Salyangoz Modeli:
Sürüngen (ilkel) beyin bölgesini kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca, “savunma”ya geçer; sebep ve bahane bulur. Tipik söylemi, “Ben yapmadım” ya da “Ben suçlu değilim” şeklindedir.
Maymun Modeli:
Ara beyin bölgesini kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca “saldırı”ya geçer. Öfkelenir, tepki gösterir ve diğer insanları ya da olayları suçlar. Tipik söylemi, “Sen yaptın” ya da “Suçlu sensin” şeklindedir.
İnsan Modeli:
Beyninin sağ veya sol lobunu kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca, mutlaka “haklı çıkma”ya çalışır. İnsanları ve davranışları yargılar. Tipik söylemi, “Senin yüzünden oldu” ya da “sorun sende” şeklindedir.
Gelişmiş İnsan Modeli:
Beynin hem sağ, hem de sol lobunu kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca, durumu “aklileştirme”ye çalışır. Vicdan öğesi devreye girer. Dünyada başkalarının da olduğunu fark eder. Tipik söylemi, “Sen öyle yapmasaydın, ben de sana böyle davranmazdım” ya da “Ben sana söylemiştim” şeklindedir.
İlk dört modeldeki insanlar, egonun ağırlığını taşırlar ve “sürüngen beynin” denetimi altındadırlar. Her türlü olayı kendi çıkarlarına göre değerlendirirler.
Holistik İnsan Modeli:
“Holistik insan” ise, egonun dar sınırlarını aşmış ve evrensel düzenle aynı frekansta titreşmeye başlamıştır.
Diğerlerine göre beynini daha fazla kullanır.
Bir eleştiriyle karşılaşınca, bunu “kendini geliştirme fırsatı” olarak değerlendirir.
Kimseye ve hiçbir olaya kızmaz.
“Bu, benim başıma neden geldi?” diye düşünür.
Tipik söylemi, “Ben yaptım, suçlu benim, sorun bende, benim yüzümden oldu” şeklindedir.
Holistik insanın özellikleri
-Beyninin en az yüzde 50’sini kullanır.
-Evrendeki sırların, tıpkı yağmurun yağması ve güneşin doğması gibi “anlaşılmaları mümkün yasalar” olduğunu bilir.
-Evrendeki bütün bilgilerin ve evrenin ana modelinin kendi bilincinde mevcut olduğunun farkındadır.
-Enerji düzeyini ve titreşimlerini yükselterek, evrenin beş duyuyla algılananların dışındaki düzeyleri ile rezonansa geçer.
-Bilincinin beynini nasıl yönetip-yönlendirdiğini bilir ve bu teknikleri uygular.
-Evrendeki “bütünsellik olgusu”nun farkına varmıştır. Kendi iyiliğinin, evrendeki diğer her şeyin iyiliğine bağlı olduğunun bilincindedir.
-Başına gelen her türlü olayı “kendisini geliştirebilmesi için sunulan fırsatlar” olarak değerlendirir ve “İyi ki her şey böyle” diye düşünür.
-Karşısına çıkan her olumlu ya da olumsuz olay ile o konudaki bilgiyi deneyimleyebilmesi için karşılaştığını bilir ve hayatının sorumluluğunun tamamen kendi elinde olduğunun farkındadır.
-Ne varlığa sevinir, ne yokluğa yerinir; sadece görevini yapar.
-İletişim ve eğitim tekniği olarak bilimi ve bilim dilini kullanır. Açıklar, anlatır, ikna etmeye çalışır. Zorlamaz, ceza vermez, tehdit etmez. “İtaat”i değil, “idrak edilme”yi hedefler.
Not: Kaynak Hürriyet Cumartesi ekidir.
Gelelim buradan ne çıkaracağım mevzuna…
Bir kere ‘’Holistik İnsan Modeli’ bence yoktur.
Neden mi?
Doğumundan ölümüne kadar yaşam bütünü hep ego üzerinden hareket ediyorsa…
Bütünün eksiksiz olma haliyse yaşamın bütünü zaten eksik olunca; nasıl eksikler tamamlanacak?
İlla da ‘’Holistik İnsan’’ olmaya çalışanlara UFO ya da uzaylı kimliği kondurulur… Ne derdini anlatabilir, ne de dinlenebilir…
Örneğin holistik insan diyor ki ‘’Kendi iyiliğinin, evrendeki diğer her şeyin iyiliğine bağlı olduğunun bilincindedir.’’
Peki, dünyadaki diğer her şeyin kötülüğün üzerine inşa ediliyorsa; bu modelin varlığı evrende ne kadar anlam ifade eder.
Örneğin Holistik insan ‘’beyninin en az yüzde 50’sini kullanır’’ deniyor ya… Yaşadığımız dünyamızda insanlar beyninin yüzde 10-15’lik bölümünü kullanıyorsa; yüzde 50’sini kullanan insanın yeri ya Manisa ya da Bakırköy olur ve deli damgasını çoktan yerler…
Evet. Mesela kendimi ele alıyorum ve hangi model oturuyorum diye 5 model bakıyorum.
Sanıyorum 5 temel insan modelinden aşağıdaki modele uyuyorum.
Beyninin sağ veya sol lobunu kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca, mutlaka “haklı çıkma”ya çalışır. İnsanları ve davranışları yargılar. Tipik söylemi, “Senin yüzünden oldu” ya da “sorun sende” şeklindedir.
Sizin modeliniz nedir?
Yoksa Holistik insan modeli misiniz?
Saygı ve sevgilerimle…
Ömer Özdamar/13 Aralık 2009/Burdur-Türkiye
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder