5 Kasım 2015 Perşembe

Mahkemede Türbanlı Hakim Özgürlük mü?


Olabildiğince objektif temelde konunun enine boyuna röntgenini çekeceğim..

Bir kere özgürlük yanlısı ve sol tandanslı düşündüğümü biliyorsunuz..

Şimdi konuya usulca giriş yapalım..

Dindar ve mütedeyyin kadın kardeşimiz hukuk fakültesini bitirmiş, sınavlara girmiş ve hakim olmuş..

Ne yapacak şimdi?

Birikimleriyle ve öğrendikleriyle adalet terazisini kullanacak ve herkese eşit hak dağıtacak..

Bu hanım hakim kardeşimiz diyor ki ‘’tamam, her şey güzel de, bir sıkıntı var.’’  

Söyle diyoruz, nedir?..

Ben dışarıda, yolda, sokakta, hatta adliye içinde inancım gereği türban takıyorum ama yargılama esnasında kürsüye çıkıp oturunca da türbanımı takmak istiyorum..

Buna cevabını Sayın Adalet Bakanı veriyor:

‘’Kamuda türban serbest olduğuna göre takabilirsin..’’

Buraya kadar sizlere aktardığım; yazılı ve görsel basından edindiğimiz bilgilerin ışığında tamamen kurgulamadır..

Şimdi kafamı kurcalayan sorulara çift taraflı bakarak yanıt bulmaya uğraşalım..

Kadın hakimimizin talebi evrensel istek midir? Ve Türkiye vatandaşı temel hakları içinde midir?

Hani adalet terazisini kullanacak kadın hakimimiz inancı gereği cübbesi dışında türbanla kürsüye çıkar ve yargılama yaparsa; kuşku yaratır mı?

Valla yargılanan sanık Alevi olursa, yargılanan sanık Ateist olursa, yargılanan sanık seküler olursa, yargılanan başı açık, laik, Kemalist kadınsa, yargılanan sanık Yahudi Türk vatandaşıysa; vereceği karar kafalarda soru işareti yaratır mı?

Bence yaratır..  

Neden?

Türbanlı hakimimiz tamamen hukuka uygun ve adil kararlar veriyor olabilir. Hakimlerin subjektif olarak tarafsız oldukları varsayılır. Ancak hakimin objektif olarak da tarafsız olduğunu söyleyebilmemiz için; yargılamanın tarafları açısından, o hakimin her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak kalarak adalet dağıtacağı yönünde güven vermesi gerekir mi?

Bence gerekir..

Şeytan dürtüyor ve soruyor?

Peki, başı açık, cübbesini giymiş kadın hakimimiz türbanlı bir kadını yargılıyorsa; o zaman ne diyeceğiz?

O zaman evrensel kriterler devreye giriyor, yani tüm dünyanın kabul ettiği hukuk öğretisine başvuracağız..

Ne diyor o kriter?

Hakim giydiği cübbeyle ‘’hayat tarzı ve zihniyeti ne olursa olsun’’ tüm sanıklara eşit mesafededir.. NOKTA..

Cübbesiyle başı açık ve yönetmeliğe göre giyinmiş bir 
kadın hakim ise modern dünyanın her yerinde aynı kanıyı bırakır:
Hiç bir taraf! 
Tarafsız!
NOKTA..

Hani filmlerde izleriz ya, beyaz saçlı hakimler cübbeleriyle kürsüye çıkarlar ya, saçlar peruktur, biliyor musunuz?
Neden?
O peruklar hakimlerin birbirine benzeyip herkese eşit olduğunu simgelemek için takılır..

Sanığın hakimi reddetmesi mümkün mü?

Mümkündür..

Bir sanık der ki, ‘’dindar olduğum için ben türbanlı hakimde yargılanmak istiyorum’’

Diğer bir sanık der ki, ‘’Alevi olduğum için başı açık hakimde yargılanmak istiyorum’’

Gördünüz mü, çıkabilecek muhtemel yargı ve adalet üzerine soru işaretlerini..

Hadi size uçuk başka bir örnek..

Musevi kökenli ama Türkiye vatandaşı erkek hakim, cübbesini giydikten sonra inancı gereği ‘KİPA’’ ile kürsüye çıksa, türbanlı hakimi savunanlar ne der acaba?

Veya Hıristiyan inancına sahip Türk vatandaşı Kadın Hakim, boynunda haçla kürsüye çıksa; kimler tahammül edebilir?

Bilmiyorum, sizler ne sonuç çıkardınız ama benim vardığım nokta; ‘’bazı hususlar salt özgürlük savıyla izah edilemez’’

Tamam, özgürlük insanlık için önemlidir ama müstesna ve özel durumlarda başka etmenlerin devreye girmesine muhtaçtır..

Örneğin kadın polisin şapkası altına türban takması olur mu?

Salt özgürlük adına bakılırsa ‘’niye olmasın!’’ ama toplumda asayiş ve güvenliği sağlayan kişilerin dini simgelerle ortaya çıkması güvenlik yerine güvensizlik yaratır mı?

Bence yaratır..

NOKTA..



Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: