19 Ekim 2016 Çarşamba

DEMOKRASİ VE GAZETECİLİK BU İŞTE!


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner'ın brifinginde de gündem Musul operasyonuydu.

Açıklama sonrası sorular bölümüne geçiliyor. ABD’li gazeteci bakın ne soruyor?

"Peki, orada yani Musul’da bulunan Amerikan askerleri emirleri Irak hükümetinden mi alıyor?"

 Cevap: "Biz orada sadece eğitim ve danışmanlık için bulunuyoruz."

Başka gazetecinin sorusu geliyor:

"Ne zamandan beri ABD, yabancı askerlerin Irak içerisinde bulunması için Irak hükümetinin rızası olması gerektiğini düşünüyor? Daha önce siz girip önceki lideri devirdiniz ya."

Cevap: "Şu anda şartlar farklı. Bugün Irak'ta seçilmiş bir hükümet var."

Demokrasinin ve gazeteciliğin Türkiye’mizde ne kadar geride olduğunu bu diyaloglardan kolayca anladım ben..

Neden mi?

Hayal edelim ya da varsayalım.. Türk gazeteci, Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne bu tarz sorular sorsun:

A. İlk iş akreditasyon iptal edilir ve bir daha basın toplantısına alınmaz.
B. Gazetecinin çalıştığı yazılı ya da görsel medya patronuna telefon edilir ve iş akdi sonlandırılır.
C. Başka bir medya şirketinde iş bulması olanaksız hale getirilir.
D. Şartları ve tutumunu çok zorlarsa ya da zorlanırsa; bir şekilde tutuklanır.

Anladınız değil mi?

Bizde gazetecilik jargonu ise, sorular erk sahiplerini rahatsız etmeyecek, toplumu bilgilendirmeyecek ve kazık soru değil de önceden haber edilen balık sorular sorulacak..

Neden böyle bir kanıya vardığımı anladınız mı şimdi?


Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR


Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: