23 Eylül 2014 Salı

ISİD gerçeği ve neler olacak?


Daha sözüme başlamadan şunun altını kalınca çizmek isterim: ‘’bu işin baş müsebbibi ABD’dir.’’


Neden?


Yanlış hesap Bağdat ve Şam’dan döndü işte..


Irak’ta Saddam yanlısı Sünniler dışlandı.


Nasıl?


İşte Şii başbakan ve hükümeti,


İşte Kürt cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı,


Ülkedeki kaosun sorumlusu olarak Sünnilerin görülmesi, sürek avı düzenlenmesi ve hapislere tıkılması..


Ha keza Suriye’de Sünniler siyasetten tamamen devre dışı bırakıldı, hem de 10 yıllarca..


Sonra müdahale, iç savaş, yıllara yılları kovalar, 2014 Haziran ayında tabiri caizse ‘’kazan çömlek patladı.’’ İngiliz ve ABD vatandaşları bıçakla boğazlandı ve sosyal medyaya servis edildi.. Musul ele geçti, Kerkük tehdit altına girdi.. Kısaca Kuzey Irak petrol sahaları Sünni örgütün eline geçince

hemen bay dünya efendisi ya da büyük patron olaya el koydu ve ‘’ne oluyor orada?’’ diyerek bodoslamaya daldı..


Oysa o zamana kadar ölen ölmüştü ve kimsenin umurunda bile değildi..


Ne zaman ki petrol yatakları sakata geldi, ne zaman ki ABD vatandaşı nezdinde itibarsızlaşma gördü, hemen uçaklara sarıldı..


Obama da söyledi gerçi ya, bu iş bugünden yarına asla bitmez. Çok uzun çok, 10 yıllar sürer..


Gelelim Türkiye’nin ve AK Parti Hükümeti’nin pozisyonuna..


Bence doğru pozisyonda bekliyor. Türkiye olmadan ne Suriye’de ne de Irak’ta Sünni direniş kırılamaz..


Peşmerge, PKK, YPG, Irak Hükümet güçleri ve Esad güçleri toplansın, hepsi beraber saldırsın, IŞİD yine püskürtülemez..


4-5 yıldır Türkiye hep bu anı bekliyordu. Bunun için 3,5 milyar dolar harcadı ve Suriyeli mültecilere baktı. Şimdi de Kürt mültecilere bakmaya başladı..


Ne mesaj veriliyor, önce bölgeye, sonra dünyaya?


Poker tabiriyle ‘’kare as değilim ama güçlü döperim var’’ diyor..


Suriyeli Kürtler, Iraklı Kürtler Türkiye olmadan asla güvenli olamayacaklar..


Bölge ülkeleri ve dünya oyun kurucusu ABD hesabını yaparken mutlak surette Türkiye faktörünü en başa yazmak zorunda kalıyor..


PKK ve Türkiye Kürtleri hoplayıp, zıplayıp duruyorlar.. Geçmiş olsun artık! Konjonktür tamamen aleyhlerine döndü. Hatta Karayılan açıklama yapmış ya, ‘’süreç bitmiştir bizim açımızdan’’ valla bir yerde doğru söylüyor. IŞİD karşısında bozguna uğrayan Kürtler için masanın 1 ayağı kırılmıştır.


Türkiye oyun planına mutlaka yazılmasını istediği husus: hava trafiğine kapalı tampon bölge oluşturmak, Kürtlerin ve Sünni Suriyelilerin güvenliğini burada sağlamak, elbette herkes gibi payına düşeni almaktır.


Sonuç olarak eninde sonunda hem Irak’ı hem de Suriye’yi kapsayan Sünni bir devlet kurulacaktır. Ha bu IŞİD mi olur, asla.. Bu iş ‘’ölümü gösterip sıtmaya razı olmaya’’ benziyor.. Daha ılımlı Sünni bir devlet ve hamisi de Türkiye..



Yazarla iletişim adresleri:
Facebook : https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn
 
Twitter : https://twitter.com/omerozdamar
 


22 Eylül 2014 Pazartesi

4 aylık dağ/yayla yaşamı bitti..




19 Mayıs günü, yayladaki eve gittim ve 21 Eylül günü, geri şehre döndüm..


Yapayalnız değildim tabii yaylada.. Eşimle beraber, bir köpek, 7 kedi, 20’ye yakın tavuk, 2 keçi ve 3 hindi vardı..


Yakınımızda bir komşu vardı, o da balıkhane bekçisi olduğu için uzun boylu hiç görüşemedik..


Etrafındaki tepeleri, dağları gezmeye ve keşfetmeye çalıştım..


İnternet zayıf olduğu için pek blog yazamadım..


Yaklaşık 1.500 metre yükseklikte sanki gökyüzüne daha yakın duruluyordu, sanki yıldızların ışıltısı daha ferli gözüküyordu..


Kendimce bazı çıkarımlar ve fikirler ürettim elbette..


20 yıl sonra köylerde yaşayan nüfusun; bugüne göre en az yüzde 50 daha düşeceğini iddia edebilirim.. Çünkü sistem köyde yaşamı mümkün bırakmıyor..


Neden?


Dağlarda, yaylalarda, köylerde  para harcanmıyor, hatta para geçmiyor..


Kendi kendine yetebilen çekirdek ailenin yaşamını idame ettirmesi bugün itibarıyla köyde mümkün değildir..


AVM’lerde tüketim ve para harcanması için şehirlerin tıka basa dolması şarttır..


Köyde şu an kimler yaşıyor?


Emekli olmuş, ufak tefek tarla işi yapabilen, takriben 50 ve üzeri yaş grubu yaşamaktadır. Bunların çocukları ise neredeyse hepsi şehre göç etmiştir..


Neyse bu sezon çok blog yazacağım için ileride bu konulara değineceğim daha..


Başka neler mi oldu?


Yazı tutkusu baskın olduğu için yine bir şeyler karaladım..


Yaylada son şeklini verdiğim ve Temmuz-2014 ayında yeni basılan kitabım olan ‘’DÜŞ’e Yazdım’’ çok ilgi çekti..


Yerel yazarların bir yerde kaderidir bu gerçek.Basılan kitabını kendisi pazarlar, kendisi satar, kendisi imzalar.. Yerel bazda bunu başardım. 100’ü geçen okuyucu kitlesi yarattım. Yeni basılan kitabımın satışı 150’yi geçmiştir. Bu realiteyi de yadırgamıyorum çünkü, her ay 3 bine yakın kitap basıldığı dikkate alındığı zaman bu sonuç kaçınılmazdır..


Ömer Özdamar

Burdur-Bucak



İletişim adreslerim:
Facebook :
https://www.facebook.com/omerozdamar62?ref=tn_tnmn



Twitter : https://twitter.com/omerozdamar