19 Nisan 2010 Pazartesi günü bitmek üzereydi… Gece yarısına dakikalar kalmıştı. Çok sevdiğim spor programlarını izlerken ev telefonum çaldı. Numaraya baktım. Babamgilden geliyor… O an zaten hissettim… Mutlaka bir şey var diye mırıldandım içimden.. Alo dememle birlikte anam konuşmaya başladı:
Koş Ömer oğlum! Baban hastalandı. Kardeşine de haber ver…
Televizyonu kapattım. Eşime bilgi verdim ve dışarı fırladım.
Hemen arabayı çalıştırdım. Yaklaşık 5 dakika mesafede olan eve ulaştım. Yerden yatan babamın perişan hali ortadaydı. Ayağa kalkamıyordu. Kardeşim ve hemşire eşi geldi. Hemen tansiyon ölçüldü. Normaldi. Kaldırıp arabaya taşıyamadık çünkü yürüyemiyordu. 112 acilden ambulans çağırdık. 5 dakika sonra geldi. Sedyeye yatırıp ambulansa taşıdık. Kısa sürede acile geldik. EKG çekildi, kan tahlilleri için kan alındı. Beyin tomografisi çekildi. İlk tanı beyin enfarktüsü idi. Yani beyin damarlarından bazıları tıkalıydı ve felç geçiriyordu…
Serum takıldı ve sabahleyin Nöroloji Uzmanı benzer tanıyı koydu ve hastaneye yatırıldı.
Velhasıl vücudun sol tarafı tutmuyordu…
Ultrason ile boyun damarlarında, tomografi ile beyin ana damarlarında bir tıkanıklık görülmedi. Tıkalı kılcal damarları görmek için MR çekildi. Sonuç bekleniyor. Velhasıl 12 gün sonra sol bacakta zayıfta olsa bir hareket gözükmeye başladı. Elbette ümitlerim arttı.
Gündüzleri emekli olduğum için anam ve ben başında kalıyoruz. Geceleri çalışan 2 kardeşim dönüşümlü olarak bekliyorlar.
Facebook’ta, Twitter’da, Milliyet Blog Seyir defterinde notumu okuyan ve acil şifalar dileyen dost ve arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır… Onların yolladığı pozitif enerji dolu iyi dileklerini babama ilettim ve sevindi…
İzmir Mavili (Ufuk Hanım) ve Nihat Yıldız Bey bizzat telefonla ulaşarak; geçmiş olsun dileklerini sundular. Çok teşekkür…
Milliyet Blog’da mesajla ulaşan:
Güher, Zirve, Yorum Dükkanı, Ahmet Balcı, Vakayinivüs (Gülname Hanım), Esma Kahraman Hanım, Gülgün Karaoğlu Hanım, Sessiz-Çığlık, Cemal Hüseyin Çağlar Bey, Emre Tekin Bey, Maveran
Eksik olmayın çok naziksiniz… Teşekkürler…
Twitter’dan bana ulaşan:
Mehmetesen, SCUBAYAN, MindsPirate, AliOzturk1945, Gabrielperi, blackperiy, WindlyA, Gurayyilmaz, EkinZengin, elfida
Güzel dilekleriniz için çok teşekkür…
Facebook’tan ulaşan:
Kenan Işık, Ertuğrul Sivri, İbrahim Saçıkara, Mine Ertürk, Mevlüt Karabağ, Hülya Gülcek, Necati Terzi, Erol Aslan, Nilüfer Veldet, Kamil Ünal, N.Filiz Bozkurt, Levent Çakır, Serdar Radser, Pınar Zehra Zora, Aydın Sevinç, Sema Tapan, Müyesser Köksal Saka, Sema Öztürk, Mehmet Engürlü, İlyas Bayram, Esen Özdur, Abdülkadir Mutlucan, Mehmet-Naime İnan, Ziya Kızıl, Sema Bozalan Çürük, Çoşkun Karabulut, Adem Çalışkan, Kaygusuz Maran, İsmail Aydın, Fatma İyibilgin, Beran Uzer, Perihan Reyhan Alkan, E. Vldn Özkan, Sabri İkiz
Hepiniz çok nazik ve iyi insanlarınsınız… Teşekkürler…
Hastane, hasta, doktor kısaca sağlık sistemi hakkında bizzat yerinde notlar alıyorum. İleride sizlerle düşüncelerimi paylaşacağım.
Şimdilik bu kadar diyorum… Herkese saygı ve sevgilerimi yolluyorum…
Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/30 Nisan 2010