3 Temmuz 2010 Cumartesi

Sivas-1993 Madımak Aydınlarını Anma…








Malumunuz ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara sayfalarında birisi de 37 insanın yakılmasıdır.

Sivas İli merkezinde yer alan Madımak otelinde, 02 Temmuz 1993 günü hepimizi utandıracak olaya tanık olduk.

İşte bugünün anılması için Burdur CHP Gençlik Kolları ve Burdur Sanat Evi ortaklaşa etkinlik düzenledi.

Akşam 20.30 civarında katledilen aydınların anısına 1 dakikalık saygı duruşuyla program başladı.

Burdur CHP Gençlik Kolları Başkanı ve CHP Burdur Milletvekili R.Kerim Özkan birer konuşma yaptılar.

32 nci Gün Programından alınan ve Can Dündar’ın etkileyici sunumuyla, olayların saat-saat kronolojik olarak anlatıldığı belgesel izlendi.

Ogün, o saatlerde Sivas İlinde yaşananların kim ne derse desin resmen irticai kalkışma olduğu unutan hafızalara yeniden ve bir kez daha kazındı.

Daha sonra nefis bir şiir resitali gerçekleşti ve müteakiben karanfiller bırakıldı.

Etkinliğe, CHP Burdur İl Başkanı ve yöneticileri, CHP Burdur İlçelerinden partililerin katıldıkları görüldü.

CHP Bucak İlçe Örgütü olarak başta İlçe Başkanımız Recep Mutlucan, İlçe Yöneticilerinden Bahtiyar Sayın, Galip Duran, Recep Şimşek, Seyit Yıldız, Bayram Samur ve ben Ömer Özdamar olmak üzere çok sayıda partili ve partisiz vatandaş, CHP Bucak Gençlik Kolları Başkanı ve diğer genç arkadaşlar bu anma töreninde yer almışlardır.

Buraya kadar aynen haber gibi aktardım. Gelelim benim düşünce ve yorumuma…

Bir kere Sivas İlinde devleti temsil eden ancak olayları doğru okuyamayan ve gerekli önlemleri alamayan herkes suçludur.

Bir kere bunun adı irticai kalkışmadır. Çünkü toplanan 15 bin kişinin ‘’Kahrolsun Laiklik’’ sloganları Can Dündar’ın belgesel tarzındaki programında çok net duyuluyor.
Cumhuriyetin en temel kuruluş felsefesi olan Laiklik hedef alınıyor ve bu bağlamda 37 aydın diri, diri yakılıyor.

O dönemin Sivas Belediye Başkanı en büyük ve en belirgin kışkırtıcı iken Refah Partisinden Milletvekili seçilerek; sorumluluktan ve yargılanmaktan kurtuluyor.

Dikkatimi çeken o dönemin valisi, emniyet müdürü görevden alınırken garnizon komutanı kusurlu bulunmuyor. Yani buna sadece Selda’nın bir türküsünde yer alan ‘’yuh yuh’’ nakaratını tekrar ediyorum…

Daha vahimi ise 17 yıldır o utanç mekanın bir türlü utanç müzesine dönüştürülememesidir. Herkesin buna ayak sürümesidir…

Koruyamayan ve diri diri yakılan o insanların yakınlarına en azından çok yüklü tazminat ödemesi gerekirdi. Kimin? Devletin…

Uzun lafın kısası inancından dolayı bir kısım vatandaşlarımıza resmen faşizm uygulanmış ve katledilmiştir. Daha bunun ötesi berisi yoktur.

Söyleyeceklerim benden bu kadardır.

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/03 Temmuz 2010
Bu yazı daha önce counter kisi tarafından okundu.

Hiç yorum yok: