Olacağı buydu!
EVET çıkınca önce başkanlık sistemi tartışılmaya başlandı…
Daha EVET mühürleri bile kurumadan yeni anayasa yerine başkanlığı tartışmaya açmakla aslında liberalleri ve demokrasi aşıklarını ağzı açık ayran delisine çevirdi… (Ağzı açık ayran delisi: yeni gördüğü her şeye şaşkınlıkla bakan, şaşıran…)
Neyse esas konumuz Bekir Çoşkun’un kovulmasıdır…
Bekir Çoşkun’un kovulma olayında işte buradan iddia ediyorum: Başbakanın 1 numaralı medya yoldaşı olan Yiğit Bulut'un parmağı vardır...
Peki, bu iddiamın altını nasıl dolduruyorum?
Bundan tam 1 ay önce Sayın Başbakanla, Sayın Yiğit Bulut arasında ‘’Sansürsüz’’ programıyla müthiş yakınlaşma doğdu.
Nasıl mı?
Bakın o programda neler olmuş ve neler yazmışım?
Tabirimi hoş görün ama Sayın Başbakan’a verdi gazı, verdi gazı… Öyle bir pohpohladı ki izleyen bir yurttaş olarak utandım…
Neler mi dedi?
Siz ne büyük bir liderseniz! Siz ne büyük Başbakansınız! İşte IMF’yi kovdunuz, işte ABD’ye kafa tuttunuz, işte TUSİAD’ı diz çöktürdünüz, işte TOBB’u yalvarttınız mealinde falan filan…
İltifatlar kırıla gidiyor. Tüm bunların karşılığında Sayın Başbakan’ın ağzından neler duydum?
Yiğitçiğim, Yiğit Bulut Kardeşim…
Sonra aynı Yiğit Bulut Beyi, Sayın Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanımın organize ettiği Pakistan’a yardım etkinliğinde gördüm…
Peki, Yiğit Bulut kimdir?
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni…
Ehhheee ondan sonra AKP muhalifi gazeteci Bekir Çoşkun’a güle güle denmez mi?
Denir, denir bal gibi denir…
Daha neler denecek neler… Biz de ağzımız açık izleyeceğiz::)))
Saygı ve sevgilerimle…
Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/14 Eylül 2010
Bu yazı daha önce kisi tarafından okundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder