Uzatmadan Mansur Yavaş, tahminimi rahatlıkla yapabilirim…
Şimdi tezimin altını doldurmaya çalışayım:
-MHP MYK üyesi olmasına rağmen milletvekili adayı olmadı.
-MHP Genel Başkanına mektup yazdı ve şikayetlerini sıraladı.
-MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu ve yüzde 27 civarında oy aldı.
Kim ne derse desin bu kasetler seçim zamanında çıkmasaydı; MHP Genel Başkanı 30 defa istifa ederdi ve MHP olağanüstü kongreye giderdi.
MHP, ne kadar oy alırla alsın; 12 Haziran 2011 tarihinden sonra en geç 6 ay için MHP Olağanüstü kongreye gidecektir.
MHP tabanı belli ki lider değişikliği istiyor ama şu günlerde değil… Çünkü dere geçerken at değiştirilmez özdeyişi her zaman geçerlidir…
Kaset odağının amacı sadece MHP Genel Başkanı değişsin değildir, ilaveten mümkünse o kadar zor durumda kalsın ki seçimlerde baraj altı kalsın… Kaset odağı ‘bir taşla 2 kuş vurma’ özdeyişini işletmeye çalıştı. Ama kaset odağı asıl amacına ulaşmıştır. MHP yüzde kaç alırsa alsın, çok yıpranmıştır ve olağanüstü kongre kaçınılmazdır. Zaten bu talepler 13 Haziran 2011 günü dillenmeye başlayacaktır.
Dikkatiniz bir olaya çekmek isterim. CHP Grup Başkan Vekili iken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu ve yüzde 38 oy aldı. Kaset odağı CHP Genel Başkanı’nın kasetini yayınladı ve aynı kişi genel başkan oldu. Allah var ya, o zaman CHP’li olarak; Sayın Genel Başkan Deniz Baykal’ın hemen istifa etmesini istedim. Çünkü başka türlü, demokratik yollarla, o yapı içinde, o koltuktan, uzaklaştırmak neredeyse olanaksızdı. O halde düz mantık gereği kasetler yayınlandı ve yüzde 27 oy alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş Bey de önümüzdeki aylarda MHP Genel Başkanı olacaktır.
Şahsi düşüncemdir, kaset odağının içerden yardım ekibi vardır. Ama dış planlı ve dış odaklı olduğu kanısını kesin taşıyorum.
Peki, bu duruma AK Parti iktidarı neden karşı refleks göstermedi?
Bence kasetlerin, AK Parti lehine olacağı bir şekilde kabul ettirildi ya da kabul etmek zorunda bırakıldı. Hatta ilk 2 kaset sonrası AK Parti Genel Başkanı seçim meydanlarında hemen kullanmaya başladı. Sonradan kaset sayısı arttıkça hızla bu konudan uzaklaştı. Çünkü oyuna geldiğini anladı herhalde…
Seçimlere 13 gün kala MHP, baraj altında kalmasının artık hayal olduğu bir gerçektir. Aksine alabileceği oy oranından daha yüksek alacağı olasıdır. Milliyetçiliğe sarıldı; Kürt oylarının yarısı gitti, kaset komplosuyla milliyetçi oylarda istenilen oranda AK Parti’ye akmadı, bu durumda kata külleye geldi AK Parti… 12 Haziran 2011 gecesi, AK Parti iktidarı ayağının altında kayıp gidecek ya da zayıf bir iktidara sahip olacak…
Peki, kaset olayında AK Parti ne yapması gerekirdi ki hem karlı hem de kuvvetli çıksın?
Şiddetle ret edecekti, asla seçim mahallinde kullanmayacaktı, süratle kasetlerin kaynağına dair ip uçlarına gidecekti ve hemen kamuoyunu bilgilendirecekti, yazılı ve görsel basına siyasi etik ilkeleri gereği yer vermemesi çağrısında bulunacaktı, işte o zaman ileri demokrasi kahramanı olarak tescillenecekti.
Olmadı, yapamadı, hem siyasi hırsına yenildi, hem de yukarda bahsettiğim argümana inandı.
Neyse düne, bugüne ve yarına dair düşüncelerimi ve yorumumu açık yüreklilikle paylaştım. En azından yeni bir bakış penceresi açtığım kanaatindeyim.
Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder