3 Ocak 2014 Cuma

Cemaat mi, AK Parti mi? Yoksa Demokrasi mi?



Galiba saflar netleşmeye başladı.

İşte bir tarafta cemaat ve uzantıları, diğer tarafta AK Parti, Kürtler, en son ulusalcılar da bu tarafa eklemlendi..

Benim için ölçü hak, hukuk, eşitlik, elbette daha çok demokrasi..

Demokrasiden uzaklaşan AK Parti mi yoksa daha çok demokrasi, daha çok özgürlük diyen cemaat mi?

Haliyle son 20 gündür olup bitenleri tarafsız (ne AK Partili ne de cemaatçi) gözle izlerken oyunu bugün fark ettim..

17 Aralık 2013 günü düğmeye basılan ‘yolsuzluk ve rüşvet operasyonu’ karşısında 11 yıldır sürdürdüğü iktidarın ayaklarının altından kayıp gittiğini gören AK Parti, her kim ittifaka katılırsa, her kim ne isterse verme safhasına geçti.

Cemaat ‘hukuk işlesin’ diyor, AK Parti ‘milli orduya bile kumpas kuruldu’ diyor..

Cemaat ‘adalet tecelli etsin’ diyor, AK Parti ‘yargı cuntası’ diyor..

Cemaat ‘yargının bağımsızlığına’ dem vuruyor, AK Parti, ‘paralel devlet’ diyor..

Cemaat yolsuzluğu bakan bile olsa her kim yaptıysa hesap versin diyor, AK Parti ‘çeteler, örgütler, militanlar, dış güçlerin uzantıları’ diyor..

Yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla 4 bakanını kaybeden AK Parti, ‘denize düşen yılana sarılır’ misali; her kim yanında durursa, her kim ne isterse verecek pozisyonu kabul ve tercih ediyor artık..

HSYK suçlu, savcı suçlu, Danıştay suçlu, ancak kolunda 30 bin mi, 300 bin mi, her ne fiyatsa, hediye saatle dolaşan bakan suçsuz öyle mi? Yemezler arkadaş yemezler..

Hani aklıma çocukluğum geldi. Suçüstü yakalanan yaramaz çocuk ne yapardı?
Gacara gucarayla, bağrışla, çağırışla ortalığı velveleye verir ki, yaptığı göz önüne alınmasın ya da yok sayılsın..

Ulan arkadaş yargının nasıl işlediği bugün mü öğrendin?

Soruşturmanın gizliliğine dün de uyulmadı, bugün de uyulmadı.. Ancak dün hiç itirazın yoktu, bugün nasırına basılınca ciyak ciyak ötüyorsun..
Yok böyle taraflı savcı mı olur, yok bildiri dağıtan savcı mı olur, yok basına delilleri sızdıran savcı mı olur?

Doğru, hiç olmaz ama hep vardı, hep olageldi.

O zaman, sen önce bugüne kadar olagelen ve alkışladığın savcıyı, hakimi dolayısıyla soruşturmayı kabul et, hesabını ver, ondan sonra anayasa mı değişecek, HSYK mı değişecek, savcı mı değişecek, Danıştay mı değişecek, bilahare karar verilir..

Ne yaparsan yap, ne edersen et, nafile çabalardan ibarettir. Çünkü ayakkabı kutularını, para sayma makinesini, para kasalarını unutturamazsın! Bu halk bu görüntüleri unutmaz!

AK Parti, bu çizgisinde yürümeye devam ettikçe; Türkiye’miz hem iktisaden hem de siyaseten çok zarar görecek çok.. Vebali de AK Parti üzerinedir..

Savcı ve hakim kararları uygulanmayacaksa (hem 2.yolsuzluk soruşturmasında, hem de TIR olayında görüldü); Türkiye’de tüm adalet saraylarını kapatın gitsin abi.. Ne diye görev yapıyorlar ki o zaman..

‘’Adalet ve hukuk işlesin’’ diye cemaat ağzı çıktığı kadar bağırıyor, feryat ediyor, karşı taraf ise işlememesi için elinden geleni ardına koymuyor..

Abi ben işlemesinden yanayım.

Varsa ki vardır, aksaklıklar yanlışlıklar, yine hukuk içinde çözülmesinden yanayım.. Böylece ben demokrasiden yanayım..

Abi kör topal işleyen adaleti rafa kaldırırsak; adaletsiz yaşam cehennem olur.. Aman ha, aklınızı başınıza alın, bir daha düşünün, bu adalet, bu hukuk herkesi gün gelir lazım olur..

Hiç aklıma gelmezdi..

Ne mi?

Solcu, hem sosyalist olarak bir gün cemaati savunacağım ha:J)


Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: