29 Ocak 2011 Cumartesi

Başbakan Erdoğan’ın Bucak mitingi…



Sayın Başbakan Erdoğan’ın Burdur ziyareti ve mitingi günlerce Bucak İlçesinde belediye anons sisteminden ilan edildi… Bucak’tan mitinge gitmek isteyen vatandaşlar için Burdur’a otobüsler kaldırıldı. Neyse miting başladı, ben de televizyondan naklen izledim. Burdur meydanını iyi bilirim ve gördüm ki miting cansızdır, heyecansızdır… Konuşmasının sonlarına doğru Bucak’a salep içmeye geliyorum demez mi?
Burdur sonrası Denizli’ye geçecekken ve programda asla Bucak yokken; pat diye niye rota değişti?

Burdur merkez referandumda HAYIR demiş, Burdur’dan sonra en büyük nüfusa sahip Bucak ise EVET demiş… Sayın Başbakan çok akılıca bir hamleyle EVET’leri garantiye almak için 6 bakanıyla, çok sayıda milletvekiliyle ani bir kararla Bucak’a geldi. Bu arada AKP teşkilatı paldır küldür hazırlık yaptı ve meydana 500-1.000 kişiyi topladı… Ben de meydana şöyle göz gezdirdim.

Niye?

İşte kimler katılmış, ne kadar insan katılmış, falan filan…

Başbakan yoldayken ben artık karnımı doyurmak üzere Pehlivan Kebap Salonuna girdim. Neyse orada da hemen televizyonu açtılar. TRT-2 Haber Kanalı, Başbakan Erdoğan’ın Bucak mitingini naklen veriyordu…

Sayın Başbakan Erdoğan konuşmasında bildik konulara değindi ve lafı Burdur’dan 3-0 istiyorum isteğine geldi...  Malumunuz Burdur Milletvekili dağılımı AKP 2, CHP 1 şeklindedir.

Bence Sayın Başbakan kusura bakmasın ama 2011 genel seçimlerinde 3-0 yerine 3’ün 1’ini alacaktır.
Diğer 2 milletvekilliğini ya CHP alacaktır ya da MHP ile CHP paylaşacaktır…

Zaten 3-0 AKP demenin mantığı da yoktur. Yüzde 47 oy aldığı 2007 seçimlerinde 3 yerine 2 çıkarttıysan 2011 seçimlerinde mümkünatı yok olmaz…

Bucak artık kritik siyasi eşik haline geldi.

Kimler için?

Hem AKP, hem CHP, hem de MHP için elbette…

Daha önce bu konuyu uzunca işledim. Tekrarına mahal yoktur. Sayın Başbakan Bucak’ın ne kadar önemli olduğunu biliyorsa; rakibi diğer partiler de bilmek zorundadır.

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar
Bucak CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi
29 Ocak 2011

Burdur ili ve Bucak ilçesi nüfus analizi…



2010 ADNKS Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre Bucak nüfus verileri şöyledir:

Bucak Toplam Nüfus:  61.173

Bucak Merkez toplam Nüfusu: 37. 667

Bucak Kırsal Toplam Nüfusu: 23.506

Bucak Toplam Merkez-Belde-Köy Erkek Nüfusu: 30.474
Bucak Toplam Merkez-Belde-Köy Kadın Nüfusu: 30.699

Bucak Merkez (belde-köy hariç) Kadın Nüfusu: 18.833
Bucak Merkez (belde-köy hariç) Erkek Nüfusu: 18.834

Bucak Kırsal Kadın Nüfusu: 11.866
Bucak Kırsal Erkek Nüfusu: 11.640

Burdur Merkez-Belde-Köy toplam erkek nüfusu: 55.493
Burdur Merkez-Belde-Köy toplam kadın nüfusu: 47.642

Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam erkek nüfusu: 43.414
Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam kadın nüfusu: 34.975

Burdur Belde-Köy (Merkez hariç) toplam erkek nüfusu: 12.079
Burdur Belde-Köy (Merkez hariç) toplam kadın nüfusu: 12.667

Çeltikçi toplam merkez-belde-köy erkek nüfusu: 2.848
Çeltikçi toplam merkez-belde-köy kadın nüfusu: 3.153

Çeltikçi toplam merkez (belde-köy hariç) erkek nüfusu: 1.093
Çeltikçi toplam merkez (belde-köy hariç) kadın nüfusu: 1.213

Burdur İlçelerinden olan Gölhisar, Tefenni, Karaman, Yeşilova, Ağlasun dengeli kadın erkek nüfusuna sahip iken Çeltikçi ilçesinin toplamında kadın-erkek nüfusunda dengesizlik vardır…

En dikkat çeken ise Bucak Merkez kadın-erkek nüfusudur. Neredeyse bire bir eşittir. Müthiş, şaşırtıcı ve hayret edilecek bir denge vardır.

En çarpıcı kadın-erkek dengesizliği Burdur Merkezde görülmektedir. Burdur kırsalı dengeli iken Burdur merkezde erkekler lehine denge bozulmaktadır. Bu dengesizlik az-buz değil ha, yaklaşık 10 bin erkek fazlalığı vardır. Bu da toplam nüfusunun yüzde 25’ine tekabül etmektedir. Burdur Merkezde kadın çok değerlidir çünkü az ya da kıttır::J))

Bu durumun nedenini araştırmak ve fikir sahibi olmak için Burdur Merkez 2009 yılı TÜİK ADNKS’ne baktım. Bakın neler çıkardım?

2009 Yılı
Burdur Merkez-Belde-Köy toplam erkek nüfusu: 49.417
Burdur Merkez-Belde-Köy toplam kadın nüfusu: 47.005

Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam erkek nüfusu: 37.302
Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam kadın nüfusu: 34.309

Peki, 2010 yılında ne olmuş?
Burdur Merkez-Belde-Köy toplam erkek nüfusu: 55.493
Burdur Merkez-Belde-Köy toplam kadın nüfusu: 47.642

Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam erkek nüfusu: 43.414
Burdur Merkez (kırsal hariç) toplam kadın nüfusu: 34.975

Bu anormal farkın bir nedeninin Burdur M.A.E Üniversitesi kaynaklı olduğu kanaatindeyim. 5-6 bin erkek öğrenci Burdur merkeze ADNKS’ne kayıt oldu, böylece erkek sayısı bir anda değişti… Bu anormal dengeyi çözemedim… Çözen varsa beri gelsin ve dillendirsin…

Neyse küçük bir çalışmayla ne acayip sonuçlar çıkardım yahu::J)) Bu kadar bilgilendirme herhalde yeterlidir…


Ömer Özdamar
Bucak CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi
29 Ocak 2011

15 Ocak 2011 Cumartesi

MHP bitmeyen oy hazinesi mi acaba?



AKP, özellikle referandumdan bu zamana kadar sürekli MHP oyları üzerine oynuyor…

Hani boksörün yumuşak karnı keşfedilir ve hep oraya çalışılır ya, Sayın Başbakan Erdoğan’da devamlı MHP refleksleri ve hassasiyetleri üzerine söylemlerde bulunuyor…

Niye?

Referandumda gelen oyların geri MHP’ye akmasını istemiyor…

Neler mi diyor?

Son günlerde ucube heykelden tutunda, Sarıkamış savaşında yazılan destanı, hatta Merkel’e karşı Kıbrıs konusunda bağırması ilk aklıma gelenler…

Esasen ne demek isteniyor?

Ey Milliyetçiler! MHP baraj altında kalacak, boşuna oy vermeyin!

AKP’nin siyasi gelecek denklem böyle işlerken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Bey, ‘MHP ile koalisyon mümkündür’
diyerek pat diye bombayı ortaya bıraktı.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bugün de ‘Türklük üzerinden-milliyetçi çizgisinden’ hiç taviz vermeyen Namık Kemal Zeybek DP Genel Başkanlığına seçildi.

Aklıma tabi yazımın başlığı geldi. MHP bitmeyen oy hazinesi mi acaba?

Taraf Gazetesinde Ahmet Altan, heykel konusunda Sayın Başbakan Erdoğan’a demediğini bırakmamış ve AKP’ye olan desteğini tamamen çekmiş…

Bugün Milliyet’te Hasan Cemal, ‘Kıbrıs şahinliği’ konusunda Başbakan’ın yanlış yolda olduğunu vurgulumış…

Kısaca yandaş Liberallerin, eski sosyalistlerin en azından bir kısmı şüpheden çıkarak AKP’nin muhafazakar, milliyetçi dindarlığa kaydığına kesin kani geldiler…

Sayın Başbakan, demokrasiye ve özgürlüğe bakışının çıpası olan AB ilişkilerini hızla zayıflatıyor, Erbakan döneminden kalma fantastik İslam Ülkeleri Birliğinden bahsediyor artık…

Sayın Başbakan Erdoğan adına en kötüsü ne biliyor musunuz?

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği; RTÜK Kanunu içinde verilen padişahvari yetkiye bakın ne diyor?

Padişah gibi istediğim kanalı kapatabilirim anlamına gelen evet, o yetki var ama 1994 yılından kalmaymış yanıtıyla; aslında zihin gerisinde padişah gibi olmayı istiyor bence. Çünkü demokrasiyi ve özgürlüğü içselleştiren Sayın Başbakan, doğru padişah gibi bu yetki eskiden verilmiş ama asla kullanmam ve hemen kanunu değiştirelim diyemiyor…

Bir de bu içki konusunda ‘ıksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorsunuz, karıştık mı?’ cümlesinin altında yatan keşke karışabilsemdir bence…

Sayın Başbakan Erdoğan’ın kullandığı ‘Entelektüel despot’ lafını kafaya taktım. Despotluk nedir? Zalimce ve baskıya dayanan yönetim tarzıdır. Araçları ise tank, top gibi silahlarıdır ki bunlara siyasi despot denir… Entelektüellere despot denince bu adamların silahı ne oluyor? Kalemleri ve düşünceleri…

Neyse son sözümü Ahmet Altan’dan alıntıyla noktalıyorum: Ama hiç unutma, gittikçe "ezilenlerden" uzaklaşan bu politikanla, gün gelecek sen de kendini özleyeceksin.

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Bucak-Burdur/15 Ocak 2011

Bucak Devlet Hastanesi Başhekimimize ve müdürümüze bir soru…



Malumunuz Milliyet Blog (sokak gazetecisi) yazarlığı ve CHP Bucak İlçe Yönetim Kurulu Üyesi-Başkan Yardımcısı olarak siyasi kimliğim vardır.

Çarşıda, pazarda kulağıma çok şeyler fısıldanır ya da dedikodu yapılırken kulak misafiri olurum…

Bucak merkezde kulaktan kulağa dolaşan rivayetten dolayı şahsen rahatsız oldum. Bu nedenle anlatacağım olay; ‘doğrudur ya da yanlıştır’, ‘vardır ya da yoktur’ şeklinde Bucak kamuoyuna yapacağınız bir açıklamayla hem dedikodunun önü kesilmiş olacak, hem de Bucak Devlet Hastanemizin güzide yöneticileri zan altında kalmayacaktır.
Gelelim olaya…

13 Ocak 2011 günü Bucak Devlet Hastanesi et deposunda soğutucuların yeterli çalışmaması nedeniyle 370 kilo kırmızı et (dana) ve 70 kilo beyaz et (tavuk) bozulmuş, tutanak tutulmuş ve 14 Ocak 2011 günü Bucak Belediyesi Mezbahane bölgesine toprağa gömülmüş…

Eğer olay doğruysa gelelim sorularıma:

-Soğutuculardan sorumlu kimdir?

-Toprağa gömülen yaklaşık 8 milyar (8 bin TL) zararın oluşmasında kimlerin ihmali vardır?

-Eğer ihmal varsa; Bucak Devlet Hastanesi Yönetimi ne gibi işlem yürütmüştür?

Sayın Bucak Devlet Hastanesi Başhekimim ve müdürüm, lütfen bu olay var mı yok mu, bir vatandaş olarak bana ve kamuoyuna bir açıklama yaparsanız; hem toplumumuzun ihtiyaç duyduğu şeffaflık ilkesi gereğini yerine getirmiş olacaksanız, hem de fısıltı ya da dedikoduya son noktayı koyacaksınız.

Sabırla sizlerden gelecek açıklamaya bekleyeceğim. Eğer yok derseniz hemen ve peşinen özrümü ileteceğim.  

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Bucak-Burdur/15 Ocak 2011

11 Ocak 2011 Salı

CHP, Recep Mutlucan ile Burdur İli Bucak İlçesinde bu sefer tarih yazacaktır…



Yaklaşık 30 yıl sonra Burdur İli Bucak İlçesi ilk kez CHP Milletvekili Aday Adayı çıkardı…

Hep sağ cenaha terk edilmiş Burdur İli Bucak İlçesinde CHP, hem siyasi figür hem de hissedilir seçenek haline geldi artık…

CHP’nin bu noktaya taşınmasında, Sayın Recep Mutlucan’ın çok büyük hatta ölçülemez, maddi-manevi katkısı yadsınamayacak bir gerçektir.

Son 8-9 yılını Bucak CHP İlçe Başkanı olarak yürüten Sayın Recep Mutlucan Beyin, yürüttüğü başarılı siyasi çalışmalarına son 4 yıldır bizzat canlı tanıklık ettim.

Kar topu misali CHP’yi sürekli büyüttü, kanaviçe gibi örgütsel çalışma yürüttü, 2002 ve 2007 genel seçimlerinde Bucak’tan milletvekili adayı olmamasına rağmen CHP’ye 5 bine yakın oy topladı.

Takım çalışmasını seven ve bunu prensip edinen, ‘usta örgütçü’ bir CHP’lidir.

Son 30 yılını Bucak İlçesinde hep toplumla iç içe yaşamış, hakkında tek bir olumsuz laf duyulmamış, sakin, yardım-sever, tam bir ‘halk adamı’ CHP’lidir.

Hayatı hep tırnaklarıyla kazarak bir yerlere gelmiş, her şeyini emeğiyle kazanmış, hep onurlu duruş sergilemiş, Meslek Yüksek Okulundan mezun olmuş, ‘saygın ve kültürlü’ bir CHP’lidir.

Kim?

Bucak CHP İlçe Başkanı Recep Mutlucan Bey…

Niye bunları anlattım?

Çünkü Sayın Recep Mutlucan Bey, 10 Ocak 2010 günü Burdur İl Başkanlığından düzenlenen törenle; Bucak CHP İlçe Başkanlığından istifa ederek Burdur Milletvekili aday adaylığını açıkladı.

Basın açıklamasında Recep Mutlucan Bey, bakın neler dedi?

Sayın İl Başkanım, Sayın Milletvekilim, değerli Cumhuriyet Halk Partililer, değerli hemşerilerim ve değerli basın mensupları…

30 yıldır CHP’nin çeşitli kademelerinde görev yaptım. Son 8.5 yıldır sürdürmekte olduğum Bucak İlçe Başkanlığı görevinden CHP Merkez Yönetim Kurulunun 03.01.2011 tarihli kararı doğrultusunda milletvekili aday adaylığı için istifa ediyorum.

İlçe Başkanlığım döneminde bizlere desteklerini esirgemeyen Milletvekilimiz Sayın Ramazan Kerim Özkan’a, önceki il başkanlarımızdan Sayın Süleyman Solmaz’a, Sayın Mustafa Kayım’a, Sayın İsmail Erkaya’ya, mevcut il başkanımız Sayın Süleyman Erman’a ve yönetim kurulu üyelerine, beraber çalıştığım diğer ilçe başkanlarıma, belediye başkanlarıma teşekkür ediyorum…

Yine ilçe başkanlığım süresince geçirmiş olduğumuz iki referandum, iki yerel ve iki genel seçim olmak üzere beraber çalıştığım yönetim kurulu üyelerimize, partililerimize, zaman zaman beraber olduğumuz yerel basın mensuplarına, Kanal-15 ve çalışanlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm Bucak’lı hemşerilerime teşekkür ederim.

Önümüzdeki sürecin ve seçimlerin ülkemize, Burdur’umuza ve partimize hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım.

CHP’yi Bucak’ta 2-3 basamak daha yukarı götürme adına taşın altına elini koymaktan çekinmeyerek; yılların siyasi çabalarını, uğraşılarını böyle aday adayı olarak taçlandırdı.

Kim?

Bucak CHP İlçe Başkanı Recep Mutlucan Bey,

Bana göre Burdur Milletvekili aday adaylığı anasının ak sütü kadar helaldir ve hakkıdır.

Şuna ben şahsen garanti veriyorum. Recep Beyin şahsında CHP, Bucak’ta gelmiş geçmiş en yüksek oyu alacaktır. İlla da rakam telaffuz edersem; referandumda 14.500 HAYIR oyu dikkate alınınca en az 10 bin oy CHP’ye gelecektir. Ama bu rakam 15 bin hatta 20 bin bile olabilir. O kadar sevilen bir insan ki göreceksiniz MHP’li, DP’li hatta AKP’li birçok seçmen oy verecektir.

Recep Beyin, son 7 yıldır Bucak CHP İlçe Başkanlığı görevi yürütmesi nedeniyle; Burdur Merkez ve diğer 9 ilçesinde (Altınyayla, Kemer, Yeşilova, Karamanlı, Gölhisar, Altınyayla, Çeltikçi, Ağlasun, Çavdır) CHP’liler tarafından bilinmesi, sevilmesi ve desteklenmesi ayrıca büyük avantajıdır.

Burdur’un çıkarabileceği Milletvekili sayısı 3’tür. 2002 ve 2007 genel seçimlerinde AKP 2, CHP 1 Milletvekili kazanmıştır. AKP, 2002 yılında milletvekili sıralamasını yaparken ustaca taktik ve strateji izlemiştir. 1 nci sıraya Bucak’lı adayı, 2 nci sıraya Burdur merkezden adayını koymuştur.

Buna karşın CHP ise Bucak’lı bir adayı 1 nci, 2 nci, 3 ncü sıraya değil listeye koyma gereği bile duymamıştır.

İlk kez 2011 seçimlerinde CHP Bucak İlçe Başkanı Recep Mutlucan Bey, Burdur milletvekili aday adaylığıyla bu trendi kırmıştır. En önemlisi elde edilecek seçim başarısıyla; Bucak-CHP’nin gelecek tarihine altın harflerle kazınacaktır.

CHP tescilli ve onaylı gönüllüsü olarak idealim ve vazgeçilmez isteğim, CHP’nin Burdur genelinde 1 nci parti olmasıdır.

Bunun da tek yolunun stratejik ve taktik olarak neredeyse 6 ilçenin seçmen sayısına eşit Bucak İlçesinden milletvekili adayı çıkmasıdır.  

Bir dahaki yazımda bunun nasıl gerçekleşeceğini rakamlarla açıklayacağım. Beni takip edin derim…

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar

Burdur İli Bucak İlçesi CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, 10 Ocak 2011

6 Ocak 2011 Perşembe

Osmanlıda Harem-Türkiye Cumhuriyetinde Kadın



Harem ne demektir? Sarayda padişahın ailesinin ve evinin bulunduğu yerdir. Ayrıca girilmesi yasak alandır.
Haremde kimler bulunur? Padişahın annesi valide sultan, padişahın eşleri, hasekiler, şehzadeler, padişah kızları, ustalar, kalfalar ve cariyeler bulunurdu.
Haremde kaç çeşit cariye vardır?
1. Hizmetçi konumundaki cariyeler.
2. Padişahın eşi durumundaki cariyeler.

Sayıları kaçtır?
1. Hizmetçi cariyeler, kadın hizmetçi konumunda ve aldıkları belli bir ücret karşılığında haremde hizmet etmekte oldukları görülmektedir. Sayısı değişkendir.
2. Padişahın Eşi konumundaki cariyeler ise; padişahın nikah yaparak ya da nikah yapmadan karı – koca hayatı yaşadığı cariyelerdir.

Padişahın eşi durumundaki cariyeler kaça ayrılır ve sayıları?
1. Nikah yapılmayan cariyeler en fazla 12 olur ve bunlara gözde, ikbal ve peyk olarak adlandırılırlardı.
2. Nikahlı cariyeler ise en fazla 7’ye kadar çıkardı.

Yorum ve Analiz: Bu bilgileri niye verdim biliyor musunuz? Yukarıdaki bilgiler ve bakış açısıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun hakkında olumsuz bir imaj çizmek asla amacım değildir. İş bu noktaya gelirse o dönem Avrupa’nın hem dinsel hem de yönetsel olarak kadınlara neleri reva görüldüğünü anlatmakla bitmez. Yani sicili bir hayli bozuktur. Anlatmak istediğim konu bu değildir. Ama ileride bunları da yazacağım.
Karşımızda iki resim durmaktadır. Birincisinde Osmanlı İmparatorluğu'nda harem teşkilatı ve kadının durumu; ikinci resimde ise Laik Türkiye’de kadının durumu.
Bu iki resmi göz önünde tutarak; Tandoğan, Çağlayan ve bugünki İzmir mitinglerinden şöyle bir çıkarımda bulunalım. Galiba cumhuriyet kadınları laiklik ekseninde kazanılmış kadın haklarının geriye götürülmesine yüksek sesle dur demişlerdir. Elimde sayısal bilgiler yok ama görüntülerde kadın ağırlığı çok ama çok hissediliyordu. Başka türlü cumhuriyetine sahip çıkma mitingleri bu kadar etkili olamazdı diyorum.
Neden kadınlar? Laiklik ekseninden çıkan bir Türkiye’de bir çok alanda elde ettikleri edinimlerini ya kaybedeceklerdi ya da tırpanlanacaktı.
Son söz: Yukarıda "Osmanlı’da harem" konusu ve bugünki İzmir mitingi ne alaka diyen çıkabilir. Ancak bilinçli Türk kadınlarının iki konu arasında irtibatı hemen kurduğuna inanıyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/06 Ocak 2011

5 Ocak 2011 Çarşamba

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Sayın Ersin Özince’ye açık teşekkür…

Malumunuz bundan 1 hafta önce bir yazı yayınladım. Konumuz da olmayan kredi kartının yıllık aidatıydı…

Linki aşağıdadır…


Bugün tüm isteklerim yerine getirildi ve uzlaştık. Kısaca param bana iade edildi ve benden özür dilendi…

Burası çok önemlidir.

Neden mi?

Milyonlarca müşterisi olan Türkiye İş Bankası’nın kurumsal olarak insan odaklı çalışması, her bir müşteriyi değerlendirmesi, personel hatasından kaynaklanan müşteri memnuniyetsizliğini giderecek adımları hızlı ve hemen atması, tek kelimeyle HARİKA!

Yabancı bankalarla rekabet edebilmek ve yarışabilmek için başka da yol yoktur zaten…

Türkiye İş Bankası, şimdiye kadar Türk bankacılığının amiral gemisiydi. Bundan sonra da bu özelliğini asla kaybetmemelidir ve Türk bankacılığının yüz akı olmayı sürdürmelidir.

Yanlış yaptınız diyen bir müşteriye; inceleme ve araştırma sonucunda ‘evet, yanlış yapılmış, özür dileriz’ diyebilen bir banka zaten çoktan evrensel standartlara ulaşmıştır.

Bu arada nasıl yanlış üzerine eleştiri yaptıysam, doğru yapılanı da aynen ifade ederim. Hukuk ve adalet anlayışım böyledir…

Bu hakkaniyetli ve yerinde uygulamasından dolayı Türkiye İş Bankası’na, Sayın Genel Müdürü Ersin Özince Beyin nezdinde teşekkür ediyorum.

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/05 Ocak 2011