Galiba saflar netleşmeye başladı.
İşte bir tarafta cemaat ve uzantıları, diğer tarafta AK
Parti, Kürtler, en son ulusalcılar da bu tarafa eklemlendi..
Benim için ölçü hak, hukuk, eşitlik, elbette daha çok demokrasi..
Demokrasiden uzaklaşan AK Parti mi yoksa daha çok
demokrasi, daha çok özgürlük diyen cemaat mi?
Haliyle son 20 gündür olup bitenleri tarafsız (ne AK
Partili ne de cemaatçi) gözle izlerken oyunu bugün fark ettim..
17 Aralık 2013 günü düğmeye basılan ‘yolsuzluk ve
rüşvet operasyonu’ karşısında 11 yıldır sürdürdüğü iktidarın ayaklarının altından
kayıp gittiğini gören AK Parti, her kim ittifaka katılırsa, her kim ne isterse
verme safhasına geçti.
Cemaat ‘hukuk işlesin’ diyor, AK Parti ‘milli orduya
bile kumpas kuruldu’ diyor..
Cemaat ‘adalet tecelli etsin’ diyor, AK Parti ‘yargı
cuntası’ diyor..
Cemaat ‘yargının bağımsızlığına’ dem vuruyor, AK Parti,
‘paralel devlet’ diyor..
Cemaat yolsuzluğu bakan bile olsa her kim yaptıysa
hesap versin diyor, AK Parti ‘çeteler, örgütler, militanlar, dış güçlerin
uzantıları’ diyor..
Yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla 4 bakanını kaybeden AK
Parti, ‘denize düşen yılana sarılır’ misali; her kim yanında durursa, her kim ne
isterse verecek pozisyonu kabul ve tercih ediyor artık..
HSYK suçlu, savcı suçlu, Danıştay suçlu, ancak kolunda
30 bin mi, 300 bin mi, her ne fiyatsa, hediye
saatle dolaşan bakan suçsuz öyle mi? Yemezler arkadaş yemezler..
Hani aklıma çocukluğum geldi. Suçüstü yakalanan yaramaz
çocuk ne yapardı?
Gacara gucarayla, bağrışla, çağırışla ortalığı
velveleye verir ki, yaptığı göz önüne alınmasın ya da yok sayılsın..
Ulan arkadaş yargının nasıl işlediği bugün mü öğrendin?
Soruşturmanın gizliliğine dün de uyulmadı, bugün de
uyulmadı.. Ancak dün hiç itirazın yoktu, bugün nasırına basılınca ciyak ciyak
ötüyorsun..
Yok böyle taraflı savcı mı olur, yok bildiri dağıtan
savcı mı olur, yok basına delilleri sızdıran savcı mı olur?
Doğru, hiç olmaz ama hep vardı, hep olageldi.
O zaman, sen önce bugüne kadar olagelen ve alkışladığın
savcıyı, hakimi dolayısıyla soruşturmayı kabul et, hesabını ver, ondan sonra
anayasa mı değişecek, HSYK mı değişecek, savcı mı değişecek, Danıştay mı
değişecek, bilahare karar verilir..
Ne yaparsan yap, ne edersen et, nafile çabalardan
ibarettir. Çünkü ayakkabı kutularını, para sayma makinesini, para kasalarını
unutturamazsın! Bu halk bu görüntüleri unutmaz!
AK Parti, bu çizgisinde yürümeye devam ettikçe; Türkiye’miz
hem iktisaden hem de siyaseten çok zarar görecek çok.. Vebali de AK Parti
üzerinedir..
Savcı ve hakim kararları uygulanmayacaksa (hem
2.yolsuzluk soruşturmasında, hem de TIR olayında görüldü); Türkiye’de tüm adalet
saraylarını kapatın gitsin abi.. Ne diye görev yapıyorlar ki o zaman..
‘’Adalet ve hukuk işlesin’’ diye cemaat ağzı çıktığı
kadar bağırıyor, feryat ediyor, karşı taraf ise işlememesi için elinden geleni
ardına koymuyor..
Abi ben işlemesinden yanayım.
Varsa ki vardır, aksaklıklar yanlışlıklar, yine hukuk
içinde çözülmesinden yanayım.. Böylece ben demokrasiden yanayım..
Abi kör topal işleyen adaleti rafa kaldırırsak; adaletsiz
yaşam cehennem olur.. Aman ha, aklınızı başınıza alın, bir daha düşünün, bu
adalet, bu hukuk herkesi gün gelir lazım olur..
Hiç aklıma gelmezdi..
Ne mi?
Solcu, hem sosyalist olarak bir gün cemaati savunacağım
ha:J)
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder