15 Mayıs 2014 Perşembe

‘’Ulusal Yas’’ ilan ettik..


Soma Maden Ocağında yaşanan facia sonrası (resmi açıklamaya göre) 283 vatandaşımızı kaybettik. Korkarım ki kurtarma çalışmaları devam ettikçe başka acılarla baş başa kalacağız… Maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum..

Son 40 yılda (bilinçli anımsadığım yıllardır) hiç ama hiç ‘’Ulusal Yas’’ ilan edildiğini duymadım, görmedim…

Yaşananlar karşısında gözleri yaşarmayan birisi varsa o gitsin; ya tıbbi yardım alsın ya da intihar etsin.. Çünkü vicdanını kaybeden birisi artık insani tüm değerleri zayi olmuştur. Şeklen insani olarak görülebilir ama asla insan değildir..

77 milyon hep beraber, SOMA acısına ortak olunmuyorsa, bunun normal olduğunu söyleniyorsa; ulus olmanın en temel kriteri yitirilmiştir..

Büyük trajediyi sadece manevi değerlerle geçiştirmeye çalışma; ‘işte fıtratta vardır’, ‘işte risk çok yüksektir’, ‘işte bu işi yapanlar sonucunu bilirler’ tarzı ifadeler hem çok talihsiz hem de acıyı içselleştirmeden çok uzaktır..

Hele dünyamızda 1907 yılında, 1876 yılında yaşanan büyük maden facialarını örnekleme yaparak 2014 yılının, Mayıs ayının, 13’nü uydurmak; çok yanlış olmuştur. Kaldı ki 2013 yılında dünyada böyle facia yaşansa bile ülkemiz için asla örneklenemez.. Çünkü Türkiye’miz bunu layık değildir..

Hele bu kadar çok kayıp yaşanmasının nedenleri, eksikleri araştırılmadan, ‘her şey takdiri ilahidir’ cümlesiyle sorgulamanın önüne set çekmek; en azından kaybettiğimiz vatandaşlarımızın anısına saygısızlıktır. Elbette her şey Allah’ın takdiridir ancak bu kullanılacak son cümledir.

Oysa öncelikle:
‘bu maden ocağının işletmesi dünya standartları yakalanmış mı?’,
‘iş güvenliği harfiyen uygulanmış mı?’,
‘denetleme ve kontrol tam yapılmış mı?’

Maalesef hepsi sıfırdır.

Çünkü maden ocağı işletmesi, siyaset, sendika ve çalışanlar arasında çarpık bir ilişki ağı oluşmuştur.

Nasıl mı?

-İşletme CEO’nun eşi SOMA AK Parti Belediye Meclis Üyesi,

-Sendika temsilcisi işçilerin haklarını savunma yerine sanki daha çok işletme lehine davranan konuma gelmiş..

-İşçiler tam bir ucuz köle haline sokulmuş, gerekirse baretleriyle meydanları doldurmuş ve siyasetin figüranı olmuşlar, gerekirse başka amaçlar için kullanılmışlar..

Allah yaşatmasın ama tekrar ‘Ulusal Yas’ ilan etmemiz için ne yapmalıyız?

Bir ekip oluşturulup hemen Belçika, Almanya, ABD maden ocaklarına gönderilecektir. İş güvenliği konusunda tüm yapılanlar aynen not edilecek ve ülkemizde temel kriter haline getirilecektir.

Peki, sermayedar bu şartlarda kömür işletmesini çalıştırmam derse ne yapacağız?

Yapan gelecektir.

Eğer siyasetle göbek bağı yoksa hakkıyla bu işi yapacak girişimci ve sermayedar mutlaka bulunur.. Bulununcaya kadar da ocağa vur kilidi..

Çünkü bizim bir insanımız bile çok değerlidir, bu yüzden asla ortaçağ anlayışla ocak işletmesini izin verilemez..



Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: