6 Eylül 2016 Salı

FETÖ soruşturması sakat ilerliyor..


Bilen, bilir ki sol tandanslı ve özgür düşünürüm.. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden neredeyse 2 ay falan geçti.. Operasyonlar tüm hızıyla sürüyor ve de sürmeli.. FETÖ karşıtı olmama rağmen sol tarafımdaki vicdanımın rahatsız olduğu bazı hususları aktarmadan yapamadım..

1. Öğretmen gibi memurların daha dava konusu iddianamesi bile hazırlanmadan hatta soruşturma bile açılmadan memuriyetten atılmaları yanlıştır. Açığa alınan, gözaltına alınan, tutuklanan memurların davası sonuçlanır, Yargıtay da onaylanır ve de memur olmasını engelleyecek kadar ceza aldıysa çıkarma işlemi o zaman yapılması gerekirdi.

Ya memuriyetten attığın bu insanların bazıları masum çıkarsa ne olacak?
En önemlisi memuriyetten attığın memurların eşleri, çocukları neyle geçinecek? Hastası olan varsa SGK güvencisi olmadan nasıl ilaç alacak?
Devlet Suriyeli göçmenlere ne kadar yardım ediyorsa; bunlar arasında gerçekten zor durumda kalan insanlara da yardım eli uzatılmalıdır. İtham edilen kişinin çocuğu ve eşi neden cezalandırılsın ki, devlet tarafından özel rehabilitasyonla bu eşler, çocuklar kazanılmalıdır..

2. Sayın Başbakan’ın 17-25 Aralık 2013 olarak çizdiği milat hiç de hukuki temele oturmuyor.  
Neden mi?
FETÖ okulları 15 Temmuz 2016 tarihine kadar yasal olarak açık mı? Açık..
Hatta Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar diğer özel okullara olduğu gibi FETÖ özel okullarına da yardım yaptı mı? Yaptı..
FETÖ dershaneleri 15 Temmuz 2016 tarihine kadar yasal olarak açık mı? Açık..
Peki, bu okullara ya da dershanelere çocuklarını gönderen insanlara direk FETÖ’cü suçlaması haklı mıdır? Mali destek gibi husus araştırılması gerekir ama sadece okula çocuğunu gönderen birisi suçlanamaz bence.. Mesela okul ücreti dışında himmet adı altında başka ödemeler yaptıysa tamam, aksi halde hukuki sakatlık barındırır..

3. Arkadaş benim vicdanım hiç rahat değil. Çünkü FETÖ’cü şüphesiyle köyde, kasabada, ilçede FETÖ’nün ırgat takımı diyeceğim sıradan insanlar soruşturulurken, açığa alınırken, gözaltına alınırken, siyasi ayağında ‘tık’ çıkmıyor.
Ne demek istiyorum?
Hadi anayasa gereği Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruşturulamaz ancak Cumhurbaşkanlığı görevi bittikten sonra soruiturulabilir. Tamam, bunda hemfikirim. Ama Abdullah Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Melih Gökçek, Kadir topbaş savcı karşısına çıkarılmazsa şimdiden söylüyorum; FETÖ soruşturması güdük kalır ve vicdanları yaralar..
Neden?
Abdullah Gül’ün atadığı özel kalem müdürü FETÖ’den tutuklanırsa;
Bülent Arınç’ın, Melih Gökçek için Ankara’yı cemaate parsel parsel verdi iddiası varsa;

Kadir Topbaş’ın damadı kavurmacı TUSKON kongresinde Erdoğan karşıtı konuşmayı ayakta alkışlaması varsa;

Darbeci Tümgeneral Dişli, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi oluyorsa;

Bir zahmet Cumhuriyet savcısı karşısına çıksınlar, bir dertlerini anlatsınlar bakalım..

İlaveten son 30 yılda bu FETÖ örgütüne siyaseten her kim kolaylık sağladıysa bir zahmet savcılık karşısına çıkıversin bakalım..


Bu yazdığım hususları sadece ben düşünmüyorum, halk nezdinde sık konuşulmaktadır. İlgilerin dikkatine sunarım, ister bakarlar, ister bakmazlar..
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

1 yorum:

Murat AYGEN dedi ki...

Birer papaz mektebi olarak kurulmuş nice Amerikan ve İngiliz üniversitesi, zamanla birer ATATÜRKÇÜLÜK OTAĞI hâline, Gülen gibi aymaz papazlar yüzünden gelmiştir. Bu bakımdan F.Gülen, ATATÜRKÇÜ değilse bile, “Kemalizm'in faydalı budalası” sayılmalıdır [bkz: “Nobel alma ihtimalim var, tutuklu kalamam” (2 sütun üzerine) başlıklı haberi, Cumhuriyet gzt., İmtiyaz Sahibi Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yazıişleri Müdürü ‘Sorumlu’ Faruk Eren, ISSN 977-1300-0934, Yıl 93 Sayı 33516, Çarşamba 12 Temmuz 2017, Baskı DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul, s.5].