Bilen,
bilir ki sol tandanslı ve özgür düşünürüm.. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden
neredeyse 2 ay falan geçti.. Operasyonlar tüm hızıyla sürüyor ve de sürmeli..
FETÖ karşıtı olmama rağmen sol tarafımdaki vicdanımın rahatsız olduğu bazı
hususları aktarmadan yapamadım..
1.
Öğretmen gibi memurların daha dava konusu iddianamesi bile hazırlanmadan hatta
soruşturma bile açılmadan memuriyetten atılmaları yanlıştır. Açığa alınan,
gözaltına alınan, tutuklanan memurların davası sonuçlanır, Yargıtay da
onaylanır ve de memur olmasını engelleyecek kadar ceza aldıysa çıkarma işlemi o
zaman yapılması gerekirdi.
Ya
memuriyetten attığın bu insanların bazıları masum çıkarsa ne olacak?
En
önemlisi memuriyetten attığın memurların eşleri, çocukları neyle geçinecek?
Hastası olan varsa SGK güvencisi olmadan nasıl ilaç alacak?
Devlet
Suriyeli göçmenlere ne kadar yardım ediyorsa; bunlar arasında gerçekten zor durumda
kalan insanlara da yardım eli uzatılmalıdır. İtham edilen kişinin çocuğu ve eşi
neden cezalandırılsın ki, devlet tarafından özel rehabilitasyonla bu eşler,
çocuklar kazanılmalıdır..
2.
Sayın Başbakan’ın 17-25 Aralık 2013 olarak çizdiği milat hiç de hukuki temele
oturmuyor.
Neden
mi?
FETÖ
okulları 15 Temmuz 2016 tarihine kadar yasal olarak açık mı? Açık..
Hatta
Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar diğer özel okullara
olduğu gibi FETÖ özel okullarına da yardım yaptı mı? Yaptı..
FETÖ
dershaneleri 15 Temmuz 2016 tarihine kadar yasal olarak açık mı? Açık..
Peki,
bu okullara ya da dershanelere çocuklarını gönderen insanlara direk FETÖ’cü
suçlaması haklı mıdır? Mali destek gibi husus araştırılması gerekir ama sadece
okula çocuğunu gönderen birisi suçlanamaz bence.. Mesela okul ücreti dışında
himmet adı altında başka ödemeler yaptıysa tamam, aksi halde hukuki sakatlık
barındırır..
3.
Arkadaş benim vicdanım hiç rahat değil. Çünkü FETÖ’cü şüphesiyle köyde, kasabada,
ilçede FETÖ’nün ırgat takımı diyeceğim sıradan insanlar soruşturulurken, açığa
alınırken, gözaltına alınırken, siyasi ayağında ‘tık’ çıkmıyor.
Ne
demek istiyorum?
Hadi
anayasa gereği Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruşturulamaz ancak Cumhurbaşkanlığı
görevi bittikten sonra soruiturulabilir. Tamam, bunda hemfikirim. Ama Abdullah
Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Melih Gökçek, Kadir topbaş savcı karşısına
çıkarılmazsa şimdiden söylüyorum; FETÖ soruşturması güdük kalır ve vicdanları
yaralar..
Neden?
Abdullah
Gül’ün atadığı özel kalem müdürü FETÖ’den tutuklanırsa;
Bülent
Arınç’ın, Melih Gökçek için Ankara’yı cemaate parsel parsel verdi iddiası
varsa;
Kadir
Topbaş’ın damadı kavurmacı TUSKON kongresinde Erdoğan karşıtı konuşmayı ayakta
alkışlaması varsa;
Darbeci
Tümgeneral Dişli, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi
oluyorsa;
Bir
zahmet Cumhuriyet savcısı karşısına çıksınlar, bir dertlerini anlatsınlar
bakalım..
İlaveten
son 30 yılda bu FETÖ örgütüne siyaseten her kim kolaylık sağladıysa bir zahmet
savcılık karşısına çıkıversin bakalım..
Bu
yazdığım hususları sadece ben düşünmüyorum, halk nezdinde sık konuşulmaktadır. İlgilerin
dikkatine sunarım, ister bakarlar, ister bakmazlar..
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
1 yorum:
Birer papaz mektebi olarak kurulmuş nice Amerikan ve İngiliz üniversitesi, zamanla birer ATATÜRKÇÜLÜK OTAĞI hâline, Gülen gibi aymaz papazlar yüzünden gelmiştir. Bu bakımdan F.Gülen, ATATÜRKÇÜ değilse bile, “Kemalizm'in faydalı budalası” sayılmalıdır [bkz: “Nobel alma ihtimalim var, tutuklu kalamam” (2 sütun üzerine) başlıklı haberi, Cumhuriyet gzt., İmtiyaz Sahibi Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yazıişleri Müdürü ‘Sorumlu’ Faruk Eren, ISSN 977-1300-0934, Yıl 93 Sayı 33516, Çarşamba 12 Temmuz 2017, Baskı DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul, s.5].
Yorum Gönder