sava nehrinin birleştiği alanda yer alan Belgrad
kalesidir..
Kale
yaklaşık 500 dönümlük araziye yayılmış, kale surlarıyla çevrilmiş, Belgradlıların
soluk alacağı park ve gezi yeridir..
Kanuni
Sultan Süleyman Belgrad Kalesini 1529 yılında fethediyor, ilginç olan Kanuni’nin
ilk fethidir.. .
Kanuni
karadan çok zorlanıyor ama Tuna nehri üzerinden de gemiyle sarınca kale dayanamıyor
ve düşüyor..
Kale
içinde Tuna nehri ile Sava nehrinin birleştiği alanın manzarası çok güzeldir..
Kale
turu sonra yakında araç geçişine yasak geniş bir bulvar var ve insanlar sel
gibi aşağı-yukarı akıyor.. Bu cadde üzerinde kafeler, oturma yerleri olup bir
tane AVM vardır..
Otelimize
geçip sabah Sofya turumuz başlar..
Uzun
bir yolculuktan sonra öğle yemeği Sofya’da bir Türk lokantasında yenir..
Balkanların en büyük kilisesi ve diğer tarihi yerler gezilir..
Akşam
Bulgar gecesiyle Sofya turumuz sonlanır..
Ertesi
sabah Türkiye’ye dönüş başlar, öğleye doğru Bulgaristan’ın 3.büyük şehri
Plovdiv’e uğradık..
Gece
geç vakit İzmir’e, sabah 8 civarında Bucak’a geldim..
Uzun
ve yorucu kültür turumuz sona erdi..
Çok
memnun kaldım, hediyeler dahil yaklaşık 700-800 Euro gezi harcaması çıktı..
Herkese
tavsiye ederim..
Gitmek,
görmek, bambaşka görüş ve düşünceyle zenginleşmek çok güzel olsa gerek..
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder