Sayın Başbakan Erdoğan’ın İstanbul/Üsküdar’da havuzlu 5 tane villasına karşın Sayın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir/Burhaniye’deki site içinde ortak havuzlu villasını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gündeme getirdi…
Valla prensip olarak siyasi gücün, ekonomik gücün yararına kullanılmasına külli karşıyım. Şöyle ki Sayın Başbakan Erdoğan siyasetçi değil de ticaret adamı olsaydı isterse 500 tane villası olsun liberalizmde hiç sorun olmazdı, hatta lafı bile edilmezdi…
Sorun ne peki?
Siyasi gücünü, ekonomik gücüne takviye, destek olması mı olmaması mı?…
Canım adam zenginleşmesin mi?
O zaman siyaset yapmayacak… Zenginleşmek isteyen ticaret yapacak…
Böylece siyaseti, gerçekten siyaset yapmak isteyenlere bırakacak…
Hem siyasetçi, hem şirketler, hem de hisseler olunca siyasetin suyu bulanık hale geliyor…
Gelelim Sayın Kılıçdaroğlu’nun villası olduğu iddiasına… İktidar gücü kullanmayan bir siyasetçi için bence sorun yoktur.
Çünkü ince ve belirleyici çizgi iktidar gücü ve zenginleşmedir… Kaldı ki villayı nasıl aldığı ortadadır. Banka kredisi çekilmiş, her ay 1.000 (Bin TL) taksitlendirilmiş ve bankaya villa ipotek edilmiş…
Emlakçıların piyasa değerlendirmesine göre Kılıçdaroğlu’nun villası 150 BİN TL değerinde ve nasıl alındığı ortadadır. Sayın Başbakan’ın 1 (bir) villası ise 1,5-2 milyon değerindedir. Nasıl alındığına dair rivayet çoktur. Mesela Başbakan Erdoğan, 4 yıl önce Ülker bayiliği yapan şirketlerindeki hisselerini o günün parasıyla 1.2 trilyona (1.2 milyon lira) devretmişti. Parasını nasıl değerlendireceğini soran gazetecilere de “Mecburen gayrimenkul alacağız” demişti. Ayrıca Üsküdar'daki evini de değiştireceğini açıklamış, “Yalı mı alacaksınız?” sorusuna ise “Hayır yalı bize uymaz” diye karşılık vermişti. Bunun ardından da VATAN, 14 Mayıs 2005 tarihinde Kısıklı'da 10 villalık site yapan M&M İnşaat'ın ortağı Yusuf Öztürk'ün ağzından “Başbakan 5 villamızla ilgileniyor” haberini manşetten vermişti.
Anlaşılan şu ki Sayın Başbakanımızın emlak yatırımları şeffaf değildir. Problem ya da soru burada düğümlenmektedir. Daha ilginci Sayın Başbakan’ın villalar konusunda sessiz kalmasıdır. Ya var derseniz ya da yok dersiniz ve soru sorma bitiverir…
Rahmetli Ecevit bu ülkeye Başbakanlık yaptı ama oturacak bir evi bile yoktu.
Sayın Başbakan Erdoğan’ın resmi mal beyanına göre 2007 yılı mal varlığı kabaca 2 trilyon iken 2009 yılı mal varlığı kabaca 3 trilyon olmuş… (Yeni parayla ise 2 milyon TL’den 3 Milyon TL’ye çıkmış.) Bu da yüzde 50 servet artışı anlamına geliyor herhalde… 2007 ve 2009 resmi mal beyanında bu villalar gözükmüyor. Bakalım 2010 yılında resmi mal beyanında serveti kaça çıkacak ve villalar görünecek mi?
Anladığım kadarıyla Sayın Başbakan’ın eşi Emine Hanım’ın da yatırımları ya da mal varlığı resmi mal beyanında gözükmüyor. Kulağıma gelenlere göre Emine Hanım’ın, Türkiye çapında faaliyet gösteren bir sağlık şirketine ortak olduğu yönündedir… Hadi adını da söyleyeyim Park Medikal…
Denebilir ki iktidarı elinde tutan siyasetçi maaşı dışında ticaret yapmayacak mı?
Benim düşünce ve fikrime göre yapmayacak. Yapacaksa siyaseti bırakacak…
Not: Böyle gidersem MB’dan atarlar herhalde:)…
Saygı ve sevgilerimle…
Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/12 Ağustos 2010
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder