17 Kasım 2011 Perşembe

CHP ve geleceği…


CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Zaman gazetesine verdiği röportajda özetle neler söylemiş?

Varan-1
Dersim katliamının sorumlusunun devlet ve o dönemin CHP iktidarıdır.. Mustafa Kemal Atatürk'ün katliamdan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, çünkü "Bu dönem boyunca izlenen bütün politikalarda Atatürk devletin başındadır.
Varan-2
"Öcalan'la yapılan görüşmeler çok değerlidir ve bu sürecin yeniden başlaması gerekir. Ama örgütün de silah kullanmayacağını inandırıcı bir şekilde topluma ve hükümete anlatması lazım. Birbirimizi öldürmeden konuşmalı, çözüm aramalıyız. Hükümet aslında görüşmeler yaparak, müzakere yaparak bu iradeyi ortaya koydu. O yolun devam etmesi gerekir"
Varan-3
"Ergenekon diye bir gizli örgütün, yapılanmanın olduğunu biliyorum", operasyonun başlamasıyla yasadışı eylemlerin bittiğini, bölgede faili meçhullerin neredeyse durma noktasına geldiğini, "Veli Küçük'lerin tutuklandığı dönemi olumlu bulduğunu", "Derin devlet ve gizli kontgerilla çekirdekleri felç oldu. Gerçekten kontgerillanın tasfiyesinin, derin devlete son verme adımı olarak görüyordum"

Sonra CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç,
Mersin Milletvekili İsa Gök,
Antalya Milletvekili Gürkut Acar,
Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz,
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş,
Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan,
Antalya Milletvekili Arif Bulut, 
İstanbul Milletvekili Nur Serter,
Balıkesir Milletvekili Nedret Akova TBMM’de ortak basın toplantısı düzenledi.
Okunan bildiriye Antalya Milletvekili Osman Kaptan,
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın da telefonda destek verdikleri belirtildi.

Özetle ne dediler?
"Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü 1920-1940 arasındaki dondurulmuş bir zaman dilimine hapsederek o tarihteki dünya koşullarından soyutlayıp kimi kez hakarete vararak insafsızca eleştirenler kervanına CHP’den, içimizden birilerinin de katıldığını gördük"
"En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır koymaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz"

Tamam, şimdi geldik benim geleceğe dair incilerime…

CHP öyle de, böyle de bölünmeye mahkumdur. Baykal ağzıyla yapılan açıklama tezimin işaret fişeğidir. Muhtemelen eski genel başkan adayı CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, bu projenin lokomotifi olacaktır. Kurultayda Baykal destekli genel başkan adaylığının ilk adımıdır. Bu gidişat ya da süreç 30-40 milletvekilinin CHP’den kopmasıyla sonuçlanır. Sonra sol cenahta kendini konumlayan ve tarif eden, evrensel sosyal demokrasiyi benimseyen yeni bir oluşum kaçınılmaz olacaktır.

CHP konusunda şahsi düşünceme daha önce paylaştım. Tekrar etmekte yarar görüyorum…

CHP’ye ve Mustafa Kemal’e yapılabilecek en büyük ve en yararlı iyilik ise siyaset sahnesinden çekilmesidir. Eski CHP binası müze haline getirilmeli ve sevabıyla günahıyla tarihe bırakılmalıdır. Atatürk sever, Atatürkçü düşünce gibi dernekler elbette varlığını sürdürmelidir ya da sürdürecektir. Esasen Mustafa Kemal bir siyasi partinin ana figürü olmaktan çıkarılmalıdır. Böylece her partinin ortak kurucu lideri ve düşünce adamı olarak saygın yerini almalıdır. Demokrasiye geçiş döneminde bizzat-i Mustafa Kemal’in kurduğu CHP, siyasi misyonunu tamamlamıştır.   

CHP adına gelecekteki tehlikeyi görüyorum ve uyarıyorum. Mevcut siyasi konjonktür sürdüğü müddetçe CHP için tehlike çanları çok yüksek volümlü çalmaktadır. Bu siyasi yapı devam ederse; ilk darbeyi 2014 yerel seçimlerinde yiyecektir. CHP, İzmir dahil büyükşehirlerin hepsini kaybedecektir.

Çare ise Sayın Genel Başkanın şimdiden tekrar aday olmayacağını hemen açıklamalıdır. Yapılacak ilk kurultayda CHP adının değişmesi ve evrensel sosyal demokrasi programının ideoloji olarak kabul edilmesidir.

Ha bunlar olur mu? Olacak gibi gözükmüyor. O halde ben de olabilecekler üzerine düşüncemi paylaşmaktan geri duramam… 
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: