Yaklaşık 1 yıldır, cemaat ya da paralel yapı olarak
adlandırılan örgüt üzerine yürütülen soruşturmada; Bank Asya’nın TMSF’ye
devriyle yeni bir safhaya geçilmiş ve zirveye çıkmıştır.
BDDK, Bankacılık Kanunu'nda bulunan 'kurumun etkin denetimini
engellemeyecek şeffaf ve açık ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip
olması' kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle, Bank Asya'nın yönetimini belirleyen
imtiyazlı payın yüzde 63'lük bölümünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)
tarafından kullanılmasına karar verdi.
Ha bu açıklama doğrudur, yanlıştır, orasını ben bilemem..
Zaman ve hukuk süreci içinde amma öyle, amma böyle ortaya serilecektir.
Devletler için, elbette okulları ve iş girişimcileriyle
uluslararası bağı olan cemaat ya da hizmet hareketinin (iktidar ve soruşturmayı
yürütenler paralel örgüt diyor.) kalbi bankadır. Banka yoksa uluslararası
faaliyetlerini sürdürmesi neredeyse olanaksızdır..
Paralel Örgüt iddiasıyla polislerin, medya mensuplarının ve
diğer kamu görevlilerinin soruşturulması; Bank Asya’nın TMSF’YE devrinden asla
daha önemli değildir..
Canım ‘’Türkiye’de onca sayıda cemaat ve tarikat vardır,
sanki hepsinin bankası mı var?’’ sorusuyla karşılaşabilirim.. Doğru, yoktur ama
diğerlerinin de uluslararası hiçbir özelliği yoktur. Ha legal olmayan
örgütlerin finans akışları vardır ama yeraltındadır..
Somut sonuçları ne mi olacak?
Valla artık bedava ya da zararına ‘Zaman Gazetesi’ zor
dağıtılır ve sürdürülemez..
İşte farklı ülkelerde eğitim ve iktisadi faaliyet yürüten cemaat
mensubu kişiler, teminat mektubu, diğer finansal ihtiyaçları kolayca temin ederken;
bundan sonrası imkansız hale gelmiştir..
Türkiye içi faaliyetleri etkilenir mi?
Çok fazla etki olmaz ama olabildiğince küçülürler hatta
yeraltına inerler yani gizlenirler..
Daha ne olsun!
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder