15 Şubat 2015 Pazar

CHP, siyaset arenasına atom bombası bıraktı..


CHP Genel merkezi, 40 milletvekili kontenjanını ayırarak; İstanbul, Ankara, İzmir dahil 55 ilde önseçim kararı aldı.

CHP’nin yüzde 10 civarı oy aldığı ve ‘’sorunlu’’ 30 ilde merkez yoklaması yapacağı açıklandı.

Hakim kontrolünde önseçim yapılacak 45 il şöyledir:
Afyonkarahisar,
Aksaray,
Amasya,
Ankara,
Antalya,
Aydın,
Balıkesir,
Bartın,
Bilecik,
Bolu,
Burdur,
Bursa,
Çanakkale,
Çorum,
Denizli,
Düzce,
Edirne,
Erzincan,
Giresun,
Isparta,
İstanbul,
İzmir,
Karabük,
Karaman,
Kırıkkale,
Kırklareli,
Kırşehir,
Kilis,
Konya,
Kütahya,
Manisa,
Nevşehir,
Niğde,
Ordu,
Osmaniye,
Rize,
Samsun,
Sinop,
Sivas,
Uşak
Yozgat

Örgüt kontrolün önseçim yapılacak 10 il şöyledir:
Adana,
Adıyaman,
Kahramanmaraş,
Kayseri,
Malatya,
Muğla,
Mersin,
Tekirdağ,
Trabzon
Zonguldak

Merkez yoklaması yapılacak 30 il ise şunlardır:
Ağrı,
Ardahan,
Artvin,
Batman,
Bayburt,
Bingöl,
Bitlis,
Çankırı,
Diyarbakır,
Elazığ,
Erzurum,
Eskişehir
Gaziantep,
Gümüşhane,
Hakkari,
Hatay,
Iğdır,
Kars,
Kastamonu,
Kocaeli,
Mardin,
Muş,
Sakarya,
Siirt,
Şanlıurfa,
Şırnak,
Tokat,
Tunceli,
Van,
Yalova

Sürpriz ise Kocaeli, Eskişehir gibi illerde merkez yoklaması olmasıdır. Şahsen beni de şaşırttı..

Öncelikle 2014-Temmuz ayında kaleme aldığım kitap içinde ‘’CHP ve Önseçim’’ paragrafının aynen aktarmak isterim:

Hemen CHP’ye bir geçiş daha yapalım. 2011 Genel Seçimlerinde milletvekilleri nasıl belirlendi?
Çok vahimdir ve de çok üzücüdür.. O kadar beceriksizler ki listeyi son gün, son saat YSK’ya teslim ediyorlar, onu da eksik yapıyorlar. Mesela Denizli ili için 2.sıra boş kalmış.. Daha ne diyeyim..
Hadi bunları geçtik. Aday adayları müracaat ettiler, bir tanesini bile görmediler. Ya bu insan kimdir, kör müdür, topal mıdır, in midir, cin midir, bir sorulmaz mı?
Sorulmadı mı? Hani AK Parti aday adaylarıyla tek tek hepsiyle görüştü ama..
Yok, yok CHP’de hiç olmadı..
Yazık ama onca aday adayına, onca emeklere, onca ümitlere..
Sorma orasını, Antalya’da 200 küsur aday adayı vardı. Beklenti ne idi? Üye bazlı önseçim yapılacak. Peki, CHP Genel Merkezi ne yaptı? Eski Genel Başkan Deniz Baykal’a ‘’listeyi sen yap’’ dendi ve herkes önseçim beklerken listeyi CHP Genel Merkezi yerine Deniz Baykal yaptı.. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz kadro işte..
Oysa lider ve kadrosu olan CHP şu hamleyi yapardı: ‘’Sayın Onursal Genel Başkan size hizmetlerinizden dolayı teşekkür ederiz, sizi aday göstermiyoruz, güle güle’’

Daha birçok siyasi görüş ve düşüncemi DENEME tarzında yazdığım ‘’DÜŞ’e Yazdım’’ isimli kitabımı Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Sayın Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’a gönderdim. Sağ olsun! Sayın Genel Başkan Yardımcısı Haluk Bey, geri dönüş yaptı, teşekkür etti ve başarılar diledi..

Tamam, gelelim bugüne, yani 15 Şubat 2015 tarihine.. Evet, bugün siyaset tarihine altın harflerle yazılmıştır.

Bir siyasi parti, Ankara’dan mümkün değildir ki 85 ili kontrol etsin ve hakim olsun.. Oysa 85 ilde yaşayan o siyasi partinin üyeleri vardır. Üyelerin hepsi de şehrinin milletvekili kimin olması gerektiğine karar verebilecek sağduyuda ve akıldadır..

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, en sonunda ‘’Gandilik’’ yaptı.

Ne yaptı?

Demokrasiyi ve katılımcılığı en önce lideri olduğu siyasi partiye getirdi. ‘’40 kişilik özel kadro dışında geri kalan tüm milletvekillerini CHP’li üyeler belirlesin’’ dedi..

Peki, bu hakim kontrolünde önseçim ne oluyor?

Bir kere parti milletvekili adayı belirlemede tamamen devre dışıdır. YSK’nın ilan ettiği gibi 29 Mart 2015 günü il ve ilçe seçim kurulları sandık koyacak ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarında gözüken CHP’li üyeler; aday adayları arasından o ilin çıkaracağı milletvekili sayısı kadar seçim yapacak.
Mesela Burdur’un 3 milletvekili vardır ya, 15 CHP Milletvekili aday adayı olsun diyelim, (ki vardır) CHP’li üyeler,  29 Mart 2015 günü, 3 ismi işaretleyecek ve oyunu sandığa atacaktır. Burdur merkez ve 10 ilçede aynı şekilde seçim yapılacak, oylar sayılacak, en yüksek oyu alandan başlamak üzere 1.sıra, 2.sıra, 3.sıra CHP Burdur Milletvekili adayları belli olacaktır. İl seçim kurulu 3 kişilik kesin listeyi YSK’ya ve CHP’ye bildirecektir. Hepsi budur..

‘’Gandi Kemal’’ öyle bir atom bombası bıraktı ki herkesi yakacaktır.. Daha bugün şahsen ben tanık oldum:

Nerden geliyorsunuz?

Bucak’tan..

Hayırdır, ne var?

Biz CHP’li üyelerle görüşüyoruz, çünkü milletvekili adayını onlar belirleyecek..

Hadi ya, AK Parti’de yok mu?

Hayır, yoktur.

Kızgın bir ifadeyle vatandaş bizden uzaklaştı..

Şimdi şöyle internet merkez medyasına bir göz attım. Pek haber yapmamışlar ya da yüzeysel geçiştirmişler.. Çünkü yıllara dayanan kurulu siyasi sistem biranda tersyüz oldu.. Yarın bir gün AK Parti’li üyeler, MHP’li üyeler ‘’biz de neden olmuyor?’’ sorusunu daha yüksek sesle kesinlikle soracaklardır.

Aslında 12 Eylül’den kalma siyasi partiler kanunu, parti liderlerine büyük yetki veriyor. Şimdiye kadar tüm siyasi parti liderleri hem demokrasi dediler hem de yetkiyi gerçek sahibine hiç vermediler.. Nihayet ‘Gandi Kemal’ büyük liderlik örneğiyle bu yetkiden feragat etti ve vatandaşa hakkını teslim etti.

Bir kez daha Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bu demokrasi yolunda koyduğu büyük tuğla için çok teşekkür ediyorum ve tüm CHP’liler adına önünde saygıyla eğiliyorum..




8 Şubat 2015 Pazar

Dünyamızda dolar milyarderinin sayısı..


2015 yılına girerken dünyamızda 7 milyar insan amma dolaylı, amma direk; 2089 dolar milyarderi için çalışıyor.

Sıkı durun şimdi!

Türkiye’de dolar milyarderi kaç kişi var?

Evet, tam tamına 33 dolar milyarderi Türk vatandaşı var.. Geçen yıla göre 1 kişi artmış ve dünya sıralamasında Türkiye 8.olmuş..

Peki, bu 33 Türk dolar milyarderin kaçı İstanbul’da yaşıyor?

Neredeyse tamamı sayılabilecek olan 29 kişi İstanbul, geriye kalan 4 kişi diğer şehirlerdedir.

68 ülkeye dağılan 2089 dolar milyarderinin kaç tanesi 40 yaş altıdır ve Türkiye’de kimdir?

Dünyada 40 yaş altı dolar milyarderi 40 kişi vardır. Türkiye’den bir kişi bu listeye girmiş olup o da 39 yaşında Serra Sabancı (Sabancı Holding)’dır.

2089 dolar milyarderi en çok hangi sektörden çıkmıştır?

Geçen yıla göre 40 kişi artarak toplam 297 dolar milyarderi medya, teknoloji ve bilişim alanında yer almıştır.




En yaşlı ve en genç dolar milyarderi kimdir?

1.4 milyar dolar servetiyle 99 yaşında David Rockefeller Sr olup en genci ise 1.5 milyar dolar servetiyle yatırımcı, 23 yaşındaki Evan Spiegel’dir

2089 dolar milyarderlerinin kıtalara göre dağılımı nasıldır?

Yüzde 56’sı Asya kıtasında olup bu sayı 943’dür. Bunu 589 ile Kuzey Amerika izlemektedir. Sırasıyla 401 Avrupa, 92 Güney Amerika, 33 Okyanus, 31 Afrika kıtasında dolar milyarderi bulunmaktadır.


Dünyamıza hayırlı uğurlu olsun..

Sizlere çarpıcı rakamsal bilgi ve verileri aktardım. Gerisi sizin düşünmenize ve akıl yürütmenize kalmıştır..


Hadi önce startı ben vereyim.. O halde Benim penceremden şöyle çıkarımlar yapabilirim..

77 milyon nüfusa sahip Türkiye’de 33 dolar milyarderi var ise kaç tane dolay milyoneri vardır?

Ohoooo çok vardır çok..

Eskiden milyon konuşulurdu, artık milyar konuşuluyor..

1 milyon dolar takriben 2.5 milyon TL (eski parayla 2.5 trilyon) yapar..

Yaşadığım ilçe nüfusu 50 bine yakın olup en az 20 kişi 1 milyon dolar ve üzeri serveti olduğunu söyleyebilirim..

Türkiye’de 970 civarında ilçe olduğuna göre milyon dolarlık insan sayısını siz artık hayal edin..

Tahminim odur ki en az 35 bin dolar milyoneri Türk vatandaşı vardır..

Türkiye yatıyor kalkıyor, işte bu 33 dolar milyarderi, 35 bin dolar milyoneri için çalışıp duruyor..

Ben başka bir şey bilmem, başka bir şey söylemem..





6 Şubat 2015 Cuma

AK Parti sonu kötü bitecek senaryoyu oynuyor..


Önce metni vereyim..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa'da toplu açılış töreninde "7 Haziran seçimlerinde yeni Türkiye’yi istiyorsak, yeni Anayasa istiyorsak,başkanlık sistemi istiyorsak, çözüm süreci istiyorsak 400 milletvekilini vermemiz lazım ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunu gerçekleştirsin." dedi.

İşte bu metin beni taaa 1983 Genel Seçimleri’ne götürdü.. Yüzde 99 halk desteğiyle cumhurbaşkanı olan dönemin darbeci generali Kenan Evren, ne yaptı biliyor musunuz?

İl, il gezerek; başında emekli general olan partiye oy istedi..

Ne mi oldu?

ANAP birinci parti, Halkçı Parti ikinci, Kenan Evren’in desteklediği MDP (Milliyetçi Demokrasi Partisi) üçüncü yani sonuncu oldu..

Yıl 1983, aradan geçmiş tam 32 yıl ve ben aynı filmi tekrar izliyorum..

Halkın yüzde 52.5’nun desteğiyle Cumhurbaşkanı olmuş Sayın Tayyip Erdoğan, il il gezerek AK Parti’ye oy istemektedir. Hatta daha da işin şirazesinden çıkarak 400 milletvekili talep etmektedir.

Ha 1983 yılı siyasi dinamikleri ayrı ve farklı olsa bile; 2015 yılında da seçilmiş cumhurbaşkanı tarafından bir partiye destek verilmesi ve halktan oy istemesi seçim sonucunu nasıl etkiler?

Bence ters etkiler ve AK Parti’nin alabileceği oyu da düşürür..

Nacizane görüşüm: Sayın Cumhurbaşkanı danışmanları hemen bu örneği verip böyle bir girişimden sakınmasını ve yapmamasını söylemeliler..

Dolara müdahalesi, AK Parti’ye oy istemesi, muhalefete laf yetiştirmesi sürerse vatandaşta şu düşünce oluşur:

‘’Başbakan Ahmet Davutoğlu yapamayacak, olmayacak’’ denir ve karizması iyicene çizilir, mitingleri sönük geçer, AK Parti daha düşük oy alır..

Korkarım ki siyasi durum vahim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden mecburi böyle bir çıkış yaptı.

AK Parti’nin oy oranı söylendiği gibi yüzde 50 falan değil, muhtemelen yüzde 40 civarında dolaşıyor. İktidar ayakları altından kayıp gidiyor. Başka türlü bu söylem ve çıkışın hiçbir manası olmuyor.

Çünkü o zaman şu soruyu sorarlar:

‘’Madem siyaset yapacaktın, neden cumhurbaşkanı oldun?

Başbakan olarak seçimlere girseydin, 400 milletvekili alsaydın ve başkanlık sistemini getirseydin’’

Şimdi davul Başbakan Ahmet Davutoğlu omuzlarında, tokmak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde ve dan-dan öttürüyor..

Bu işin sonu mümkün değil gelmez, ya davulu taşıyan yorulur, ya davul patlar..


4 Şubat 2015 Çarşamba

Türkiye faiz-dolar korelasyonunda yeni bir yola giriyor..

Yaklaşık 30 yıldır uygulanan iktisat politikası artık terk edilecek gibi gözüküyor..

Neydi o temel yol?

Enflasyon-yüksek faiz-düşük parite-ithalat-büyüme olarak sayabilirim..

Peki, ne olacak?

Enflasyon-düşük faiz-yüksek parite-ihracat-büyüme..

Olur mu?

Keşke olsa.. İmalat sanayi yatırımları artsa, pahalı dolar-TL paritesi yüzünden otomatikman ithalat kısılsa, ihracat bambaşka ivme kazansa, böylece cari fazlamız olsa keşke..


Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoktan beri bu tezi dillendiriyordu ama kimsenin eli gitmiyordu.

Neden?

Çok sıcak ve dokunanı yakar..

Nasıl?

İthalata dayalı üretim yapan firmaların ve sendikasyon kredisi kullanan bankaların takriben 170 milyar dolar açık pozisyonları vardır. Değerli dolar-TL paritesine geçildiği an bu firmaların yüzde 50’si batar ve iflasını ilan eder..

Tabi ha deyince ihracat patlamaz, herkes yeni iktisadi politikaya göre üretim pozisyonu belirler, işte bu zaman zarfında enerji ve diğer girdiler için yaklaşık 80 milyar dolar sıcak para lazım.. Bunu nerden ve nasıl buluruz? Düşük faize uluslararası finansörler ‘EVET’ der mi? Ya da neden ‘EVET’ desin?

Sonra seçimlere çok kısa süre kala bu büyük oyun, büyük siyasi riski de taşıyor. Doların 3 TL’ye yaklaşması her şeyin pahalanması demektir. Bu hoşnutsuzluk oylara yansır mı? Bence yüzde 100 yansır.. Ha 4 yıl daha iktidarda kalınmak istenmiyorsa; faizler olabildiğince düşer, dolar olabildiğince çıkar, oylar da olabildiğince düşür..


Durumun resmi benim penceremden budur.. Gerisini siz düşünün artık..

Cemaat asıl kalbinden şimdi vuruldu..


Yaklaşık 1 yıldır, cemaat ya da paralel yapı olarak adlandırılan örgüt üzerine yürütülen soruşturmada; Bank Asya’nın TMSF’ye devriyle yeni bir safhaya geçilmiş ve zirveye çıkmıştır.

BDDK, Bankacılık Kanunu'nda bulunan 'kurumun etkin denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması' kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle, Bank Asya'nın yönetimini belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63'lük bölümünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kullanılmasına karar verdi.

Ha bu açıklama doğrudur, yanlıştır, orasını ben bilemem.. Zaman ve hukuk süreci içinde amma öyle, amma böyle ortaya serilecektir.

Devletler için, elbette okulları ve iş girişimcileriyle uluslararası bağı olan cemaat ya da hizmet hareketinin (iktidar ve soruşturmayı yürütenler paralel örgüt diyor.) kalbi bankadır. Banka yoksa uluslararası faaliyetlerini sürdürmesi neredeyse olanaksızdır..

Paralel Örgüt iddiasıyla polislerin, medya mensuplarının ve diğer kamu görevlilerinin soruşturulması; Bank Asya’nın TMSF’YE devrinden asla daha önemli değildir..

Canım ‘’Türkiye’de onca sayıda cemaat ve tarikat vardır, sanki hepsinin bankası mı var?’’ sorusuyla karşılaşabilirim.. Doğru, yoktur ama diğerlerinin de uluslararası hiçbir özelliği yoktur. Ha legal olmayan örgütlerin finans akışları vardır ama yeraltındadır..

Somut sonuçları ne mi olacak?

Valla artık bedava ya da zararına ‘Zaman Gazetesi’ zor dağıtılır ve sürdürülemez..

İşte farklı ülkelerde eğitim ve iktisadi faaliyet yürüten cemaat mensubu kişiler, teminat mektubu, diğer finansal ihtiyaçları kolayca temin ederken; bundan sonrası imkansız hale gelmiştir..

Türkiye içi faaliyetleri etkilenir mi?

Çok fazla etki olmaz ama olabildiğince küçülürler hatta yeraltına inerler yani gizlenirler..

Daha ne olsun!



Günah keçisi HDP mi?


HDP’nin parti olarak seçime katılması üzerine yazılan, çizilen üzerine birkaç kelam etmeden duramadım işte..

HDP parti olarak katılırsa barajı geçmezmiş, oylar boşa gidermiş, milletvekillerinin tamamı AKP’ye kayarmış, o zamanda AK Parti, yeni anayasayla ülkeye bölermiş..

Vay anasına sayın seyirciler, gelin şimdi buradan yakalım..

Hani HDP bölücüydü ya, ne zaman bütünleyici oldu? Olduysa benim niye haberim olmadı yahu:J)

Yüzde 50’ya yakın oy alan AKP’ye bir serzeniş bile olmazken; yüzde 10 seçim barajını geçmeye çalışan HDP baş müsebbip oldu ha.. Yapmayın bu akıl yürütmeyi.. Havada kag-kug diye öten kapkara kuşlar var ya, sizin durumunuza ve analizinize güler valla..

Kardeşim siz dalga mı geçiyorsunuz, adam mı seçiyorsunuz?

Ağustos-2014 ayında yüzde 52.5 oyla Erdoğan halk tarafından cumhurbaşkanı seçildi mi?

Seçildi.

7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerde yüzde 40-50 arası oy alacağı varsayılan AKP, anayasayı değiştirip; başkanlık sistemini getirecek mi?

Evet..

O halde ne alakası var, HDP ile, Kürtlerle..

Baktılar AKP ile baş edemiyorlar; etnik milliyetçi kimliğiyle, tam laik duruşuyla ve sol kulvarda konumlanan HDP hedef tahtasına konuyor..
Yapılacak muhtemel anayasa değişikliğinin tüm vebali bu partiye yükleniyor ha, yemezler abi..

Herkes kendi pozisyonuna ve duruşuna baksın, ondan sonra kalkıp HDP’ye akıl versin..

Alavere dalavere Kürt Memet nöbete misali.. Ey HDP, sen yine bağımsız adaylarla gir seçime..

Niye?

AK Parti anayasal çoğunluk elde etmesin..

İyi de sen ne yapıyorsun peki?

O seni ilgilendirmez..

Öyle mi? Peki, benim iradem seni niye bu kadar çok ilgilendiriyor?

Daha düne kadar bölücüydük, şimdi işinize gelince bütünleyici olduk öyle mi? Hadi abi, sağdan gidin, ayağınıza taş gelmesin..