19 Haziran 2011 Pazar

Babalar Günü ve gerçek yaşam kesitim…

Evet, ben de bir babayım ve ‘Babalar Günü’ vesilesiyle baba bir yazı karalamasam hem kendime hem tüm babalara haksızlık olur…

Bir erkek evladım 29 yaşında olup üniversiteyi ve askerliği tamamladı; hayat mücadelesini genç iş adamı olarak sürdürüyor…

Bir kız evladım 24 yaşında olup üniversiteyi tamamladı; hayat mücadelesini bankacı olarak sürdürüyor…

Hepsi bu kadar işte…

Şimdi ‘Babalar Günü’ nedeniyle kendi durumumu sorgulamaya kalkarsam; ideal baba modeline göre eksikliğim, yanlışlığım elbette olmuştur. Hoş ideal baba nasıl olunur, kriterleri nedir ve kim belirler? Hepsi muamma ve görecelidir…

Bana münhasıran atfedilen ‘baba modeli’nde özgüvenli olmalarını ve özgür düşünmelerini hep salık verdim.

Yaşım 50’ye bir adım kaldı. O kadar rahat ve huzurluyum ki çünkü yaşam yolculuklarını artık yalnız başlarına sürdürüyorlar… Bu duruma gelmiş babalar otursunlar zevkle, övünçle evlatlarının yaşam maceralarını izlesinler…

Babalık görevi zor mudur?

Valla kolay dersek yalan olur, çok zor dersek de yalan olur… Galiba babanın kişisel durumu, olaylara ve gidişata etki-tepki zamanlaması, yaşama bakış felsefesi… gibi etmenler ya çok zorlar ya da çok kolaylaştırır kanaatindeyim…

‘Babalar Günü’ yaşayan tüm babaları kutluyorum ve gönlünden geçen evlat duygularının hepsine sahip olmalarını en içten diliyorum…

Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: